Dünya piyasalarıyla eş zamanlı olarak Türkiye'de de başlayan türbülansolancaşiddetiyledevamediyor.Türkiye'deiçkoşullarınetkisiyletürbülansdahabüyükölçekligerçekleşiyor.
Piyasalardaneoldu?Tabloda, piyasaların en iyi düzeylerine 2 Mart'ta vardığı görülüyor. Eğilimlerdeki bozulmanın 3 Mart'ta başladığı, hafta sonunun ardından 6 Mart'ta sürdüğü ve 7 Mart'ta da hızlandığı dikkati çekiyor. Dün itibariyle dört güne çıkan bu türbülansta bono faizi yüzde 0.51 puan, dolar kuru yüzde 3.68 artarken, 2030 vadeli eurobond'un değerinde yüzde 2.81 kayıp meydana geldi. Bono piyasasına daha çok yerli bankaların hakim olması nedeniyle faizlerdeki oynaklık sınırlı kaldı.
Ençoktepkiborsadan En aşırı tepkiyi ise yabancılara en açık piyasa olan İMKB verdi. 2 Mart'ta seans içinde en yüksek 3.69 cent'e kadar çıkan ve 2000'deki tarihi düzeyini yakalamasına ramak kalan İMKB-100 Endeksi, dün gün içinde 3.14 cent'le en düşük düzeyine indi. 4 günlük kaybı da yüzde 15.1'e vardı. Son olarak borsadaki hakimiyetleri yüzde 67 olan yabancıların ne ölçüde satışa geçtiğini birkaç gün içinde Merkezi Kayıt Kuruluşu'nun rakamlarından izleyeceğiz.
Düzeltmehareketimi? Bu fiyat hareketleriyle son türbülans, bir önceki türbülansın yatırım araçlarında yarattığı oynaklık düzeyini yakaladı. Süre olarak çok kısa olmasına karşılık fiyatlarda meydana getirdiği değişim, geçen yılın ekim ayında iki haftaya yaklaşan üçüncü türbülans seviyesini yakaladı. Şimdilikenazındansontürbülansınbiröncekindendahakuvvetliolduğusöylenebilir. Birkaç günlük hareketten, buoynaklığınbirtürbülansdüzeyindekalabileceğiveağırhasaryaratmayacağısonucuçıkartılabilirmi?Buyargıyavarmakiçinbirazerkenveöncekigüniledünküfiyathareketlerinindeçokkeskinolduğunudikkatealmakgerekiyor. En azından borsa için böyle... Ancak 2004'teki ilk türbülansın boyutlarının daha büyük olduğunu unutmamak gerekiyor. O tarihde borsa düşüşü yüzde 36.4'e varmıştı. Bono faizleri de 11 puan yükselmişti. Yani bugün yaşadığımız türbülansın boyutları ilk türbülansın daha yarısı düzeyinde.
Eşikleraşılmalı Fiyatların olgunluk düzeyine gelmiş olması, zaten bu düzeltme hareketini gerekli kılıyordu. Dünyada likidite bolluğu kalıcı biçimde ortadan kalkmadıktan sonra, düzeltme hareketi ve mart ayındaki Kızılcahamam toplantısı, Merkez Bankası üst düzey ataması, Şemdinli gerginliğinin yatışması gibi kritik eşiklerin aşılmasının ardından Türkiye piyasasına yeni sermaye girişleri olabilir. Bu da, bonodan başlayarak hisse senedi, eurobond ve döviz kurunda rahatlama yaratabilir ve yeni dengelerin oturmasını sağlayabilir.
Türbülansınetkisi Ancak bu türbülansın başlangıçta yaratabileceği etki ise Merkez Bankası'nı olası bir mart ayı faiz düşüşünden alıkoyması olabilir. Şubat enflasyonunun beklentilerin altında çıkmasından ve Para Politikası Kurulu'nun son açıkmalarından ötürü nisandan önce bir faiz indirimi olasılığı doğmuştu. Ancak bu olasılık şimdi zora girdi. Çünkü dünyada faizler yükseliyor; lidikite daralıyor. BöylebirortamdaTürkiye'ninerkenbirfaizindiriminegitmesi,yabancılarakârlarınırealizeetmeveTürkiye'dençıkmaolanağıverir. Dolayısıyla Merkez Bankası'nın faiz indirimi bono piyasasına yansımayabilir; hatta yabancı satışları ile bono faizleri yükselebilir de... Merkez Bankası faiz indirirken bono faizleri artış gösterebilir.
Faizdüşürmeyeengel Kâr realizasyonunun bir sonucu olarak Merkez Bankası faiz düşürdüğünde kur da yükselebilir. Bu da son üç yıldır Merkez Bankası'nın her faiz düşürmesinin ardından kurların düşmesi geleneğini bozar. Bu türbülansın kalıcı bir trend dönüşünün başlangıcı olup olmadığı yargısına varmak için henüz erken. Ama şimdiden Merkez Bankası'nın olası bir faiz düşürmesinin önünü kestiğini söylemek mümkün.
Sonuç "Neyapacağımızakararveripyaparız.Sonucunadakaderderiz" BenjaminDisraeli