Ankara hâlâ namazı konuşuyor
İstanbul Subaşı Camii'nde kadınlı erkekli namaz, Ankara'yı karıştırdı. Kafaları da. Muhafazakar kimliğiyle öne çıkan siyasilerin bir bölümü "Kadınlı erkekli namaz olur ama başörtüsüz olmaz" görüşünde. Meclis'teki AK Parti kanadının çoğunluğu ise "Kadınerkek bir arada namaz olmaz" diyor. Başbakan'ın yakın çevresinden ezelden beri rahatsız olanlar, saf tutanlardan birinin Cüneyd Zapsu'nun eşi oluşunun peşini bırakmak niyetinde değil. Tartışmalar öyle bir noktaya geldi ki, sanırsınız ki iki yıldır düzenli olarak Subaşı Camii'ne giden bu grup "Satanist" ayin yapıyor. Tam tersine, camiye giden bu insanların liberal yaşamlarında dine yer açmak istediği, inanç sahibi Müslümanlar olduğu ve kendi ölçeklerinde ibadet etmeye çabaladıkları kimsenin umrunda değil. "Liberal refleks nerde?" derseniz CHP'ye bakmayın. Muhalefet bu tartışmaya girmeye niyetli değil. CHP, olayın AK Parti çevrelerinde yarattığı iç kargaşadan memnun. Buna bir de her kanalda konuşan ilahiyatçıların polemikçi tavırlarını ekleyin. İçtihat ve içtihat mekanizmaları konusunda ürkek davranan İslam alimleri, medya deyince sıraya giriyor. Durum böyle olunca, ben yine bu konularda en güvenilecek isim olan Diyanet işleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu'na dönüyorum. Diyanet'in daha önce "Kadınların başı açık namaz kılması dini açıdan doğru değil" görüşünde olduğunu, ancak uzlaşmacı bir liderlik sergilemeye özen gösteren Bardakoğlu'nun "Bize sorarlarsa dinen doğru değil ama müdahil olmayız, engellemeyiz" dediğini yazmıştık. Bardakoğlu, Hristiyanlık'tan farklı olarak İslam'da namazın Peygamber döneminde 23 yıllık bir süreçte tarif edildiğini, bu yüzden de farklı yorumlara yer olmadığını anlatıyor. "Örneğin rüku ve secde temel şartlar. Yapmazsan namaz olmaz." Dini açıdan liberal yorumlara yer olmadığını söyleyen Bardakoğlu, "Ancak toplumda kabul edilebilirlik diye ayrı bir unsur var" diyor. Asıl mesele de burada düğümleniyor. Dini makamların görüşleri yanında, Subaşı Camii olayında asıl belirleyici olacak, geçmişte Türkçe ezan gibi deneyimleri olan Türk toplumunun, 2006 yılı itibariyle ibadetteki farklılıklara nasıl bakacağı. Dini makamlar tabii ki, "yeni yoruma yer yok" diyecek. Peki ya toplum? Herhalde bu Cuma belli olur.
|