kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Rüzgar değişirken

Uluslararası sistemde henüz yeni bir düzenin kural ve normlarının yerine oturmamış olduğu ortada. İki kutuplu, nükleer dehşet dengesine dayalı soğuk savaş dönemi böyle değildi. O nedenle geçmişte uluslararası ilişkileri anlamak veya dış politika analizi yapmak açısından hayat daha kolaydı. Soğuk Savaş'ın öngörülebilir, sistem içindeki ülkelerin iç gelişmelerini de disiplin altına alan mantığı artık geçersiz. Buna koşut olarak büyük güçlerin kafalarına koyduğu her şeyi dünyaya dayatabilecekleri bir siyasi gerçeklikten de bahsetmek mümkün değil. Özellikle iletişimde yaşanan köklü devrim, kitlelerin siyasi alana çıkmalarının önünü açıyor. Yalnızca seçkinler düzeyinde kurulacak, meşruiyet temelleri zayıf bir düzen kurmak zorlaşıyor. Buna teşebbüs edildiğinde ortaya istenenden farklı bir sonuç çıkıyor. Küreselleşme ve çok genel anlamıyla demokratikleşme talepleri emperyal projelerin de önünü kesiyor.
Soğuk Savaş bittiğinde ABD yeni bir düzenin kurulmasına öncülük edebilecek imkanlara sahipti. Büyük mücadeleyi kazanmış olmasının ötesinde ekonomik ve siyasi sistemiyle savunduğu değerlerin bir kısmı dünyada kabul görüyordu. Hatta buna özeniliyordu. Askeri, ekonomik ve siyasal açılardan rakipsizliği, yeni bir düzen kurması için ABD'nin önünü açıyordu. Clinton döneminde başlarda kendi sorunlarına odaklanan ancak Bosna ile birlikte dünyaya açılan ABD elindeki bu fırsatı iyi kullanmadı. Öncelikle Amerikan siyasetinin benmerkezciliği, içe dönüklüğü dışpolitikada dünyanın pek kaale alınmamasına yol açtı. Clinton'un nispeten çoktaraflılığa daha fazla yandaş olması Amerikan iç siyasetinin ulusalcı, bencil eğilimlerince dizginlendi. ABD giderek uluslararası kurumları hiçe sayan, dünya kamuoyunun benimsediği anlaşmalara taraf olmayan bir siyaseti benimsedi.

Hesap çarşıya uymadı
11 Eylül bu içe kapanmayı kırdı. Dünya'ya şekil vermek üzere uzun zamandır hazırlanmış ancak kitle tabanları bulunmayan yeni muhafazakarlar, bu eylemin ardından ön plana çıktılar. Başkanın en güçlü destekçileri olan kökten dincileri arkalarına alarak uluslararası sistem mühendisliğine soyundular. Bu doktriner yaklaşımın belgesi 2002 yılında yayınlanan Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesiydi.
Belgeye göre ABD dünyada sorun olarak gördüğü meselelere tek taraflı olarak çare bulacaktı. Dev gücüyle, kendisine yönelik tehditlere karşı ön-alıcı savaş yapma hakkını mahfuz tutuyordu. Belge bir yandan Amerikan askeri gücüne ve bununla yapılacaklara odaklanırken, diğer yandan da insan hakları ve demokrasinin yaygınlaştırılmasını savunuyordu. Bu ulvi amaçlara da silah zoruyla ulaşılacaktı.
Doktrinin uygulama alanı Irak'tı. Savaşın başlamasından üç yıl sonra ise evdeki hesap belli ki çarşıya uymadı. Yerel güçleri ve dinamikleri hiçe sayarak siyasi proje gerçekleştirmenin imkansızlığı anlaşıldı. ABD, amaçları aynı kalsa da, stratejisini değiştirmek üzere manevralara başladı. Hepsinden önemlisi tek taraflılık politikalarını besleyen yegane güç olma kibiri örselendi.
Bunun ilk ipuçlarını ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice vermişti. Başkan Bush'un Ulusa Sesleniş konuşması da değişimi teyid etti. Konuşmasının bir zamanlar "şer ekseni" içinde tanımladığı İran'la ilgili bölümünde Bush ABD'nin değil, "dünya devletlerinin İran rejiminin nükleer silahlara sahip olmasına izin vermemesi gerektiğini" söyledi.
Başkan'ın konuşması, Irak ertesinde ABD'nin hâlâ en büyük güç olsa bile çok kutuplu dünya gerçeğini kabullendiğinin bir işareti olarak görülebilir. Bunun sonuçlarını dikkatle değerlendirmek gerekecektir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hamas soruları   / 02-02-2006
 Sabır gereği   / 29-01-2006
 Kâbus   / 26-01-2006
 Filistin'in geleceği   / 22-01-2006
 İran sancısı   / 19-01-2006
 Hangi TSK?   / 15-01-2006
 TSK ve Avrupa   / 12-01-2006
 Sahneden çıkış   / 08-01-2006
 AYI ile dans   / 05-01-2006
 Muhasebe   / 01-01-2006
SOLİ ÖZEL
Rüzgar değişirken
Uluslararası sistemde henüz yeni bir...
2 siftah 3 puan
2 siftah 3 puan
Ali Güneş, ligde ilk golünü 30 metreden attı. G.Birliği, Mehmet ile...
Sergen-Tümer birlikte
Sergen-Tümer birlikte
Beşiktaş'ın iki yıldızı bu sezon ikinci kez, Tigana döneminde ise ilk...
Mektupla uyaracak
Mektupla uyaracak
Avrupa basınında yayınlanır yayınlanmaz İslam dünyasını ayağa...
Washington'la Baydemir krizi
Baydemir'in Washington'da üst düzey ABD yetkilileri ile görüşecek...
Yurdakul'un katiline infaz
1979 yılında Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul'u öldüren, 1989'da...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu