kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Japonca'da "kiki", hem kriz hem de fırsat anlamındaymış
Ankara'yı İstanbullular kurdu ama...

Japonca'da "kiki", hem kriz hem de fırsat anlamındaymış

Önceki gün TürkAvrasya İş Konseyleri Başkanı Tuğrul Erkin'in davetlisi olarak, aralarında İlter Türkmen, Yaman Başkut gibi deneyimli diplomatların, Nihat Gökyiğit gibi çevre vizyonu da olan girişimcilerin, Prof. İlter Turan ve Dr. Ahmet Han gibi sosyal bilimcilerin de bulunduğu küçük bir çalışma grubu içinde "Avrasya"ya dönük beyin fırtınası yaptık.
Saatler süren bu birliktelikte, Aral Gölü'nün nasıl yok edildiğini Nihat Gökyiğit'ten öğrendik. Göllere akan nehirleri barajlara akıtır, pamuk gibi tek ürüne yönelip toprağı yorar, aşırı kimyasal ve yapay gübre kullanıp çevrenin doğal yapısını yok ederseniz, sonuçta "Aral felaketi"nin benzerlerine tanık olurmuşsunuz.
Bizdeki büyük depremin (1999/Ağustos) ardından Japonların kuyruğa girip Tokyo'daki Türk Büyükelçiliği'ne yardım paraları akıttıkları sırada, hep aynı kelimeyi seslendirdiklerini anlattı Yaman Başkut. Her Japon bağışını yapıp makbuzu aldıktan sonra "Kiki" diyormuş. Meğer "Kiki" o dilde hem "Kriz" hem de "Fırsat" demekmiş.
Japonca'da "Kriz ile Fırsat" birbirlerine geçmiş kavramlar olarak tek kelimede kullanılırmış.
Avrasya'nın sınırlarını da konuştuk, enerji kaynaklarıyla çevrili Karadeniz'in Avrasya ve Türkiye için önemini de tartıştık. İçinde Çin'in ve İran'ın ve hatta Afganistan'ın bulunmadığı "Türk-Avrasya İş Konseyleri"nin eksikli olacağını da vurguladık. "Demokrasi mi yoksa ekonomi mi"ye dönük önceliklerin, bazı Asya ülkelerinde nasıl tartışıldığını da değerlendirdik. Petrol ve doğalgaz boru hatlarının geçişiyle Türkiye'nin jeo-politik konumunun gireceği yeni boyutu Ahmet Han değerlendirdi. Globalleşmeyle birlikte sınır kapılarındaki rüşvetlerden başlayan kokuşmuşluğun, uyuşturucu ticaretinin, insan kaçakçılığının Avrasya'daki yansımaları da konuşuldu.
İki saati aşkın bu birliktelik sonunda, yeni "Avrasya Toplantısı" gündeminin belirlenmesini Tuğrul Erkin'e ve koordinatörler Çiğdem Çınar ile Ebru Kunt Akın'a bıraktık.

GÜNDEM
FARKI
Bu toplantı ertesinde düşündüm ki masaya ne "Türban", ne Cumhurbaşkanlığı seçimi, ne Türkiye gündeminin bunlar gibi "Kendince önemli" kriz konuları gelmişti. Daha sonra da, 2003 ve 2005'te İstanbul'da yapılan Avrasya Toplantıları'nda eski cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, Iliescu, Gaydar, Primakov, Gencher, Aytmatov gibi yabancı konuklarla birlikte yaptığı konuşmaları ve aralarındaki tartışmaların zabıtlarını okudum. Demirel bu söylemlerinde gerek Avrasya'ya, gerekse dünya konjonktürüne dönük, gerçekten evrensel ölçüde değerli vizyon sunmuş ve bakış açıları seslendirmişti.
Olaylara bu düzeyde, böyle geniş açıdan bakabilen bir ismin, şimdi Türk toplumuna kısır günlük iç politika tartışmalarının bir tarafı olarak kendini sunmasının acıklı olduğunu düşündüm.
Aynı şekilde, Türkiye'nin ve dünyanın gerçek gündemi yerine ve krizlerden fırsat çıkartılmasının yolları aranacağına sürekli yeni krizler üretmeye çalışan kadrolara mahkum olmanın dayanılmaz ağırlığına takıldım yine. Düşündüm ki Türkiye'de "Kiki" tek anlamlı oluveriyor.

FİGÜRAN
OLMAYALIM
İçe döner ve kendi ürettiğimiz krizlerle günlerimizi geçirirsek, "Büyük Dünya"nın figüran toplumları arasında kalacağımızı bilmeliyiz. Üretici olmak yerine sadece tüketici olmak, gerçekten acı bir kader gibi yapışmamalı siyaset ve düşünce dünyamıza.
İçinde bulunduğumuz "Uzay Çağı"nın yansımaları günlük hayatımızda. Örneğin artık kol saatlerine bile giren "GPS" (Global Positioning System) ABD Savunma Bakanlığı'nın 14 milyar dolarlık araştırmaları sonunda oluştu.
Oysa geçmiş çağlarda, bırakın dünyanın neresinde bulunulduğunun uydular yardımıyla 5 santim hatayla bilinmesini, saatin kaç olduğunu bile Avrupalılara sadece çan sesleri ile Kilise bildirebilirdi. Orta Çağ Avrupa'sında, insanların zamanı ölçmesi bile günahtı, çünkü zaman Allah'a ait bir olguydu. Buna göre Allah'a ait olan zamanı bir ücret karşılığında iş anlaşmasıyla kiralayan insan da, tefecilik yapmış gibi günah işlemiş sayılırdı.
Yani eğer canınız bu tür tartışmaları yapmayı çekiyorsa, kolunuzdaki saatin de laikliğin bir güvencesi olduğunu söyleyip, "Artık zamanı ne çan sesiyle, ne de ezanla ölçüyoruz" da diyebilir ve rejim krizini sürdürebilirsiniz.
Ama bunun sonu var mı, bu da başka bir mesele.
Neticede bu satırların yazarı Avrasya'yı tartışırken "Dünyalı" olmanın birkaç saatlik nefesini almaktan çok mutluluk duydu.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Eski liderler de eskiden yeni değil miydiler?   / 28-06-2006
 Şimdi de "Gerçek liderlik" sınavları başladı...   / 27-06-2006
 Dünyaya uyum vizyon eksikliğine alternatiftir...   / 26-06-2006
 Acaba yine bir dış parmak düğmeye mi bastı?   / 25-06-2006
 Lütfen kimse "Önümüzü görebiliyoruz" diye konuşmasın   / 24-06-2006
 Kriz bağımlıları istikrara tahammül edemedi...   / 23-06-2006
 Soros solcu ise burjuvaziyi kim temsil ediyor?   / 22-06-2006
 İçe dönmek ve rejim kavgası yapmak daha mı kolay?   / 21-06-2006
 Yarının krizini bugüne taşımak akıl kârı mı?   / 20-06-2006
 Kapılmadığımız hangi ütopya kaldı geride?   / 19-06-2006
YILMAZ ÖZDİL
Durum...
Harvard Üniversitesi...
ERGUN BABAHAN
Halk damarıyla siyaset yapmak
12 Eylül öncesi...
MEHMET BARLAS
Japonca'da "kiki", hem kriz hem de fırsat...
UMUR TALU
Brezilya neden ıslıklandı?
Maçı izleyen herkes...
ERDAL ŞAFAK
İslamofobi
"Antisemitizm veya İslam...
Esad'a F16'larla uyarı
Filistinli militanların iki askerini öldürüp birini kaçırması üzerine...
İmaj maratonu
Irak Savaşı sonrasında halk desteği düşüşe geçen ABD Başkanı George...
Damga vururduk
Damga vururduk
Almanya'da düzenlenen 2006 Dünya Kupası finallerinde ikinci tur...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu