Afife ve Bülent
Orta halli bir ailenin kızıydı Afife... Bilmem Afife'yi tanır mıydı Bülent (Arınç) Bey. Geçen gün, laikliğin yanlış anlaşıldığını söyledi. "Devlet kamusal alanda bazı inançların ifade hürriyetini kısıtlamaktadır..." dedi Meclis Başkanı olarak... Herhalde türbanlı kadınların devlet dairelerinde çalışma hakkının olmadığını söylemeye çalıştı. Afife de tiyatrocu olmak istedi gençliğinde... 5 kızla birlikte girdiler Darülbedayi'ye... Kızların 3'ü dayanamadı baskılara... Anladılar kadınları sahneye çıkartmayacaklar. Pes ettiler, okuldan ayrıldılar... Afife pes etmedi... "Ben tiyatroda oynayacağım" dedi... Bir yıl bütün provalara girdi... Ama kimse onu sahneye çıkarmadı... Onunla beraber tiyatroda kalma mücadelesi veren arkadaşı Refika, sahneye çıkarmayacaklarını anlayınca, sahne arkasında görev aldı... Tiyatro sahnesinin arkasında görev yapan ilk Müslüman kadındı Refika... Bilmem tanır mıydı Refika'yı Bülent Bey? İrticayı tehdit olarak gören MGK'nın işlevini yitirdiğini söylüyor Bülent Bey... Acaba tanır mıydı ki Afife'yi Bülent Bey? 13 Nisan 1919 gecesi Hüseyin Suat'ın Yamalar oyunun prömiyeri vardı... Emel rolünü Ermeni kökenli sanatçı Eliza Binemeciyan oynayacaktı... Ne olduysa oldu, Eliza Benimeciyan ani olarak Paris'e gitmek zorunda kaldı... Yapacak hiçbir şey yoktu... Tek çıkış yolu, bir yıldır bütün provalara giren, ama alttan alta sahneye çıkarılmamasına karar verilen Türk kızı Afife'nin o rolü oynamasıydı. 22 Nisan gecesi Kadıköy Apollon Sineması'nda Emel rolü zorunluluktan Afife'ye verildi... Böylece 1919'un 22 Nisan'ının gecesinde, bir tarih yazıldı ve İLK MÜSLÜMAN TÜRK KADINI SAHNEYE ÇIKTI... O kadının adı Afife'ydi... O gece zaptiyeler tiyatroya geldiler... Afife'nin yani Müslüman bir Türk kadınının bir daha sahneye çıkmaması için uyarıda bulundular. Afife takmadı, bir hafta sonra Tatlı Sır oyununda yeniden sahneye çıktı... Bu sefer polis Afife'yi tutuklamak istedi... Kınar Hanım tarafından tiyatronun arka bahçesinden kaçırıldı... Ama, pes etmedi... Odalık isimli oyunu da oynadı... Polis bu sefer tiyatroyu bastı... Afife bu kez makine dairesinden kaçırıldı... Daha Cumhuriyet kurulmamıştı... Zamanın İçişleri Bakanlığı 27 Şubat günü Darübedayi'nin Yönetim Kurulu'na bir talimat gönderir... "MÜSLÜMAN KADINLAR KESİNLİKLE SAHNEYE ÇIKMAYACAKLARDIR..." "Günün şartlarına uygun yorum farklılıklarını ortadan kaldırmak gerekir laiklikte" diyor Bülent Bey. Bilmem ki Afife'yi tanır mıydı acaba Bülent Bey?.. Tanısa ona ne söylerdi?.. İçişleri Bakanlığı'nın talimatıyla tiyatro kadrosundan çıkarıldı Afife... Müthiş bir boşluğa düştü... Doktorun verdiği antidepresan ilaçlar onda bağımlılık yarattı... Dipsiz kuyulara sürüklendi... Bu girdabdan bir daha kurtulamadı... İLK MÜSLÜMAN TÜRK KADINI OLARAK SAHNEYE ÇIKMAK Afife'yi tarihe geçirdi, ama baskılar, kopartıldığı tiyatro, içine düştüğü boşluk onun bütün kimyasını altüst etti... Ünlü besteci Selahattin Pınar'la evliliği de fayda etmedi... Morfin iğnesinden medet umar halde, dipsiz kuyularda, uzun süre dolaştı... Genç yaşında, hayatını verdiği tiyatrodan ağır baskılarla kaçırılarak uzaklaştırılmak, bir daha onu kendine getiremedi... Dostlarının yardımıyla Bakırköy Akıl Hastanesi'ne yatırıldı... 24 Temmuz 1941 günü orada kimsesiz bir halde hayata veda etti... İlk fedai, tiyatrocu Müslüman Türk kadını Afife'nin hayat öyküsü böyleydi... Mustafa Kemal Atatürk'ün 1923'den sonra verdiği emirle Türk kadını tiyatroda oynama hakkına kavuştu... Afife'nin çektiği acıları çekmez oldu... Meclis Başkanı Bülent Bey, "Fransa'da bile özgürlükler bizdeki kadar kısıtlanmamıştır" diyor... Bilmem ki acaba Bülent Bey, hak ve özgürlükleri elinden alınan insanlardan bahsederken Afife'yi de aklına getirdi mi? Günahını almayayım ama Afife'yle ilgilendiğini de pek sanmıyorum... Afife'nin ödülleri, tam da Bülent Bey'in o konuşmayı yaptığı zamanlarda dağıtıldı... Afife 65 yıl sonra avuçların patladığı alkışlar aldı. Bilmem ki Bülent Bey, o konuşmayı yaparken Afife'yi hiç anmış mıydı?
|