Atilla İlhan'ın yeğeni Unifar'ın ortağı
Rahmetli Attila İlhan, Türkiye'nin "değeri"ydi. Ulusalcıydı. Aydındı. Ailesi, kısa bir süre önce "Attila İlhan" adına bir vakıf kurmak için harekete geçti. Çalışmalar bitmek üzereydi ki, İlhan Ailesi için de farklı bir "bomba" patladı. Gebze'de zehirli variller bulundu. Çevre Bakanı Osman Pepe, açıklama yaptı; "Unifar" dedi.
Sürpriz miras Unifar, 1998'de laboravutar olarak kuruldu. Başında Kanada'da kariyer yapan Ferhat İlhan vardı. İlhan, Türkiye'ye dönünce bir süre Enka'da çalışmış, ardından Pak Holding'e bağlı Mustafa Nevzat İlaç'a girmişti. İlhan'ın amacı, ilacın hammaddesi olan antibiyotiği üretmekti. Üstelik fabrikaya dönüşecek laboratuvarın yazılım ve teknolojisinin "Made In Turkey" ibaresini taşımasını istiyordu. İlhan'ın bu inancı meslekdaşı olan bir Alman profesörü öylesine etkilemişti ki vasiyetine; "Mirasımın 250 bin dolarını Ferhat İlhan'a bırakıyorum" demişti. Profesör ölünce İlhan'a sürpriz olarak kalan bu miras, Unifar'a yüzde 10 ortak oldu. İlhan, amcası Attila İlhan gibi çağdaş bir insan. Genel müdürlüğünü yaptığı Unifar, alanında 5 patent sahibi. Fabrikada 200 kişi çalışıyor, 30 milyon dolar ciro yapılıyor. ABD ve Avrupa'ya "antibiyotik hammaddesi" ihraç ediliyor. Unifar; kısa bir süre önce önemli bir iş yaptı. Kuş gribine altenatif bir başka antibiyotik hammaddesi... Sonuçta Unifar, dünyada sayısı 15'i geçmeyen ilaç hammadde üreticileri arasında. İlaç ve kimyada ise "atık" sorunu var. Şirketler atıklarını ya yakıyor, ya da gömüyor. Unifar ise evsel nitelikli endüstriyel katı atıklarının bir kısmını yan sanayiye hammadde olarak satıyor. Kalanını gömüyor. Tartışmada tam bu noktada başlıyor. Unifar, zehirli atık üretiyor mu? Konu yargıda. Yorum yapmalayalım ama TÜBİTAK'ın raporunu anımsatalım. Rapora göre, varillerde ağırlıklı olarak boya, plastik, tutkal, maya, dolgu malzemesi var. Daha olayın başında biraraya gelip bir heyet oluşturan Çevre ve Kimya Mühendisleri Odası ile İstanbul Tabip Odası'nın oluşturduğu uzman heyet, bu rapor üzerine yeniden biraraya geldi. Kamuoyuna bir açıklama yapacaklar. TÜBİTAK'ın raporunda işaret edildiği gibi varillerin "tek bir yere " ait olmadığı anlatılacak. Türkiye'de sanayi Marmara Bölgesi'ne yığılmış. Kimya Mühendisleri Odası'da bundan hareketle bir öneri de bulunuyor; "Meslek örgütleriyle, Bakanlık biraraya gelip Marmara için özel envanter çıkartsın. Böylece hangi firma ne kadar atık çıkarmış? Maliyet ne? Belli olur" diyor. Çevre, AB yolculuğunda da Kyoto Protokolü'ne imza atmamış bir ülke olarak başımızı ağrıtacağı unutulmamalı.
|