|
|
Yaz gelince güller açar ekranımda(!)
Kış sezonu boyunca yerli dizi ekranından kurşun vızıltısı, kan sıçraması, trafik kazası, kanser hastalığı, iftira, entrika, kavga, kumpas eksik olmamıştı. Şimdi yazlık dizilere bakıyorum da ekranda güller açıverdi. Ortalık, aşk ve gençlik dizilerinden geçilmiyor. Hatta kış sezonunda reyting alamayıp, askıya çıkan ne kadar romantik dizi varsa ekranlarda. Belalı Baldız, 29-30, Evet Benim, Sevda Çiçeği, İlk Aşkım, İki Aile, Sahte Prenses ve diğerleri... Sanırsınız ki tüm televizyon yöneticileri kulaklarının arkasına taktıkları papatyalar ile kırlarda "Lay lay lom" diye koşturup, durmakta... Tabii ki durumdan şikayetçi değilim. Ama neyin değiştiğini doğrusu merak ediyorum. Acaba bizim insanımızın canı kış gelince portakal yerine kan mı çeker? (Kan portakalı çözüm olabilir mi acaba?) Peki sadece erik dalları çiçek açınca mı aşkı, romantizmi hatırlarız? Bence hiçbiri değil. Kurşun vızıldamayan diziler kışın iş yapmadığı için yaz ekranında dolgu malzemesi olarak kullanılır. Boşuna umuda kapılmayın. Havalar azıcık soğumaya yüz tutsun, dizilerin gözünü yine kan bürüyecektir. Bu arada romantik dizilerin temaları nedense birbirini tekrar ediyor. Çirkin ördekler, üç bölüm sonra beyaz kuğulara dönüyor. Hizmetçiler, prenslerin gönlünü çeliyor. Planlı tatbikatlar sınıfından aşk oyunları, aniden gerçeğe dönüşüyor. Ve bunların büyük çoğunluğu da yabancı dizi ve filmlerden devşirme ya da kibar deyimle esinlenme... İyi de yok mu Külkedisi'nden başkasını yazacak bir kalem erbabı?
|