kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

On üç aylıkken öldünüz mü?

Türkiye Şeker Bayramı'nın ikinci gününü kutluyordu... Erzurum'daki Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na üç aylıkken bırakılan on üç aylık Olgun Akdeniz hastalanıp öldü. Olgun'a zatürree teşhisi konulmuş ama yeniden yuvaya gönderilmişti. İyi bakılıp bakılmadığı tartışma konusu olunca, "otopsi" kararı alındı. Otopsiden sonuç çıkmayınca, biopsi yapıldı. Biopsi İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi...

***

Cenazesi ailesince alınmadı. Hazin bir törenle gömüldü. Törene Erzurum Vali Yardımcısı, Sosyal Hizmetler İl Müdürü katıldı. Gazeteler "duydukları utanç" nedeniyle ailenin bebeğe sahip çıkmadığını yazdı. Neyin utancı? Sorunun cevabı, satır aralarında vardı.

***

Bebeğin, Ardahan'ın merkeze bağlı köylerinden birinde oturan annesi "geçim sıkıntısı nedeniyle eşinden ayrıldığını ve çocuğa bakamayacağını" söyleyerek kızını Çocuk Esirgeme Kurumu'na bırakmıştı. Halbuki, "doğumun ardında bir dram" yattığı, haberin içine yerleştirilen "annenin hikayesi" kutusunda tüm vahşetiyle ortaya çıkıyordu. Kayıtlarına göre "anneye kardeşi" tecavüz etmişti. Halbuki anne kendisine eniştesi A.K.'nin tecavüz ettiğini söylüyordu.

***

Sonra da devam ediyordu: "Annem, ablamın yuvası bozulmasın diye kardeşim A.G.'nin tecavüz ettiğini söylememi istedi." Enişte baldızının ırzına geçiyor... Kızcağız hamile kalıyor... Anne, ablasının evliliği sarsılmasın diye suçu erkek kardeşin üstlenmesini istiyor... Erkek kardeş suçu üstleniyor... Bebek doğuyor... Çocuk Esirgeme'ye bırakılıyor... On ay orada yaşıyor, hastalanıyor... Hastanede zatürree teşhisi konup yeniden yuvaya yollanıyor ve ölüyor... Ölüm nedeni tartışmaya neden oluyor... Otopsi yapılıyor, durum anlaşılamıyor... Biopsi devreye giriyor... Ailesiz bir şekilde gömülüyor. Devlet yetkilileri defin töreninde hazır bulunuyor...

***

Ne demeli? 10 Kasım Perşembe günü de "babası tarafından ırzına geçildiğini" televizyonda anlattığı için "babası tarafından vurulan" 32 yaşındaki Nermin Ardıç'ı mı hatırlamalı? "Görüntü" ile "asıl" arasında büyük uçurumlar yaşayan ve bu nedenle kendini tanımaktan nefret eden bir toplum olduğumuzdan mı şüphelenmeli? Hamasete abanmanın gerisinde, örtülmek istenen yaraların olduğundan mı söz etmeli? Susmalı mı?

***

Dünyanın yüzünü kızartan böyle olayları elimizle bir yana itip hayatımıza devam ediyoruz... Bu, asla ve asla bir daha tekrarlanmayacak tek bir örnek bile olsa, toplumun tüm enerjisini kullanarak üstüne gitmesi, nedenlerini didik didik etmesi gereken bir facia değil mi? Toplumun böyle bir örneği nasıl üretebildiğinin özel ve genel şartlarının projektörler eşliğinde toplumsal merceklerin atına yatırılması gerekmez mi? Milliyetçi, muhafazakar, gelenek ve göreneklere bağlı, örf ve adetlerden yana olduğumuzu vurgulayıp durduğumuza göre bunu daha da hızlı yapmak zorunda değil miyiz?

***

Olgun Akdeniz on üç aylıkken on ay evvel bırakıldığı yuvada kimsesiz olarak öldü ve kimsesizler mezarlığına gömüldü. Dışardan ışıklarına baktığımız evlerin çoğu yoksa bir cehennem mi? Böyle mi düşünmeliyiz?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bamya çorbası   / 25-12-2005
 Işık'ın dedesi, Orhan Kemal'in babası Abdülkadir Bey...   / 18-12-2005
 Guguk Kuşu İstanbul'da   / 11-12-2005
 İyimser misiniz kötümser mi?   / 04-12-2005
 Gökyüzüne işeyenler   / 27-11-2005
 On üç aylıkken öldünüz mü?   / 20-11-2005
 Pazartesi deniz yırtılırsa diker misiniz?   / 13-11-2005
 Göller, arifeler bayramlar   / 06-11-2005
 Şiir için son çağrı...   / 30-10-2005
 Ağızda pilav pişse benden Tuna kadar yağ   / 23-10-2005
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
MEHMET ALTAN
Zira, susatan zevk, o dudaklardaki tuzdur
Oktay Rifat...
BALÇİÇEK PAMİR
Çocuk ve nefret yan yana olmaz
Bir yılı daha devirdik.
KAZIM KANAT
Babasız bir yılbaşı daha!
Size komik gelecek ama 30...
REFİK DURBAŞ
Yeni yıla alfabe
AKŞAM körfezin zehirli sularına bir...
ÖNCEL ÖZİÇER
Debelenmeye devam!
Sizin de bildiğiniz gibi bu sabah...
Gökyüzünde iş fırsatı
Gökyüzünde iş fırsatı
Yeni yılda siz de havacı olabilirsiniz. Havayolları pilot, teknik ve...
Mavi kanlı bir spor otomobil
Mavi kanlı bir spor otomobil
Aslına bakarsanız, İtalyan "Egzotik" otomobillerinin en "Mavi...
Ziyafetin tadı ertesi gün çıkar
Yılbaşı eğlence gecesidir, öyle tumturaklı sofralara oturacak ne vakit vardır,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.