kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Rahsan Gulsan @ SABAH
 

1 film ve 1 kitap...

Kitap okumakta zorluk çekiyorum. Öncelikle zaman sıkıntım var. Zamanım olduğunda da illa film izlemek gibi bir takıntım. Ama bazı kitaplar kendini zorla okutuyor insana. Ayça Şen özenle takip ettiğim az sayıdaki medya insanından biri. Radyo, TV ve gazete işleri yaptığı için ne diyeceğimi bilemedim. Aman yanlış anlaşılmaya! Neyse konuya geleyim. Ayça Şen'in yeni kitabı Saatçi Bayırı', bir haftadır elimden düşmek bilmedi. Başlarda, benim de gerektiğinde ukalalık yapmak üzere Ayça Şen kitabı üzerine bir fikrim olsun diye başladım. Ama sonra hem kitabı çok beğendim, hem de kitap okumayı ne kadar özlediğimi fark ettim. Aslında heyecanımdan hemen Ayça'yı aradım. Ondan daha fazla heyecanlıydım açıkçası. Bazen bu saçma heyecanımdan ben bile sıkılıyorum. Onunla bir yerde kahve içip, kitap hakkında bin tane kadar soru sormak istedim. Tam buluşacaktık. Onun radyoya gitmesi gerekti. Sonra da çocuklu misafirleri geldi. Evde olması gerekiyordu. MSN'de chat yapalım dedi ama ben de biraz bozulmuştum. Neyse, kitap diyordum. Ayça tam 395 sayfalık bir roman yazmış. Ondan beklenmeyecek mekan ve karakterleri öyle bir betimlemiş ki şaşırmamak elde değil. Üsküdar'daki bir türbeyi anlattığı bölüme bayıldım. Mekanı o kadar güzel kodlamış ki, neredeyse okurken burnuma tasvir ettiği koku bile geldi. Bir de şu cümleye bayıldım: "Belki de sabahın çok erken saatleri olduğu için mantık henüz uyanmamıştı ve zeka erken kalkınca mantıktan daha hızlı oluyordu; bu mantıksızlık bundandı..." Ayça seni çok alkışlıyorum!

BROKEBACK MOUNTAIN
Zor bir durum, zor bir konu. İnsan neyi nasıl yazacağını bilemiyor. Köşe yazmak bu yüzden biraz zor aslında. Çünkü önce, toplumun sizden duymak istedikleri var, bir de sizin toplumun sesini kısıp bağıra bağıra söylemek istedikleriniz. İki erkeğin aşkını anlatan filmi izledim dün gece Türkiye galasında. Çok çarpıcı (duvardan duvara), rahatsız edici ama bir o kadar da güzel bir filmdi. İki erkeği sevişirken (Öpüşme dışında görünen bir şey yok) görmek biraz tedirgin ette beni. Ama birbirlerine gerçekten aşık olmalarını ve zaten zor olan hayatlarını daha da zorlaştırmayı göze alarak ilişkilerine devam etmeleri kafamı çok karıştırdı. Film bittiğinde ağladım da biraz. Aşk partiler üstü bir durum demek istiyorum sadece. Eşcinselliğin 'ibnelik'ten öte bir şey olduğunu hissettiriyor film. Cinsellik sahneleri de hayli sınırlı ve öyle porno tadında değil. Filmin 18 yaş altına yasaklanması doğru mu yanlış mı bilemem. Eminim bu kararı Kültür Bakanlığı bünyesinde çalışan psikologlar ve toplumbilimciler karar vermiştir. Ama madem Kültür Bakanlığı filmlere izlenirlik derecesi verebileceğini hatırladı, neden daha önce kanların oluk oluk aktığı 'Kill Bill', annesine aşık olan bir çocuğun öyküsünün anlatıldığı 'Luna' veya erkek kığına giren bir kızın bir başka kıza aşkının anlatıldığı 'Boys Don't Cry' için aynı kriterler işletilmediğini merak etmeden duramıyorum. Eskiden babalarımız öpüşme sahnesi olunca evde kanal değiştirirdi. Bu yüzden televizyonda basit bir öpüşme sahnesi bile kalabalıkta seyredince tedirgin eder. Şimdi de Kültür Bakanlığı babalarımızın yerine kanal değiştiriyor galiba. Bu arada filmi izlemeye gelen bir yazar arkadaşımın "Bu film kadınların kovboylardan intikamı gibi olmuş" demesi de ilginç bir bakış açısıydı.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Oyunculuk bir beyin problemidir çözmek gerekir   / 21-03-2006
 Hülya, omzumda ağlayabilirsin...   / 16-03-2006
 Çamur cilde iyi geliyor!   / 14-03-2006
 Bir magazin krizini meğer ne çok özlemişiz   / 09-03-2006
 Kadınlığınızı ilk ne zaman fark ettiniz?   / 07-03-2006
 Hülya'larım yıkıldı   / 02-03-2006
 Düriye'nin güğümleri kalaylı, Tan çok tatlı...   / 28-02-2006
 Garantili sevgili bulma taktikleri   / 23-02-2006
 Huysuz kazanıyor Seyfi Bey harcıyor   / 21-02-2006
 Et satmıyorsun ki film satıyorsun!   / 16-02-2006
RAHŞAN GÜLŞAN
1 film ve 1 kitap...
Kitap okumakta zorluk çekiyorum.
HAKAN & UTKU
Alternatif taraftar çıldırtma metodları
Gol attıktan...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Yaz türlüsü

Zeytinyağı ve...
Tek gün regl olmanız mümkün
Tek gün regl olmanız mümkün
Hormonlu spiraller yalnızca doğum kontrolü sağlamıyor; ayrıca...
Yalıdan Penthouse'a
Yalıdan Penthouse'a
Derin Mermerci'nin annesi ile yaşadığı Vaniköy'deki yalıdan...
Kırışıklıktan rahatsız sosyetiklere müjde!
Kırışıklıktan rahatsız sosyetiklere müjde!
Botox ve Restylane gibi maddelerle yüzlerini istedikleri...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.