kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Hincal Uluc @ SABAH
Tel:
0212 3544813
Fax:
0212 3544891
 
Polisin sorunu para değil!..
BİZİM DUVAR
Denizi görmek..
Bir Rahmaninov ki!..
TEBESSÜM
SEVDİĞİM LAFLAR

Polisin sorunu para değil!..

Hayır, polisin sorunu para değil!.. Bu sonu intiharlara varan bunalımların sebebi para olsaydı, bugün ülkemizde fakirlik sınırının altında yaşayan milyonlarca kişi kendini öldürme ortamında olur, her gün yüzlerce intihar haberi gazetelere, televizyonlara yansırdı.
Tabii para sebeplerden biri.. Hatta bardağı taşıtan damla.. Ama asla bardağı dolduran değil..
Polisi bunalıma sürükleyen şey, kimlik sorunudur.
Benim çocukluğumda da polisler büyük paralar kazanmazlardı. Hatta bugünle mukayese ederseniz, o zamankiler daha da talihsiz sayılabilirler.. Kılık kıyafetlerinden tutun da, çalışma koşulları, çalıştıkları yerler, kullandıkları aletler ve araçlar, bugünün çok gerisindeydi. O devirde polis, mesela lojman diye bir şey de bilmezdi..
Ama o günün polisi, bugünkünden çok, ama çok daha mutluydu.
Çünkü o zaman polislik, saygın bir meslekti.
Hafif de bir korku ile sayılan, güvenilen, inanılan bir meslek..
..Ve sevilirlerdi de.. Hele her gece mahallemizde dolaşan bekçiler üzerinden bu sevgi doruklara çıkardı.
Türk filmleri, babacan polis tipleri ile doluydu. En kötü adamlar bile, karşılarında polis üniforması görünce süt dökmüş kediye dönerlerdi. Filmlerdeki bu sahneler, günlük yaşamın yansımasıydı aslında..
Bizlere, evde ve okulda, polisin üniformasından bir düğme koparmanın nerdeyse devlete isyan olduğu anlatılırdı.
Polis maddi sıkıntı, güçlükleri çekerdi ama, toplumdaki itibarlı yeri, bu sıkıntıları çekmeye razı ederdi onu.. O itibar, o saygınlık adına, pek çok acıya, sıkıntıya katlanırdı..
Peki bugün?..
Bugün polisin zerre saygınlığı var mı?..
Adam karakol basıyor, kapıdaki nöbetçinin kolunu kırarak.. İçerdeki komiseri vurarak..
Ve ilk celsede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor..
Hemen her gösteri, her mitingde polise taşlar, sopalar yağıyor.. Kimsede korku kalmamış ki.. Yaptığı her şeyin yanına kâr kalacağını biliyor. Hatta polisi tahrik eder, zıvanadan çıkarırsa, eylemi adına kârlı çıkacağını biliyor. Saldırıya ve hakarete uğrayan polis, kendisinden sayıca on misli kalabalığı aldığı emir gereğince durdurmak için copları çekince, tüm televizyonların ana haberlerine jenerik oluyor.. Üç dört saniyelik görüntüler, tekrar tekrar edilip dakikalarca ve de günlerce yayınlanıyor..
Zalim polis!.. Gaddar polis..
Adam polisle silahlı müsademeye giriyor.. Kaleşlerle saldırıyor. Polis karşılık veriyor.. Medya başlık atıyor..
"Yargısız infaz.."
Polislerin gittiği kahveler bombalanıyor.. Devriye görevi yapan polis arabaları çapraz ateşlere boğuluyor.. Tehdit her an her yönden gelebilir.. İşte, ya da dinlenmede.. Polissen her an, her yerde ölebilirsin.. Böyle bir ruh hali içinde yaşıyor..
Özellikle yeni çıkan Af, Ceza, İnfaz ve Muhakeme Usulleri Yasalarından sonra, ülke suç patlaması yaşıyor.. Siyasal iktidar, bütün köpekleri salarken, bütün taşları bağlıyor.. Polis buna rağmen çırpınıyor. Hayatını riske ederek suçluları buluyor, yakalıyor, adalete teslim ediyor.. Tuttukları, ya savcılıkta, olmadı ilk duruşmada serbest bırakılıyor, "Tutuksuz yargılanmak üzere.." Polisin kendi mesleğine saygısı kalmıyor.. Kendi kendini "Ben bu işi niye yapıyorum" diye sorgulamaya başlıyor.. "Bunca zahmet, bunca emek, bunca risk, mahkemede serbest kalması için mi?.. Ayni adamı 74 kere yakalamanın bana, mesleğime, ülkeme ne faydası var?.."
Polisin özel yaşamı da bitiyor..
Yol kenarlarına yüzlerce, binlerce park eden servis arabalarının teki onlar için değil.. Lojmanı, ya da kiralık evi, kentin en dış mahallesinde.. İşe gelmek için sabahın köründe kalkıp yollara düşmesi gerek.. Akşam eve dönmesi de öyle.. En iyi polis sabah 7'de çıkıyor, gece 9'da dönebiliyor.. Yorgun, bitkin.. Çocuğunu kucağına alacak, karısı ile sevişecek hali yok.. Bir iki şey atıştırıp çöküyor yatağa..
Babalık ve kocalık görevleri için hafta sonu var sadece onun için.. O da kağıt üzerinde..
Terör durmuyor.. Durmadan ihbarlar, beklentileri olağanüstü durumlar.. Hadi haftalık izinler iptal..
Kente bir devlet büyüğü geliyor.. Her gün de geliyor zaten.. Hadi haftalık izinler iptal..
Ailesi ile hafta sonu için dahi program yapamıyor polis.. Yaparsa mahcup oluyor hep..
Ailesinde mutsuz.. İşinde mutsuz..
Adam yerine konmuyor.. Her fırsatta aşağılanıyor, her fırsatta en ağır şekilde eleştiriliyor..
İntihar ederken bile nerdeyse burun kıvrılıyor..
"Efendim parayı az bulmuş da.." Okuyan duyan "Yahu bu ülkede parayı kim çok buluyor ki" desin der gibi..
Polisin derdi para değil, dostlar.. Polisin derdi para değil..
Polis insan yerine konmak istiyor..
En çok da, bugün ardından timsah gözyaşları döken, asıl suçlu, asıl sorumlu medyanın uzanıp da, polisin hali pür melalini biraz yakından, biraz derinden, biraz içerden izlemesini istiyor..
Polisleri siyasal iktidar olarak, medya olarak öldürüyor, sonra hiç sıkılmadan, cenaze törenlerinde "Ağlama" şovları yapıyoruz..
Artık ağlama değil, UTANMA zamanı!..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Puan cetvelinde hakemler yarışıyor!..   / 23-02-2006
 Selamlaşmayı unutan bir nesil!..   / 22-02-2006
 Hastalar neden yurtdışına gidiyor?..   / 21-02-2006
 Uzun ince bir yolda yürümek..   / 19-02-2006
 Gururla gezilecek bir fuar!..   / 18-02-2006
 Gürer Aykal'a sevgi.. Gürer Aykal'a saygı..   / 17-02-2006
 Torinolu kayakçılar ve biz!...   / 16-02-2006
 Cemal Reşit Rey'de büyük ayıp!..   / 15-02-2006
 Sevgili olmak, önceliktir..   / 14-02-2006
 Bir aşk filminde olmayan şey!..   / 12-02-2006
MEHMET BARLAS
Kamyonlar üzerinden siyasal çağrışımlar...
Libya'da...
EMRE AKÖZ
Wal-Mart Etkisi
ABD'de 15 yıldır kullanılan ilginç...
MAHMUT ÖVÜR
Üniversite 'kaçak çarşı' yaparsa!
İstanbul'u kuşatan göç...
SAVAŞ AY
Kimmiş o korsan solistler ve as...
HINCAL ULUÇ
Polisin sorunu para değil!..
Hayır, polisin sorunu para...
Zıt güçlerin maçı
Zıt güçlerin maçı
F.Bahçe-Beşiktaş derbisinde iki takım arasındaki fark...
Taraftara davet!
Taraftara davet!
Fenerbahçe Başkanı Yıldırım, Şükrü Saracoğlu'nun artık 52 bin 500...
Şimdi söz Sezer'de
Muhalefetin "Hoca'yı yalnız bıraktınız" diye suçladığı AK Partililer...
İsrail'den buzları eriten 'geleceğe bakalım' telefonu
İsrail Başbakan Vekili Olmerd, Erdoğan'ı telefonla arayarak, "İkili...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu