kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
700 kişilik 'butik' kebapçı
700 kişilik 'butik' kebapçı
Çocuklara özel bölüm var

Uzakta ama leziz

Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yere konuşlandığı için 'tutmaz' yorumları yapılan Sahan Vega, bu öngörüleri yalanladı. 700 kişiyi ağırlayabilecek kadar ferah olan kebapçı, etrafta koşuşturan çocuk görmekten sıkılanlar için de birebir.


700 kişilik 'butik' kebapçı

Anadolu yakasındaki Sahan Vega, dev bir alanda servis vermesine rağmen hizmet kalitesi butik kebapçıdan farksız. Yuvalama, kuzu tandır ve bulgurlu pazı sarma denemeye değer.

Anadolu yakasında, E 5 ve Tem otoyollarının bağlantı yolları üzerinde kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerde, 700 kişilik bir kebapçının açıldığını duyduğumda bu çılgınca işe giren kişinin ya parası çok ya da aklından zoru olduğunu düşünmüştüm. O günlerde bu kebapçıya en yakın yerleşim merkezi birkaç kilometre ötedeki Ataşehir'di. İstanbul gibi dev kentte her gün sayısız yeni yer açılıp kapansa da, ilginç bulduğum bazı restoranları uzaktan izlerim. Yaklaşık iki buçuk yıl önce açılan, sözünü ettiğim Sahan Vega kebapçısını da takip ettim. Gelen haberler, benim görüşlerimi yalanlar nitelikteydi. Zaman içinde tek başına boş arazi içinde geniş bir araziye yayılmış bu kebapçının komşuları oldu. Etrafında gökdelenler, dev siteler hızla yerden bitmeye başladı. Artık Kadıköy yakasında daha önce üç şubesi bulunan grubun bu en büyük Sahan kebapçısı boş bir arazide tek başına değildi.

İŞ YEMEĞİ İÇİN GELİYORLAR
Sahan Vega'ya gittiğimizde otomobilimizi kapıda teslim alıp yandaki geniş parasız otoparka çektiler. Sıradan bir gün olmasına rağmen o kocaman mekânın dörtte üçünden fazlası doluydu. Bazı masaların üzerinde Türk ve yabancı ülke bayrakları görülüyordu. Öğlen müşterilerinin büyük bölümü iş yemeğine gelmiş işadamlarıydı. Yabancı bayraklar onların yabancı konuklarının ülkelerine aitti. Bir kebapçının özelliklerini anlamak için sadece bir çeşit kebap tatmak yeterli olmayacağı için, arkadaşım, "Buraya özgü bir şeylerden başlayalım," diyerek, uzunca bir yemek seansının ipuçlarını garsona verdi. Meze arabası uzaktan görünmüştü ki durdurduk. Daha özel şeyler tatmayı istediğimizi söyledik. Bu kez karışık turşu tabağı, taze tarhun otu yaprakları, gavurdağı salatası ve bostana geldi. Salataların nar ekşisi, lezzeti yerindeydi. Garson yuvalamadan da tatmamızı önerdi. Ardından frik pilavı üzerine yağsız, pamuk gibi kuzu tandır servis edildi. Tadımlık porsiyon halinde de buharda pişmiş, yanında yoğurt ile sunulan bulgurlu pazı sarma geldi. Şu sıralar iyi kebapçılarda keme kebabı bulabilmek mümkün. Bir-iki hafta sonra kaybolacak bu yeraltı mantarı, Fransızların ünlü trüf mantarı ile uzaktan akraba. Uzaktan diyorum, çünkü aroması ve lezzeti açısından 'siyah altın' olarak da adlandırılan Fransız trüfüyle uzaktan yakından ilgisi yok. Keme kebabında da şişe, köftelerin arasına dizilen keme, ızgarada pişerken etin lezzetini emiyor ve kebapla keme hoş bir birliktelik sergiliyor. Bana kalsa, ben pes etmiştim. Ama arkadaşım garsonun son bir önerisini daha geri çevirmedi ve bir süre sonra irice bir sahan içinde birer porsiyon, yeni dünya kebabı, sarmısak kebabı ve patlıcanlı kebap getirildi. Sonra buraya özgü bir işlemden geçirilmek üzere yandaki servis masasına götürüldü. Yeni dünya, biz İstanbulluların malta eriği diye bildiğimiz meyve. O da keme kebabı gibi şişe köftelerle birlikte dizilip pişiriliyor. Bu kebabın da tam mevsimi şu sıralar. Sarmısaklı kebap daha da emek istiyor. Sarmısaklarla köfte mangalın kenarında birlikte demleniyor. Üçüncüsü ise Urfa kebabı olarak bildiğimiz patlıcanlı kebap. Yanda garson patlıcanların közlenmiş kabuğunu aldı, maltaeriklerini temizledi, köftelerle karıştırdı. Bir başka sahana geçirip, sofranın kenarına getirilen küçük bir ispirto ocağında kapağını kapatıp bir süre ısınmaya bıraktı. Dürüm halinde ya da ince pidenin üzerinde servis edilen bu üçlemeyi çok beğendim.

FARKLI BİR TAT
Arkadaşım bununla da yetinmedi, küçük bir porsiyon fıstıklı katmer söyledi. Benim itirazımı garson, "Katmeri tavada değil, fırında yapıyoruz, hafif oluyor," diye yatıştırdı. Katmer pişedursun, ilk kez tattığım bir tür narenciye kabuğu şekerlemesini, yanında biraz kaymakla birlikte getirdi garson. Adına kabat diyorlarmış. Birkaç gün sonra Kadıköy'deki Çiya Lokantası'nda kebbut adıyla aynı tatlıya rastladım. Bu ağaçkavunu, bergamut türü bir Hatay meyvesi. Kabuğunun üst zarı alındıktan sonra acısı giderilene kadar çeşitli işlemlerden geçiriliyor. Yumuşak, kabak tatlısını andıran bir dokusu ve zarif bir tadı var.

Beğendiklerim:

Restoran çok geniş olmasına rağmen yurtdışından uzmanlara yaptırılmış özel ses yalıtımıyla sessiz ve sakin. Kebaplar çok kaliteli. Servis de dört dörtlük. Çocuklar için ayrı yemek yeme bölümü bile var.

Beğenmediklerim:
Gerçi bu büyük mekân dışında Kadıköy yakasında üç ayrı şube daha var ama burası yerleşim yerlerinden epey uzakta. Mutlaka otomobille ulaşılması gerekiyor. Sigara içmeyenler için ayrılan oda küçük ve cazip değil.

Mutfak * * * *
Servis * * * *
Ambians * * *
Sahan Vega Barbaros Mah. Halk Cad. No:12 Kadıköy Tel: 216 315 36 36

DENİZ ERBİL

DİĞER GURME HABERLERİ
 Başkentin ünlü lezzet durağı
 Şampiyon artık Bodrum'da
 Ölmeden önce tatmanız gereken 50 lezzet
 'Şimdiki müşteri tahsilli'
 Bize ait domates bile kalmadı
 Organik tarım doğayı koruyor
 Baklavanın mutlulukla bir ilişkisi olmalı
 Tohumun kontrolü çok zor
 Türk mutfağının kendine özgü bir kokusu olmalı
 Aşçılıkta kepçe kazan dönemi kapanıyor
 Bursa'nın iskenderine hamsili yorum
 Şarap dolabında ayran satılmaz
 Kuru gıda sektörünün yüzde 80'i kayıt dışı
 Sofranıza renk gelsin rakı sohbetiniz renklensin
 Pub'da içilen bira eve de girmeli
 Rakının mezesi sohbettir
 Günde 7 milyon kişi dışarda yiyor
 Zeytinyağı bu topraklara doğanın bir armağanı
 Çayın önce uzmanı sonra tutkunu oldu
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
  » Gurme
Markaların savaşı
Markaların savaşı
Dünya Kupası yaklaşırken iki dev markanın rekabeti kızışıyor.
'Ametist uykusuzluğa iyi gelir, yakut güce güç katar'
'Ametist uykusuzluğa iyi gelir, yakut güce güç katar'
Özgün takı tasarımlarıyla alanında bir marka olan Zeynep Erol, her...
'Dizilerin yüzde doksanı önce bana teklif edildi!'
Kısık Ateşte 15 Dakika filminin oyuncusu, model Eyşan Özhim oyunculuk...
'Küfür anlık bir şey haset daha kötü'
'Almancı' çocukların kırık Türkçesi ile tanıdık rap'i. Sonra Ceza...
Hz. İsa üzerine kurulu parlak bir gerilim
Da Vinci Şifresi'nde romanın karmaşık yapısının sadeleştirilmesi ve olayların...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.