kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ziyafetin tadı ertesi gün çıkar
Ziyafetin keyfi ertesi gün çıkar

Hindiyi pek sevdiğim söyleyemem. Sanırım bunda küçükken bir babahindinin kabara kabara beni kovalamasının da payı olmalı.


Ziyafetin tadı ertesi gün çıkar

Yılbaşı eğlence gecesidir, öyle tumturaklı sofralara oturacak ne vakit vardır, ne de biraz sonra sabaha kadar dans edecek insanlar midelerini doldurmak isterler.

Hindiyi peksevdiğimi söyleyemem. Sanırım bunda küçükken bir babahindinin kabara kabara beni kovalamasının da payı olmalı. Bir başka neden de, geri zekalılığı her halinden belli bu hayvanın şişinmesinin, bulunduğu makamı dolduramadığı halde afra tafra ile eksiğini örtmeye çalışan nice bildik kişileri hatırlatması. Etinden hoşlanmam. Ne bir köy tavuğunun lezzetini, ne de av kuşlarının kişilikli tadını bulurum hindide. Yine de hepsinin hakkını yemeyeyim; yıllar önce, tam bizim kavruk Anadolu hindilerine gözüm alışmışken, bir Amerikalı'nın evinde, dondurulmuş halde kıtalararası yolculuk yapmış bir Amerikan hindisini yemiştim. O zamanlar Amerikan ordu mensuplarının alışveriş ettiği PX denen Amerikan marketleri vardı. Hatta oradan iç pazara sigara, içki gibi o dönemlerde bulunmayan bazı mallar da sızardı; işte buradan alınmış bir Amerikan hindisi.. Gözlerime inanamadım; bizim hindilerin ağababası, bir azmandı. Ya da o zaman bana öyle göründü. Zira bugün nasıl yeni kuşak gençlerimizin boyu giderek daha uzuyor, daha güzelleşiyorlarsa, hindilerin de bir evrim geçirdiği apaçık görülüyor. Bugünün hindileri neredeyse Amerikan hindilerinin beden ölçülerine yaklaştı. Bir yanda, kolesterol korkusu yayarak, onun yağsız etine övgüler düzen sağlıklı beslenme tutkunları, öte yanda yetiştirilmesindeki kolaylık ve etinin bolluğu nedeniyle ekonomistler uzun zamandır hindi eti yemeye bizleri özendiriyor. Ama ben hala bu konuda pek ikna olmuş sayılmam. Bir şeyi pek anlayamıyorum. Bütün bir yıl boyunca onu akıllarından bile geçirmeyenler, nedense yılbaşı yaklaşırken birden hindiyi hatırlayıverirler. Daha geçen yıl kestaneli hindi pişirmeyi başarısızlıkla deneyip, bir daha buna kalkışmayacaklarına kendi kendilerine söz verenler bile, marketlerdeki hindi fiyatlarıyla ilgilenmeye, yüzde yüz garantili hindi pişirme tariflerine göz gezdirmeye başlarlar. Yaşamı boyunca kafesten çıkmayan ve hemen hiç hareket etmeyen fabrika tavuklarını pişirmeye alışkın hanımlarımız, yılbaşına kadar çiftlikte hoplayıp zıplayarak gününü gün etmiş atletik hindileri de aynı kolaylıkla, pamuk gibi yumuşak halde sofraya getireceklerini sanırlar ve yanılırlar.

İYİ PİŞMEZSE KURUR
Bu yılbaşı öncesinde ev hanımlarının hindi pişirme konusunda acemiliğini fark eden bazı önde gelen restoranlar sipariş üzerine hindiyi pişirip evlere, yılbaşı sofralarına sıcak sıcak yetiştirmek gibi bir hizmet sunmaya başlamışlar. Bence çok da iyi etmişler. Çünkü hindi gereği gibi pişirilmezse kurur, insanın boğazından geçerken tırmalar. Niçin hindi? Ayrıca niçin yılbaşında? Bildiğim kadarıyla hindiyi yalnızca Amerikalılar Aralık ayının ilk haftasındaki Şükran Günü adlı milli bayramlarında yerler. Bunun dışında tüm Hıristiyanlar için şölen sofrası 24 Aralık'daki Noel akşamı kurulur. Çünkü Noel, giderek çekirdekleşen aileciklerin egemen olduğu gelişmiş toplumlarda, büyük ailenin tek bir araya gelebilme fırsatıdır. Birbirlerini bir yıl boyunca görme olanağını bulamayan en yakın akrabalar Noel yemeğinde buluşur ve genellikle de hindi yemezler.

SABAHA KADAR EĞLENCE
Geleneksel menüye öncelik tanıyanlar, Batı'da Noel akşamı öncelikle kaz yer. Bir o kadar aile de sofraya görkemli bir sazan balığı getirir. Menü tanziminde tutucu olmayanlar içinse, yaratıcılığın sınırı yoktur ve her türlü orijinal yemek servis edilebilir. Noel akşamı tıkabasa yenen bu yemeğin ardından aileler buz gibi havada kilisenin yolunu tutarlar ve o mide şişkinliğiyle olsa olsa dua edebilecek gücü kendilerinde bulabilirler. Buna karşılık yılbaşı, eğlence gecesidir. Öyle tumturaklı sofralara oturacak ne vakit vardır, ne de biraz sonra sabaha kadar dans edecek insanlar midelerini doldurmak isterler. Yılbaşı, çılgın partilerin zamanıdır. Biraz çerez, mide için biraz altlık ve bol bol içki... Peki, biz ne yapıyoruz? Noel'imiz olmadığına göre, Noel'in yemeğini alıp yılbaşına taşıyoruz. Batı'nın yılbaşısını da aynen alıp sabaha kadar eğlenmeye çalışıyoruz. Ama eğlenceye gidecek olanların gözü saatte olduğu için genellikle yılbaşı sofrası aceleye getiriliyor. Öte yanda iyice dolu mideyle dans edilemeyeceği düşüncesiyle de o muhteşem yemeklerin büyük bir bölümü yenmeden kalıyor ve genellikle ertesi gün öğlen ya da akşam sofrasında ziyafetin gerçek tadı çıkarılıyor. Evet, işte bu yazının gerekçesi de bu. Eminim pek çok evde dün akşam erken saatte kurulan sofralarda yenen mezeler, atıştırılan abur cubur, televizyonda cazip gelen programlar ve belki de biraz fazlaya kaçırılan içkinin de etkisiyle yılbaşı hindisi yeterli ilgiyi görmemiş, önemli bölümü bugüne kalmıştır. Tecrübeyle sabit, en lezzetli yemekler, ziyafet sofrasından ertesi güne kalanlardır; onların gerçek tadı ertesi gün çıkar. Size bir itirafta bulunayım, sanırım bizim evde de bugün durum böyle olacak gibi.. Hepinize sağlıklı ve lezzetli bir yeni yıl diliyorum...
DİĞER GURME HABERLERİ
 Peynir şarabın tadını bozar mı?
 Fransız mutfağının bilgi hazinesi
 Türk turizminin genç delikanlısı 50 yaşında
 Avrupa Topluluğu'nun salyangozu hamburgere karşı
 Ayva tatlısının tam zamanı
 Soros'dan sonra meclis de zeytini keşfetti
 Mutfakları şenlendiren yemek kitapları
 Yemeklerin cilası pilav
 Fatih'in sevdiği karidesler
 İdeolojinin keskin kılıcı bilimin ışığını söndürdü
 Rejans'ın mutfak sırları kitap oldu
 Avrupa Topluluğu'nda yüz kızartıcı sokaklar
 Mondovino şarabın merkezine seyahat
 Bulgar şarapları patladı
 Mantar çiçek gibi toplanmaz
 Picasso Şile palamudunu sever miydi?
 Ekmek kokusuyla uyanmak
 Nerenin zeytinyağını kullanıyorsunuz?
 Mutfağın asıl sahibi erkekler
    Pazar Sabah Yazarlar
    Güncel
    Hobi
    Röportaj
  » Gurme
    İyi Yaşa
AHMET ÖRS
Salep içimizi ısıtıyor
Karlı günlerde sokaklarda...
Koç ölümünden sonrası için belgesel hazırlattı
Koç ölümünden sonrası için belgesel hazırlattı
Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, hayatının belgesel filmini...
Disiplin bütün hayatında var
Disiplin bütün hayatında var
TURAN BAŞARTAN (BELGESELİN YAPIMCISI)
"Rahmi Koç'un...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.