Kredi kartı kullanma kültürüne sahip değiliz
Bu başlığı atmakta çok tereddüt ettim. Ancak bu gerçeği seslendirmekten başka çarem de yok. Her iki yılda bir kredi kartı borçluları gündemimize yerleşiyor. Eğer kredi kartı kültürüne sahip olmuş olsaydık bu sorunları yaşamazdık. Kredi kartlarını ödeyemeyen kişiler dünyanın tüm ülkelerinde vardır. Ancak o ülkelerin gündemlerinde bu konu asla yer almaz . Çağdaş ödeme aracı olan kredi kartları yanlış kullanılıyor. Tüketiciler bunu ödeme aracı olarak değil, geçim sıkıntısından kurtulmanın çözümü olarak algılıyor. Yanlışlık burada. Maalesef bazı bankalar da etik davranmayarak bunu körüklemekte ve fahiş faizlerle de yangının alevlenmesine katkıda bulunuyor. Dünyanın her yerinde kredi kartlarına uygulanan faiz oranı, diğer tüketici kredilerine uygulanan faiz oranlarının yaklaşık iki katı kadardır . Çünkü burada operasyon masrafları var. Onun için faizler yüksek. Ancak bazı bankalarımız bu faiz oranlarını abartılı tespit ediyor. Tüketiciler de bu bankaları protesto edip, daha düşük faiz oranlarını uygulayan bankaları tercih etmelidir. Türkiye'de Kasım 2005 itibariyle 29.3 milyon adet kredi kartı var . Bunların sadece yüzde 1.3'ü sorunlu . Yüzde 98.7'lik kısmını oluşturan 28.9 milyon kart sahibinin sorunu yok. Her bir kişinin ortalama iki kart kullandığını varsayarsak 15 milyon kişi kredi kartı sahibidir . Bunların içinden 376 bin 329 kart, yani 185 bin kart sahibi sorunlu bulunuyor . Bazı basın ve medya organlarında dile getirildiği gibi 700 bin kişi sorunlu kart sahibi değil. Borcunu ödemeyen veya ödeyemeyen 185 bin kişi karşısında, borcunu ödeyen 15 milyon kişi enayi mi? Bunu da düşünmemizin zamanı gelmedi mi? Kasım sonu kesim tarihi itibariyle ekstrelerin toplamı ise 16.3 milyar YTL. Yasal takibe intikal eden meblağ ise 1.3 milyar YTL'dir. Bu rakamdan şunu anlıyoruz: Ödenmesi gereken meblağın yüzde 7.5'u sorunlu gözüküyor . AB ülkelerinde bu oran yüzde 8.5, ABD de ise yüzde 1011 dolayındadır. Kart sahiplerinin sorunlarının çözülmesi hepimizi mutlu eder, ancak acındırarak değil, kart kullanma bilinci aşılayarak kökten aşabiliriz.
Aflarla sorun çözülemez 2003'te de aynı çevreler 500 bin ile 1 milyon kişinin kredi kartı mağduru olduğunu öne sürerek bunun çözülmesini istedi. Bunun için 2003'te 4822 Sayılı Kanun ile Tüketici Kanunu'na geçici 2. madde eklenerek yeniden yapılandırılma getirildi. Bu yasadan yararlanmak için başvuranların sayısı öyle bahsedildiği gibi 1 milyon kişi değil 150 binden az oldu. Bunların da sadece 40 bin kişisi ödemede bulundu. Ne oldu? Aradan iki yıl geçti, aynı sorun yine karşımızda. Görülüyor ki aflarla bu sorunlar ortadan kalkmaz, aksine artar. Bunun tek çözümü herkesin ayağını yorganına göre uzatması gerek. Kredi kart kullanıcıların sorumlu olması kadar bankacılık sektörünün de sorumlu olduğunu da hatırlatmakta yarar vardır. Bazı bankalar gerçekten sokakta kart dağıtarak bu işi körüklüyor. Kart kullanma kültürüne sahip olmayan insanlarımız da bu kartı kullanarak kendilerini denize atıyorlar. Bankacılık sektörünün bir başka eksiği de var. TCMB internet sitesinde negatif nitelikli ferdi kredi ve kredi kart adetlerinin dönemler itibariyle dökümünün verildiği sahifede, borcunu ödeyenler kural olarak, borcunu ödemeyenler kolonunda da yer alması sonucu, sanki sorunlu kredi kart sorunlusu 375 bin değil de 643 bin gibi algılanıyor. Sektör, yanlışlığa sebep olan bu uygulamayı düzeltmekten de aciz gözüküyor. Ondan sonra da başlarına gelmeyen kalmıyor. Demek ki sektör bunu hak ediyor. Kredi kartı bir kültür meselesidir. Bu kültürü sağlamadan bu işin çözümü yoktur.
|