|
|
Çocuk sömürüsüne gerek yok
Aliye, 'Kurtlar Vadisi' ile beraber son iki yılın 'televizyon olayı'dır. Sanırım bunu kimse tartışmaz. 'Aliye' çok izlendiği için fazla reklam alıyor. Hem de özel tarife üzerinden. Bu durumda televizyon kanalının bu diziyi 'uzattıkça uzatması'nı ticari mantıkla açıklamak mümkün. Ama burada senaristlere önemli görev düşüyor. Dizinin öyküsünü lastik gibi çekiştirip, uzatmak yerine, minik öykücüklerle, ana damara açılacak yaratıcı koridorlarla 'madeni' daha verimli şekilde işletmek. Ama koca 'Aliye' dizisi son dört bölümdür "Minik Ayşe ölecek mi, ölmeyecek mi?" sorusuna takılıp, kaldı. 'Aliye'nin uzatma dakikalarında reytingleri düşürmemenin yolu olarak en kolay yöntem seçildi. Bir zavallı kızcağız ölüm-kalım savaşı verecek. Annesi, babası yakınları ve de ekran başındakiler perişan olacak. Hele hastanede kalbi duran Ayşe'nin minik bedenine uygulanan bir elektro şok sahnesi vardı ki; bırakın ekran başındaki çocukları, büyüklerin bile yüreği zor dayandı. Minik Ayşe'nin bedeni her darbede yatağın üzerinde kıvrım kıvrım kıvranırken, ekran başındakilerin yüreğinden koca koca parçalar koptu. Peki son yılların en iyi dizisi 'Aliye'nin, bir zamanlar 'Haziran Gecesi'nin yaptığı gibi (Minik Yağmur'un lösemi hastalığına yakalanması) toplumun çocuk duyarlılığından reyting sağlamaya ihtiyacı var mı? Bence kesinlikle yok!
|