kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ulku Tamer @ SABAH
 

Bırakın da boş sayfalar dolsun

Şu sıralarda edebiyat dergilerinde, gazetelerin kültürsanat sayfalarında, kitap eklerinde "roman enflasyonu" yla ilgili yazılar boy gösteriyor. Bu konuda bir savaş açıldığını bile düşünebiliriz. Roman yazmak nasıl moda olduysa, bu tür yazı yazmak da moda oldu.
Televizyondaki cep telefonu reklamından yola çıkarak söyleyeyim: "Şimdi önüne gelen roman yazıyor."
"Evet."
"Yazarlar neredeyse aylık dergi gibi roman çıkarıyorlar."
"İyi."
"Hafta geçmiyor ki, yeni bir roman yazarı belirsin."
"Güzel. Herkes kendine göre bir şey yazsın. Bunda gocunacak bir şey yok ki. Gayet normal."


Burada bir parantez açıp Şili'li şair Nicanor Parra'ya bırakayım sözü. Yapıt üretmekten çok laf üretmeyi sevenleri gördükçe hep onun bir şiiri gelir aklıma.
Roman bolluğunu eleştiren kimi yazarlara bakıyorum da, "bir şeylerle dolan boş sayfalar" ın çokluğuna sevinesim geliyor.
İşte Parra'nın şiiri:

Genç
şairler
Nasıl isterseniz öyle yazın
Nasıl anlatırsanız anlatın
Öyle çok kan aktı ki köprülerin altından
İnanmak yerinde değil
Tek yolun doğru yol olduğuna.
Şiirde her şeye izin var.
Ama unutmayın temel koşulu:
Bir şeylerle dolmalı boş sayfalar.


Okuduğum kitaplar içinde sevmediklerim oldu elbet. Sayıları, sevdiklerimden kat kat çok. Ama hiçbirinin arkasındaki çabayı küçümsemedim. Onların bir bütün içindeki paylarını, yerlerini hep önemsedim, değerlendirmeye çalıştım.
Çağdaş Amerikan edebiyatını düşünüyorum. William Faulkner gibi (özellikle tırnak içinde yazıyorum) "nitelikli" sanatçıların yanısıra Robbins'ler, Wallace'lar, Hailey'lerle renklenmişti.
Edebiyat derken, kendi sınırlarımın içinde kalmıyorum. Neyin edebiyat olup neyin edebiyat olmadığı yargısı kişiden kişiye değişiyor. Sözgelimi, Erskine Caldwell benim için edebiyatçıdır, bir başkası için iyi bir magazin öykücüsüdür. (Zaten konumuz edebiyat değil, roman yazarlığı.) Her tür romana açık olmalıyız. Batıda James Joyca'a da yer var, Agatha Christie'ye de. Ulysses hayranları Hercule Poirot yazarına da, okurlarına da kızmıyor.
Biz ise, sevineceğimize, "çok roman yazılıyor, önüne gelen roman yazıyor" diye küplere biniyoruz.


Bizi bu kadar öfkelendiren o yapıtlar, edebiyatın payandalarıdır aslında. Tanıdıklarım arasında okuma keyfini Margaret Mitchell'in Rüzgâr Gibi Geçti'siyle, A.J. Cronin'in Şahika'sıyla yakalayıp Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sına, Albert Camus'nün Veba'sına uzananlar oldu.
Ben, kendi adıma, o keyfi bugün birçok kişi tarafından küçümsenen Kemalettin Tuğcu'nun romanlarıyla yakalamış, Reşat Nuri Güntekin'in, O'Henry'nin kitaplarıyla geliştirmiştim.
Bir şey daha var: Okur gibi, yazar da kendini geliştirebilir. Peride Celal, Sönen Alev'le, Kızıl Vazo'yla başlayıp Üç Yirmidört Saat, Bir Hanımefendinin Ölümü gibi usta işi romanlara ulaşmadı mı? Günümüz edebiyatının yüzaklarından biri olarak belirmedi mi? Nostaljiye kılıf uydurup Kerime Nadir'lerde, Muazzez Tahsin'lerde inci avcılığına çıkanlar, bu kadar çok kişinin roman yazmasına neden sinirleniyorlar? Hem kitap okunmuyor diye yakınacağız, hem kitap yazılıyor diye.
Bırakınız yazsınlar. "Kötü" kitap "iyi" kitabın değerini düşürmez ki. Edebiyatın yozlaşması mı diyeceksiniz? Homeros'tan bu yana edebiyatı kim yozlaştırabildi? Shakespeare'i bunca yüzyıl içinde kim silebildi?
Yaşayan Türk romancıları içinde en çok Yaşar Kemal'i seviyorum. Ama sadece Yaşar Kemal'in romanlarıyla varolan bir kitap dünyası benim için ne kadar sıkıcı, ne kadar renksiz olurdu.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 100 yaşında bir delikanlı: Sait Faik   / 08-05-2006
 Sadece kitap sevmek değil, kitabı da sevmek   / 01-05-2006
 Hem "anlamak" hem "duymak" için   / 24-04-2006
 "Yine kamyonlar kavun taşır..."   / 17-04-2006
 Bilgisayar icat oldu...   / 10-04-2006
 Fuzulî fâilâtün
Karac'oğlan dört dört üç
   / 03-04-2006
 Bağırıp çağırmadan kırıp dökmeden   / 27-03-2006
 Sinema seyirciliğinden film seyirciliğine   / 20-03-2006
YAVUZ BAYDAR
Her yerde okur var
Ombudsmanlar bu kez Brezilya'da...
ÜLKÜ TAMER
Bırakın da boş sayfalar dolsun
Şu sıralarda edebiyat...
İyiler mutlaka kazanır
İyiler mutlaka kazanır
Sezon boyunca inatla şampiyonluğu isteyen, maddi sorunlarla...
Bitmeyen 13 dakika
Bitmeyen 13 dakika
Sami Yen'de maç sona erdiğinde F.Bahçe karşılaşmasının bitimine 13...
'Kendinize değil partiye üye yapın'
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, İzmir'de parti örgüt...
'Türban sorunu sadece DYP ile çözülür'
Demokrat Parti'nin iktidara gelişinin 56. yıldönümü...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu