|
|
Hülya Avşar'la konuşama-dıklarımız
Geçtiğimiz pazar (25 Aralık) atv' de "Haydi Paylaşalım" isimli bir programa başladım. Eğer destekler ve izlerseniz, istekler devam ederse her pazar saat 11.45'te çeşitli konuları bir konuğum ve sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Geçtiğimiz hafta konumuz boşanma ve konuğum Hülya Avşar'dı. Konunun bilimsel yönünü, çocuklara etkisini anlatırken, Avşar da kendi deneyimlerini paylaştı. Sizlerden gelen sorulara da yer verdik programda. İzleyemeyenler için konuştuklarımızı ve süre yetmediği için konuşamadıklarımızı paylaşalım istedim. Bazı çiftler evlendikleri günden itibaren her tartışmada "çekip gitmeyi, boşanmayı" bazen bir tehdit, bazen bir karar, bazen bir arzu olarak dile getirip durur. Gelgitler yaşanır, ama karar bir türlü verilmez. Sonuçta "boşanma" kelimesi artık gerçekleşip gerçekleşmemesi bile önemsiz olan, günlük, sıradan bir kelime haline gelir. Bazen her şey çok iyiymişcesine yaşanır evlilik.Yakınmalar, istekler dile getirilmez. Kurgulanır, kurgulanır ve son cümle aniden gelir "boşanmak istiyorum". Karşı tarafı şaşkına çeviren, ne olduğunu anlamadan bir çırpınmaya, depresyona iten o son cümle... Bazen bu sözü söylemeden önce eşlerden biri, bir başkasıyla tanışır. Her şeyin daha iyi olacağını düşündüğü, o başka biriyle sürdürmeyi düşünür yaşamını. Terk edilen eş, bu tür durumlarda o zamana kadar dile gelmiş olsun olmasın doğru gitmeyen evlilik sürecini unutur.Tüm öfkesini bu üçüncü kişiye yöneltir, sanki o çıkmasa evliliği sürecek ve mutlu olacakmış gibi hisseder. Oysa düzenli ve mutlu bir beraberlikte üçüncü kişilerin olamayacağını, evliliğinin yeni çıkan insan yüzünden bitmediğini, evliliği bittiği için üçüncü kişilerin gündeme geldiğini fark edebilse bu denli acıtmaz kendi kendini. Çözüm: Son aşamaya gelmeden, yanlış gidişi algılamak ve bir uzman desteği almak. En azından karşımızdakinin dinlemediğimiz sözlerini, yanlışlarını duyabilmek, çözebilecek ve tercüme edebilecek bir uzman yardımı. Uzman yardımı sorunu çözer ve evliliği kurtarır mı? Her zaman değil. Ama zaten beklenen ve istenen de o değildir. Unutmayın evlenme kararı verirken, zaman ve kişi açısından doğru kararı vermek kadar, boşanma kararı verirken de doğru zaman, doğru sözler ve doğru davranışlar daha sonraki yaşam için önemlidir. Boşanma süreci yasal olarak tamamlandıktan sonra etkileri devam eden bir süreçtir. Yeni ve yalnız yaşama alışmak, ekonomik koşulları yeniden düzenlemek, sosyal çevreyi toparlamak, anılarla baş etmek zaman alır. Bu dönemlerde sıkıntılı ve baş edilmez zamanlar psikiyatr yardımı gerektirebilir. Her çocuk anne ve babasıyla birlikte yaşamak ister. Ancak evlilik sürdürülemiyorsa, evde huzursuzluk varsa ve anne-baba mutsuzsa bu durum çocukları olumsuz etkiler. Boşanma çocuğun gelişiminde bir travmadır. Ayrılık kararı anne-baba tarafından çocuğa birlikte açıklanmalıdır. Bu açıklama suçlamalar içermemelidir. Çocuğa; anne-babaların bazen birlikte oturduklarında birbirlerini mutsuz edebildiklerini, anlaşamadıklarını, artık ayrı evlerde olacaklarını, ama bunun onunla bir ilgisi olmadığını, hala onun anne ve babası olduklarını ve onu çok sevdiklerini belirtmeleri gerekir. Boşanmalarda unutulmaması gereken iki önemli şey vardır. Birincisi bunun her koşulda bir travma olduğu ve gerekirse yardım alınması gerektiği, ikincisi ise çocukların da bu sürecin içinde bulunduğu, ayrılanların sadece eş olup, çocuklardan "boşanılmayacağı" gerçeğidir. Evet, bunlar konuşuldu programda. Bugün yılbaşı, herkese mutlu ve sağlıklı bir yeni yıl diliyorum. Yarın sabah saat 11.45'te Devlet Bakanı Sayın Nimet Çubukçu ile bu geceyi kurumlarda, ailesiz ama onları hatırlayan, önemseyen görevlilerle ve gönüllülerle geçiren yuva çocuklarından, onların sorunlarından, yapılabileceklerden bahsedeceğiz. Ekran başında olursanız yeni yılın ilk gününü sizlerle de paylaşacaklar, paylaşacağız.
|