|
|
|
|
|
Rock yıldızıyla meyhanede
|
|
Rainbow ve Deep Purple'ın eski solisti olarak tarihe geçen Joe Lynn Turner, Türkiye'deki üniversite konserlerinin öncesinde Tünel'de neredeyse bir büyük rakıyı devirdi
Bir rock yıldızıyla yemek yiyorsanız belli başlı şeyleri bilmeniz gerekiyor. Mesela bir rock yıldızı yemekte çok hızlı ve durmadan konuşabiliyor. Üstelik bir rock yıldızı bu şekilde konuştuğunda masadakiler -eğer clubber değillerse- onu dinlemekten sıkılmayabiliyor. Çünkü takdir edersiniz ki bir rock yıldızı sizin muhtelif yemeklerde duyacağınızdan daha ilginç hikâyeler anlatıyor. Ve bunu yaparken sözcük kullanımında seçici olmak konusunda bir endişe de taşımıyor. "İngiltere'deki şatomu eski karıma verdim. Lanet olası cadı" deyip rakıyı kafaya dikebiliyor. Sade vatandaşın rakı masasında böyle bir cümle kurabilecek imkanı yok. Biz faniler en fazla "bu ay kredi kartı patladı" düzeyinde mütevazı yıkım hikâyeleri anlatabiliyoruz. Yemekte bir rock yıldızıyla aynı masaya düşerseniz, cümle kaçırmayın. Geçen hafta Tünel'deki güzide meyhanelerden birinde Joe Lynn Turner ile buluştuk. Turner, gitarist Cem Köksal ile birlikte küçük çaplı bir Türkiye turnesinde. 4-24 Mayıs arası Eskişehir'den Konya'ya neredeyse bütün üniversiteleri dolaşacaklar. www.cemkoksal.com adresini bir ziyaret edin. Tanışma hikâyeleri ayrı bir yazı konusu, hızlı geçiyorum. Yemekte Cem, grup elemanları ve daha pek çok eş dost vardı. Benim ne işim vardı derseniz sağ olsunlar müzik zevkimi bildikleri için davet etmişler. Yemek yedik, rakı içtik. Müslüm Baba'nın tersine Joe Lynn, 'Su en güzel içki' filan demiyor. Rakıyı dikiyor. Bir büyüğe yakın içti, afiyetle... 'Joe Lynn Turner kimdir?', mühim bir insan mıdır, derseniz, yanıt vereyim. Kendisi Rainbow (1981) ve Deep Purple'ın (1990) solistleri arasında yer alarak tarihe geçmiştir. Rainbow'un Difficult to Cure albümünün solistidir. I Surrender, Spotlight Kid gibi acayip iyi şarkılara vokal yapmış, 1988 tarihli Odyssey albümü itibarıyla Yngwie J. Malmsteen ile takılmaya başlamış değerli bir ağabeyimiz Joe Lynn Turner. Ama tabii herkesin olduğu gibi onun da karanlık dönemleri var. Michael Bolton ile düet yapmak gibi mesela... Hangimizin hayatında yok ki... Benim hayatımda Michael Bolton kadar karanlık bir dönem yok Allah'a şükür... Demek insanın başarısı büyük olunca karanlık dönemi de zifiri oluyor.
ÇEKİRGE BİR SIÇRAR, İKİ SIÇRAR Turner'ın müzik dünyasına dair hikâyelerini keşke bütün müzisyenler dinlese. Birini anlatayım. Bon Jovi'nin gitaristi Ritchie Sambora, Desmond Child ve Turner birlikte takılıyorlarmış. Turner da Jon Bon Jovi gibi New Jersey'li ailesi İtalyan asıllı. Neyse, Child bakın bir şarkı yaptım deyip klavyede Bon Jovi'nin yırttığı şarkı olarak bilinen You Give Love a Bad Name'i çalmış. O sırada Rainbow'dan yeni ayrılmış olan Turner'a "Bak Joe, seni severim gel beni dinle, bu şarkıyı al," demiş. Turner düşünmek için zaman istemiş. Gördüğünüz gibi bazen çok düşünmek iyi bir şey değil. Bon Jovi hâlâ o şarkının ekmeğini yiyor. Babanın bir de şöyle bir özelliği var. Dünyanın herhangi bir yerinde bir şehir söylüyorsunuz. Size oradaki en iyi striptiz kulübünü söylüyor. Bahşişine kadar detay veriyor. Rock yıldızı olmak böyle bir şey... Turner hayatı boyunca popüler ve ticari olmaktan korkmamış biri. Hayatın kadınlar etrafında döndüğüne inanıyor. "Erkekler tüm kararları aldıklarını ve dünyanın hakimi olduklarını düşünür. Ama hayatta ne yaparsan yap dünyayı fethetmenin yolu kadınları fethetmekten geçer. Bir şarkıyı kadınlar beğeniyorsa, erkekler peşlerinden gelecektir. Kadınlara bir ürünü beğendirdin mi, erkekler alacaktır, kadınlar bir mekâna gidiyorsa erkekler de gelecektir..." Turner bence çok ciddi bu konuda. Ve çok haklı. Aslında "Joe neden Hürriyet'te köşe yazmıyor" diye düşünmeden edemedim. 16 yaşındaki kızından söz ederken konuşması değişiyor. Joe'nun hayatında belli dönüm noktaları var. Kızının doğumu bunlardan biri, ama daha ilginçlerini de anlattı. Yer Londra. Ertesi sabah ABD'ye uçacak. Gece hastalanıyor ve sabah kalkamıyor. Berbat bir durumdayken annesi arıyor, "Hâlâ hayatta mısın?" diye"Anne," diyor, "hastayım ama o kadar değil, sen nereden duydun ayrıca?" Annesi "Televizyonu aç," diyor. 1989 Lockerbie faciası... Joe bileti hâlâ saklıyormuş. "Benim hayatta kalma biletim," diyor. İkinci öykü 11 Eylül döneminde başına geliyor. Los Angeles'a gitmek için bineceği uçuşu kaçırıyor. Uçak, gövdesi üzerine iniş yapıyor. Joe, "Bu iki etti," diyor eliyle işaret ederek. "Üçüncüyü bekliyorum." Gecenin sonuna doğru en çarpıcı muhabbet vitaminler, antioksidanlar ve çeşitli bitki içerikli zinde kalma haplarıyla ilgili bir muhabbetti. Bahsettiğim şeyi daha iyi ifade edebilen sözcükler olduğunu biliyorum ama ben vakıf değilim. Size gözlemimi anlatayım. Rock yıldızları hayatlarının büyük kısmını alkol, uyarıcılar ve uyuşturucularla geçiriyor, kendilerini böyle iyi hissediyorlar. Sonra bir yaşa gelince bütün bunların kendilerini mahvettiğini anlayıp bunun yerini mucize vitaminler ve türevi haplarla dolduruyorlar. Aynı keyfi alıyorlar bence... Mick Jagger'dan, Sting'e, Ozzy'ye hepsi böyle inanın...
HEPİMİZDEN ÇOK İÇTİ AMA... Joe bu konuda uzman. Masada bir uzman daha vardı tesadüfen ve ben bir ara hangi dili konuştuklarını anlamıyordum. Joe gece boyu bir büyük içti ve hhepimizden daha canlıydı. Bana nasıl zinde kaldığını anlattı. Sabah aldığı hapla nasıl bir anda 'up' olduğunu, sonra akşam aldığı hapla nasıl bir anda enerji dolduğunu anlattı. Bunlar uyuşturucu falan değil aman ha, hepsi yasal haplar. Tüm dünyada dev bir ekonomiden söz ediyorum. Valla canım çekmedi değil. Joe bir iki hap ismi de verdi aslında... Şöyle mezeler mideye oturmuşken, rakı tam baş ağrısı kıvamına gelirken bir hap alıp kendimi yataktan yeni kalkmış ergen gibi hissetmek iyi olurdu. Ama öyle olmadı. Gecenin sonunda Joe, Ritchie Blackmore'un ne kadar kıl bir insan olduğunu, Roger Glover'ı ne kadar sevdiğini, Ian Gillan'ın kendisini kıskandığını anlattı. Bol bol kadeh kaldırdık. Cem'in gitar çalışını ve tarzını çok beğeniyor, onu Amerika'ya götürmek istiyor. Ben bir bira daha içtim, Joe'ya saygılarımı sunup ayrıldım. Sabah önceki gecenin şerefine Alka Seltzer aldım.
|
|
|
|
|
|
|
|
|