| |
|
|
Savoy Pastanesi'nde mutlu bir adam
Bir öğle vakti İstiklal Caddesi'nde, Ağa Camisi önünden avare adımlarla Taksim'e yürüyorum. İlerlerken uzakta, kalabalığın arasında bir ay parçası yüz takılıyor gözüme. Onca insan arasından sıyrılıp, gözümün bebeğine doluyor sanki kızın güzel suratı.
Güvenilir mi? Yaklaştıkça daha da güzel, daha da ışık, daha da beyaz... Yan yana geldiğimizde hâlâ şaştığım bir cüretle, kolundan tutuyorum kızı. O vakitler kimselerin tanımadığı sakallı suretime, ciddi, güvenilir bir ifade vermeye çalışıyorum güya: - Bir dakika konuşabilir miyiz?
Kekeme zamanlar Genç kız sanırım ki boynumda asılı fotoğraf makinesinin hatırına durup dinliyor ama çok tedirgin belli ki. - Kusura bakmayın böyle yol ortasında şey yaptığıma. Ben gazeteciyim. Tempo dergisindenim. Bir program için sunucu aranıyor da, sizi görünce birden şey dedim... Yani Uğur Dündar Bey de var da... Kürşat Başar da aslında. Eeee!.. Sunan aslında şey yani.
Yasak var Hüsnüniyet gösterim daha hangi kekemeliklerime yol açıyor unuttum. Genç kız suskun şaşkın bakıyor bana. Sonra sadece bir cümlesi var: - Ben konservatuar öğrencisiyim. Bizim ekrana çıkmamız yasak. Ovvv! Aslında hedefi iyi tutturmuşum. - Telefon... Bir telefon numarası vereyim. Siz Kürşat Bey'i arayın lütfen. Belki izin alınır hocalardan...
Hesap soran Ansızın arkamdan yanaşan birinin elini hissediyorum omzumda. Hangi densiz arkadaşım acaba? Sıkıntılı halde dönüp bakıyorum, Allah Allaaah! Hiç tanımadığım bir genç adam bu. Uzun, kabarık, kıvır kıvır saçları, tuhaf bakışları var. Tam "Ne var kardeşim" diyeceğim, o soruyor hesabı: - Hayırdır?.. Sonra genç kız telaşla araya giriyor. Sözcükleri yutar gibi durumu anlatıyor. Delikanlının yüzü yumuşuyor, elini uzatıp tanıtıyor kendini. - Kusura bakmayın. O benim kız arkadaşım. Rahatsız ettiğinizi sandım.
Mum Kokulu... Yıllar geçiyor aradan. O gün; "Ekrana çıkmama izin vermezler" diyen kız, bir gece canlı yayında konuğum oluyor. Mum Kokulu Kadınlar filminde baş rol oynamış ve çok başarılı olmuş çünkü. Adı Hande Ataizi...
O delikanlı Delikanlıya gelince. O da, birbiri ardına pırıltılı işler yapan. Son olarak 'Babam Ve Oğlum' daki oyunuyla doruklara çıkan Fikret Kuşkan. İstiklal'de garip bir halde başlayan tanışıklığı dostluğa dönüştürüp keyifle sürdürdüğümüz adam yani.
Rastlantı!.. İşte Mustafa Hakkında Her Şey'i olağanüstü performansla oynayan Fikret... İşte beni zamanda yolculuğa çıkaran olay. Ne güzel tesadüf bir gün sonra, Cihangir'de, Savoy Pastanesi'nden abur cubur alırken rastlıyorum Kuşkan'a. Yanında oyuncu eşi Bahar Kerimoğlu, yüzlerinde sevginin iz düşümleri var. Sarılıp, kucaklaşıyoruz.
Kendilerine kalmak Onu hiç bu kadar huzurlu, bu kadar kendinden razı bu kadar mutlu görmemiştim ben. Sebebi yanında duran hayat arkadaşı belli ki. Birbirlerine öyle bir saf, çocuksu, sahici, sevda dolu bakıyorlar ki. Vedalaşırken fısıldıyor: - Brezilya'ya tatile gidiyoruz abi. Gidip biraz kendimize kalacağız...
|