kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Sahilde...

Nisan sonlarında yaşanması beklenen bir günü şubat ayının sonlarında yaşamanın bol ışıklı rehaveti içinde, salı günü öğleden sonra denize hakim bir salonda huzurlu bir sohbete dalmıştık. Birdenbire hareketlenen insanların sahil kenarında Bruguel'in resimlerindeki gibi toplanmaları, aşağıda oturan öğrencilerin sahile doğru merakla koşturmaları o aydınlık sükunet içinde çok da ilgimi çekmedi. Orada bir ölüm vuku bulduğunu asla düşünmedim.

***


İnsanların telaşlı jestlerle sahile doğru akın etmeleri, bir noktada toplanmaları, sonra sahil boyunca sıralanmaları, bir kısmının ağır ağır geri dönmesi, kısa kesik film sahneleri halinde masadaki konuşmaların arasına serpiştirilmiş gibiydi... Bir ara sahilde kalmaya devam edenlerin el kol hareketlerini, keskin ıslıklarını izledim. Boğazın ortalarındaki bir güvenlik botu geldi... Sonrası kayıtlara girmedi...

***


Arkadaşlarımızdan birinin bize doğru yaklaşan obez bir tankerin "üzerimize geldiğini" şakacı bir edayla söylemesi ve ardından duyulan ağır palamar sesleri, kayıtların kesildiği andan önce miydi sonra mıydı tam hatırlamıyorum. Belki de, sahildeki hareketlilik, çok iri bir tankerin canhıraş bir gürültüyle demir atması, o sırada daldığımız tartışma içinde bana önemsiz gözüktü. Olup biteni tam fark edemedim... Acaba o güneşli öğleden sonra kendimizi lezzetine kaptırdığımız akademik tartışma sırasında günlük yaşamın hayhuyunu izlemek bana ucuz bir "röntgencilik" gibi mi geldi?

***


Aslında sorduğum sorunun cevabını biliyorum. Bizlerin "başkalarını gözleyerek" yaşama anlayışına bir tepkiydi bu galiba... Derinlikli bir şekilde yaşayamadığımız hayatımızı başkalarının hayatlarını gözetleyerek zenginleştirme çabası... Abur cuburla karnını doyuran bir pisboğaz gibi başkalarının hayatlarından yaptığın dedikodu mezesiyle sofranı doldurmak... Ne var ki, o salı günü benim peşin peşin mahkum ettiğim, abur cubur saydığım olayların düpedüz yaşamın kendisi olduğunu da bir gün sonra gördüm...

***


Ertesi günün gazetelerinde, pencereden gözlediğim ve sıradanlaştırarak aldırmadığım sahnelerin tüm şifrelerini buldum. Otuz yaşındaki sara hastası Naim Sınmaz'ın kriz geçirerek denize düştüğünü, Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi birinci sınıf öğrencisi Merve'nin onu kurtarmak için denize atladığını, bu insancıl çabasının etrafındakilerin el vermemesi yüzünden sonuçsuz kaldığını, gelen güvenlik botunda ilk yardım bilen kimsenin olmadığını ve Naim'in ölüp gittiğini üçüncü sayfalarda okudum... "Üzerimize geliyor" diye şaka konusu yaptığımız geminin ise gerçekten üzerimize geldiğini, dümeni kilitlendiği için taşımakta olduğu binlerce tonluk yakıtla İstanbul'u havaya uçurabileceğini de gene gazetelerde gördüm...

***


Aslında salı günü öğleden sonra yaşadıklarım, masadaki konusal bütünlüğün arasına girmiş sahil dedikoduları değil gerçek yaşamın ta kendisiymiş. Saralı Naim Sınmaz'ın gözlerimizin önünde çok talihsiz bir biçimde ölüp gitmesinden, tümümüzü havaya uçurabilecek tonlarca yakıt taşıyan Liberya tankerine kadar... Sahilde bir ölüm vuku buldu ve nice ölümlere yönelik bir tehdit İstanbul'u sıyırıp geçti. Ben masadaki konuşmayı sahil dedikodularından koruyayım derken, bunu atladım... İçimde tuhaf bir huzursuzluk kaldı.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Meğer Gayrettepe'de herkesi soyuyorlarmış...   / 05-03-2006
 Sahilde...   / 26-02-2006
 Hırsıza pazar yazısı   / 19-02-2006
 Vapurlar, martılar, simit   / 12-02-2006
 Zanzibar'dan Zanzibar'a...   / 05-02-2006
 Boşanma antrenörünüz kim?   / 29-01-2006
 Kamboçya uçağına kim biner?   / 22-01-2006
 İnternette yaşam güncesi   / 15-01-2006
 Karlık   / 08-01-2006
 Zira, susatan zevk, o dudaklardaki tuzdur   / 01-01-2006
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Sakın karar almayın
Öyle bir an gelir ki...
MEHMET ALTAN
Aşk şiirleri ve SABAH'ta yirminci yıla...
KAZIM KANAT
Hayatım o fotoğraflarla değişti
Ben gazeteciliğe...
REFİK DURBAŞ
Güne taşınır ibreti
Haber sözcüğü ile aynı familya...
İstanbul akrobasi ile şenlenecek
İstanbul akrobasi ile şenlenecek
İstanbul, dünyanın en sıradışı hava akrobasi gösterisine ev sahipliği...
Ünlülerin favori siteleri
Ünlülerin favori siteleri
Günümüzde hemen her konuyla ilgili bir internet sitesi bulmak mümkün.
Soframızda nur kaza bela geri dur
Osmanlı mutfak kültürü çok seçiciydi. En fazla rağbet gören yağ tereyağıydı.
Küçük buluşlarıyla servet kazandılar
Fitness ve diyet gibi zayıflama yöntemleriyle ilgili yaptıkları küçük buluşlar,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.