|
|
Bu memlekette haber biter mi?
KENDİMİ çok şanslı hissediyorum. Eğer bu mesleği İsviçre'de, Hollanda'da, Danimarka'da yapmaya kalksaydım, her gün yazacak konu bulmak için tırmalayıp dururdum... Ama ülkemin haber coğrafyası öyle bereketli ki, iki saat televizyon izleyip, üç kitap yazabilirsiniz. Salı günü canım Türkiyem'in televizyonları haber kaynıyordu. Hem de ne haberler... Önce Star TV Ana Haber'de mola verdim. Ambulans kaza yapmış. Hem de kırmızı ışık ihlali yapan bir araç yüzünden... Ambulansın sürücüsü, memlekette geçiş üstünlüğünün cankurtaranlarda değil, trafik magandalarında olduğunu unutmuş olmalı. (!) Ön koltukta oturan doktor, enkazın içinde sıkışmış, feryat ediyor. Yardımsever halkımız sağlık görevlileri ve itfaiye gelene kadar boş durmamış, doktoru kolundan, bacağından çekip durmakta.... Doktor feryat ediyor: "Durun, itfaiyeyi bekleyin..." Dinleyen kim? Bir sonraki haber, Ankara'da hayvanat bahçesinden firar eden piton yılanıyla ilgili. Muhabir, sokaktaki vatandaşa soruyor: "Korkuyor musunuz?" Delikanlı kalender çıkıyor: "Ne korkacağım abi? Memleketin her tarafı piton yılanıyla dolu. Biz alıştık artık onlara..." Orman Bakanı Pepe, yılandan daha soğukkanlı: "Bugünlerde kimseye şiş kebap yemesini tavsiye etmem. Heh, heh..." Sonraki durağım Kanal D Ana Haber. Sakarya'da bir trafik polisi, yanlış yere park eden aracın sürücüsünü uyarmış. Vay, sen misin uyaran? Otomobilden inen üç kişi üniformalı trafik polisini yere yatırıp evire çevire dövmüşler. Silahı yere düşüp, dağılmış. Telsizi parça parça olmuş. Gözünde morluk, çenesinde bere, kolu sıyrılmış, üniforması toza bulanmış. Mağdur polis, kameralara dönüp, bağırıyor: "Çekin kardeşim. Yüzümü çekin. Telsizimi de çekin. Görün halimizi. Ceza bile yazmadım. Sadece uyardım..." Memleketin polisi, darp mağduru olmuş, medyadan yardım istemekte... Bir sonraki haber, bir utanç belgesi gibi. Şanlıurfa'nın Çamlıdere'sinde okula kız öğrenci kaydettiren velilere çeyrek altın takılıyor. Yani dünyanın ilk resmi eğitim rüşveti haberi... İstanbul'da kayıt parası adı altında velilerden rüşvet alıyorlar. 2 bin kilometre ötede okula kızını kaydettirdin mi 49 liralık altın cepte... Her ikisi de Türkiye... Durun, daha bitmedi... Son durağım, Star TV'deki Deşifre... Kahramanmaraş'ta merdiven altı dondurma imalathanelerine baskın var. Görüntüler mide bulandırıcı. Süt kazanını karıştıran ustayı uyarıyorlar: "Terin damlıyor dondurmanın içine..." Usta, sütten daha pişkin çıkıyor: "Lezzeti orada kardeşim..." Muhabir, salep kovasının içindeki hamamböceğini fark ediyor. Usta belli ki bu konuda pek hünerli. Seri bir el hareketiyle hayvanı yakalayıp, yere atıyor. Muhabir şaşkın: "Öldürsene böceği ya!" diyor umutsuzca. Ustamız pek yufka yürekli: "Olmaz, yazık..." Hamamböceğini öldüremeyen usta, sokaktaki çocukları öldürmeye niyetli. Yani memleketin çocuklarının hamamböceği kadar değeri kalmamış belli ki... Dedim ya, ben bu işi Hollanda'da yapsaydım, aç kalırdım... Gözünü sevdiğimin memleketi...
|