kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Türbanlılar aşkı hak ettiği gibi yaşamıyor
Türbanlılar aşkı hak ettiği gibi yaşamıyor
Karşı cinsten çekiniyorlar

Türbanlılar aşkı hak ettiği gibi yaşamıyor

Yazar Erdal Erkut Türbanlı Aşklar adlı kitabında imam hatip lisesinde okuyan beş kızın hayatını ve karşı cinsle ilişkilerini anlatıyor. Erkut, kitabında ilk reglden lezbiyen duygulara kadar pek çok şeyi tüm çıplaklığıyla anlatıyor.

Daha önce "Asala'dan Bir Kız Sevdim", "Sekiz Yalnız Kadın" gibi birçok kitaba imza atan Erdal Erkut, yeni kitabı "Türbanlı Aşklar" ile yine adından söz ettiriyor. Türbanlı Aşklar'da imam hatip lisesinde okuyan beş kızın hayata bakışlarını ve karşı cinsle ilişkilerini anlatan Erkut, türbanın Türkiye için önemli bir sorun olduğunu ve kadınların üretime katkısını düşürdüğünü söylüyor. Erkut, türbana karşı tavrını açıkça sergilediği, üçüncü baskısını yapan kitabına gelecek tepkilere hazırlıklı...

- Türbanlı Aşklar kitabı nasıl doğdu?
- Açıkçası türban beni devamlı olarak ilgilendiren bir konu. Özellikle son zamanlarda daha çok ilgilendiriyor. Arap ülkelerinden gelen bir kraliçenin ya da herhangi birinin, bizim başbakanımızın hanımıyla beraber çekilmiş resmini gördüğüm zaman 'Acaba hangisi bizimki?' diye merak ediyorum. Türbanın kadınları sıkıştırdığı kanısındayım. Bundan 15 yıl önce çalışan kadın sayısı yüzde 30'ların üzerindeydi, şimdi yüzde 20'lerde. Bunu sadece türbana bağlamıyorum tabii ama şu ya da bu türlü kadınların üstüne kurulan baskıya bağlıyorum.

- Sizin ailenizde türbanlı biri oldu mu hiç?
- Hayır, benim ailemde öyle bir şey olamaz zaten. Ama pek çok türbanlı kişi tanıyorum.

- Bu kitabı hazırlarken türbanlı kadınların yaşamı üzerine gözlem yapma şansınız oldu mu?
- Ben mimarım ve bizim bir mimari büromuz var. Bu büroda çalışanların içinde, kendileri olmasa bile akrabaları türbanlı olan insanlar oldu. Ben de türban konusuyla ilgilendiğim için onlarla konuşmaya çalıştım. Esas olarak buradan kaynaklanıyor araştırmalarım ama tabii çeşitli kitapları da araştırdım.

- Peki neden türbanlıların aşk hayatlarıyla ilgilendiniz?
- Aşk hayatın çok önemli bir parçası çünkü. Aslında sadece aşkı da anlatmıyorum kitapta. Ama türban açısından baktığımızda kadını en fazla etkileyen unsurlar, eğitim ve karşı cinsle ilişki aslında. Asıl sorunlar burada ortaya çıkıyor. Zaten pek çoğunun türban takmasının nedeni de ailesinden, kocasından kaynaklanıyor. Ama bunu kendileri seçen insanların olmadığını söylemek mümkün değil. Nitekim kitapta türbanı kendiliğinden seçen kişilerden de bahsediyorum.

Mesela kitaptaki Esma karakteri başlarda dünya gerçeklerinin farkında olmayan, gay'in ne olduğunu bilmeyen bir kız. Türbanlılar dünyayla bu kadar kopuk mu oluyor?
- Hayır, bazısı öyle bazısı değil. Türbanlı olmayan kızlara da pek çok şey anlatılmıyor. Türkiye'de karşı cinsle ilgili annesiyle babasıyla konuşan çok azdır.

- Esma karakterinin ilk regl olduğunda yaşadıklarını da tüm açıklığıyla anlatıyorsunuz kitapta. Her şeyi bu kadar açık yazmanızın nedeni ne?
- Ama gerçeği yazıyorum, gerçeği yazarken niye sansürleyeyim ki? Esma'daki olay bilinçsiz yetiştirilmesiyle ilgili.

- Kitabın başında romandaki kişilerin gerçek kişilerle benzerliği rastlantısaldır diyorsunuz ama sonuna da bir ünlem koymuşsunuz. Bu da pek rastlantısal olmadığını düşündürüyor insana...
- Tabii ki gerçek kişilerin bütünlenmesi halinde çıkıyor kahramanlar. Zaten romancı durmadan hayal mi kuracak? Şu veya bu türlü bir şeyler yaşıyor, görüyor. Ama tabiatıyla gerçek kişiyi alıp pat diye romanın içine oturtmuyor. Onları analiz ederek karakterler oluşturuyor. Bu kişiler de bu analizlerden oluşturulmuştur. Tabii ki bir miktar da hayal var içinde.

- Kitabınızla bazı kesimlerden tepki çekeceğinizi düşünmüyor musunuz?
- Tepki herhalde olur. Örneğin bu kitabın ilanını bazı gazetelere vermek istedik kabul etmediler. Bu da bir nevi tepkidir. Ama ne var ki bu tepki yanlış. Ben gerçek dışı, bilhassa bu kesimlere karşı bir tutumla bu romanı yazmadım ki. Gerçeği göstermeye çalıştım; bunların içinde bu da var, o da var, şu da var. Türbanıyla mutlu olan da var.

- Ama kitabı okuyunca sizin türbana karşı olan duruşunuz anlaşılıyor...
- O doğru. Ne olursa olsun ben laik bir kişiyim, laik bir kişi de daima türbana karşıdır.

- Sizce türbanı savunan kesim Türkiye için tehlike oluşturuyor mu?
- Hayır, bahsettiğiniz türde bir tehlike oluşturduklarını sanmıyorum. Tek tehlike üretime katkılarının azalması. Ama bu anlayış bir karşı devrimdir ve 1945'lerde başladı. Türkiye Atatürk devrimlerinin sonucunda belli bir yere vardı. Demokrasiyle birlikte yer altındaki karşı devrim yer üstüne çıkmaya başladı. Pek çok politikacımız bilmeyerek, bazıları da bilerek bu karşı devrime hizmet etti. Bugün Türkiye'nin bu hale gelmesinin nedeni de bu karşı devrimin adım adım ilerleyerek belli bir yere gelmiş olmasıdır. Bu karşı devrim daha ileri gider mi? Bunu sanmıyorum. Bütün karşı devrimler de belli bir yere gelir, durur ve geri döner. Çünkü aklın yolu bir.

Eylem Bilgiç

DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ
 Hıncal öfkeli, Haşmet romantik Sunay konuşkan, Nebil aşçıdır
 Bizi izledikten sonra başka bir insan oluyorlar
 İyi para kazanıyor, tarih okuyorum Daha fazla aklı ne...
 Biz birbirimize kıyamıyoruz
 Tanıştığımızda Sadri evliydi ben de nişanlı bir genç kızdım
 "Biz şişirilen bir balonsak uçmamak için havayı almalıyız''
 Şike yapmadan yayıncılık yapıyoruz
 Torpil için evime bile giriyorlar
 Krupiyerdi, Bahreyn'in bir numaralı yöneticisi oldu
 Sıradışı bir Cumhuriyet vekili
 Nobel Ödülü'nü bu yıl almak istiyorum
 Şehirli, örtülü ve meslek sahibi
 İlk görüşte aşık oldum hiçbir şeyin önemi yok
 Sensiz yaşayamam diyen her kadınla evlendim
 Dramada dünyada üzerime oyuncu tanımam
 Bir 28 Şubat daha yaşanmaz
 Akif Beki'nin sözcülüğü aslında benim fikrimdi
 'Kız meşhur oldu, oğlanı bıraktı' diye bir şey yok
 Pozitif düşündüğüm için güzel kaldım
    Pazar Sabah Yazarlar
    Güncel
    Hobi
  » Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
Koylar birer birer imara açılıyor
Koylar birer birer imara açılıyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın koyları tahsis yoluyla turizme açan...
Erkek kulübü masonların simgeleri kadınlara ait
Erkek kulübü masonların simgeleri kadınlara ait
2012 Marduk'la Randevu adını taşıyan kitabıyla çok konuşulan yazar...
Butik biracılıkta çağı yakaladılar
Bir zamanlar tersane işiyle uğraşan Alpaslan ve Bahadır Karahanoğlu...
Lüks şampanyanın geleceği belirsiz
Paris'in en heyecanlı şöleni, Le Prix Culinaire geçen kasımda...
Erzurum Oyun'a hazır
Avrupa'nın ikinci büyük doğal kayak pistine sahip olan Palandöken 2011...
İstanbul Film Festivali'nin tüm afişleri
Uluslararası İstanbul Film Festivali, 25. yılında festivalin ilk...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.