kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
  » Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Silindir gibi ezeriz
Kesinlikle kadrolaşma yok
Büyükanıt'la problem yok

Silindir gibi ezeriz

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Mesut Yılmaz'ın siyasete girişi ve AKP karşısında yeni şekillenen cepheye, "Bunları silindir gibi ezeriz" nitelemesinde bulundu.

Silindir gibi ezeriz

Milli Eğitim Bakanı Çelik, Ankara'da Demirel'in desteği ile başlayan yeni oluşum çabalarını ve eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın siyasete dönme girişimini "toplum mühendisliği" olarak değerlendirdi.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in desteğiyle başlayan yeni oluşum ve eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın siyaset sahnesine geri dönüşüyle ilgili AK Parti cephesinden en sert tepkiyi Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik verdi: "Bunları silindir gibi ezeriz." AK Parti'nin Antalya kampına gitmeden önce makamında görüştüğümüz Milli Eğitim Bakanı, başörtüsü ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanlığı dahil bir çok konudaki sorularımızı şöyle yanıtladı:

* Mesut Yılmaz siyasete döneceği sinyalini verdi. Yavuz
Donat bir haftadır Süleyman Demirel'in desteklediği yeni oluşumu anlatıyor. Sağda ve soldaki arayışlar partiyi zorlayan bir psikoloji yaratııyor mu?
Silindir gibi ezip geçeriz. Türkiye'de toplum mühendisliği ile başlayan hiçbir proje bugüne kadar başarılı olamadı. AK Parti kurulurken de Tayyip Bey bana bu partinin Milli Selamet ya da Refah'ın başka bir versiyonu değil, merkezde ayakları geniş basan ve demokratik değerler platformunda siyaset yapan bir parti olduğunu söylemişti. Ben de "Dini değerler zemininde değil, demokratik değerler platformunda siyaset yapan bir partiyse sonuna kadar varım" demiştim. Bu söz ettiğiniz oluşumlar, "devlet adına millet üzerinde" siyaset yapıyor. Ve devlet partisi anlayışı hep halktan sille yemeye mahkum. CHP'yi 56 yıldır iktidardan mahrum bırakan da bu. Bundan sonra da kendisine gelmesi mümkün değil.

* Peki Süleyman Demirel'in popülaritesini arkasına alan bir hareketin şansı var mı? Ben 1977'de Adalet Partisi gençlik kollarından siyasete girdim. Bütün ailem AP'li. Sonra DYP'de siyaset yaptım. Baba, bizim de babamız ama artık Baba'nın başlatacağı hareketten bir şey olmaz. Yavuz (Donat) Bey'in anlattığı meseleye dönersek... Demirel bir taraftan gelecek, Baykal diğer taraftan, AKP'ye karşı bir cephe oluşturulacak. Bir kere bakın, halk bundan hiç hoşlanmaz. Halk kendisinin bir kere böyle bir cephe oluşması halinde tepki verir. Halkı aşağılayarak bu hareketi pompalamak, sizin seçtikleriniz doğru değil, biz sizden daha iyi biliriz, demek. 28 Şubat'ın peşine takılıp giden siyasi partiler bunun için azledilmiştir.

* Ancak burada AK Parti'nin cumhuriyet değerlerini tehlikeye attığı şeklinde halk nezdinde daha güçlü yankı bulabilecek bir iddia var. Bu bir toplum mühendisliğidir. Bunu "Cumhuriyete sahip çıkma" zemininde yapıyorlar. Bizim programımız da cumhuriyete sahip çıkıyor. Bizi cumhuriyet karşıtı gibi göstermek ayıp .

* Yani seçmenin "cumhuriyet kazanımları" yerine "seçilmişlerin yönetme hakkı" argümanına itibar edeceğini düşünüyorsunuz? Eminim. En azından AKP'nin tabanı açısından eminim. Türkiye'de geniş kitleler cumhuriyeti benimsemiştir. Ama Cumhuriyet tek başına bize yetmez. Çeşit çeşit cumhuriyet var. Eğer bu cumhuriyet demokratik bir cumhuriyet olmazsa bunun diğer rejimlerden farkı olmaz.

* Ama kamuoyundaki genel kanı, hükümetin artık daha fazla "bizler ve onlar" psikolojisinde olduğu, "merkezi kucaklama" gayretlerinin azaldığı yönünde. Bize yöneltilen eleştiri "gerginlik yaratıyorsunuz" Gerginlik yapıyorsunuz diyenler evini ateşe verip sonra 'yangın var ey ahali' diye bağıranlar.

* Peki örneğin türban ya da imam hatipler Türkiye gündeminden düşmüşken, 23 Nisan'da 21 yaşındaki imam hatiplinin Meclis Başkanlığı koltuğuna oturtulması ya da Meclis Başkanı'nın "lakliği yeniden yorumlayalım" konuşmalarını nasıl açıklıyorsunuz? 23 Nisan'daki meclisimiz çocuk meclisi değil, öğrenci meclisi. 81 ilden gelen öğrenciler kendi aralarında seçim yapmış. Bırakın öğrenci kendi fikirini söylesin. Bu durumu 'Bülent Arınç yazmış eline vermiş' şekilde eğer değerlendirirseniz çok yazık olur.

1 2 3 4 5
 
DİĞER SİYASET HABERLERİ
 Yılmaz siyasete döndü Anavatan Partisi karıştı
 Mumcu, memleketinde konuştu
 Celal Doğan: Kutuplaşma zarar verir
 İzmir'de AKP'den CHP afişlerine dava
MUHARREM SARIKAYA
Sağda, solda arayışlar
ESKİ Başbakan Mesut Yılmaz'ın,...
YAVUZ DONAT
Nazik konular
Siyasi kulislerdeki canlılık sürüyor...
'Kaza süsü verilmiş suikast' girişimi mi?
Abdi İbrahim İlaç şirketinin sahibi Barut'un bindiği cip, gaza...
Dünya Kupası biter turist gelir
Babadağ'ın eteklerindeki Fethiye, turist yolu gözlüyor. Ölüdeniz'de...
Erdoğan'dan Yılmaz'a salvo
Erdoğan'dan Yılmaz'a salvo
Başbakan Erdoğan, siyasete dönebileceğini açıklayan Mesut Yılmaz'a...
AKP kampında 'iki dakika' tartışması
AKP kampında 'iki dakika' tartışması
Kundu'daki Green Palace Oteli'ndeki kampın ilk günü sıkıntılı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu