kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Pazar Sabah
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Ya av olmak ya da avcı

Başlık, 1985'te bir silah grubunun küçücük bir şirketi olarak kurulan Vodafone'un 20 yılda dünyanın bir numaralı cep telefonu operatörüne dönüşmesini sağlayan stratejiyi özetliyor. Erdoğan Hükümeti'ne de son derece uyan bir slogan: Önümüzdeki dönemde tercihleri onu ya avcı yapacak ya da av!.

Arun Sarin'i kutlarız. Ta 2004 Nisan'ında, "Önümüzdeki hedeflerin en önemlisi Telsim'i satın almak olacak" diyordu. Hedefine vardı.
Arun Sarin? Vodafone'un Hint kökenli genel müdürü. Telsim onun göreve geldiği 2004 başından bu yana en büyük operasyonu oldu.
Bundan böyle sadece GSM sektörünün değil, Türk ekonomisinin de bellibaşlı aktörlerinden biri haline gelecek Vodafone'u yakından tanımakta fayda var.
İngiliz savunma sanayii gruplarından "Racal Electronics"in iştiraki olarak 1982'de kuruldu. 1985'te İngiltere'nin ikinci cep telefonu sistemi ihalesini kazanınca kaderi değişti. 1990'da 500 bin aboneye ulaştı, 1992'de 1 milyon, 1997'de 5 milyon, 1999'da 28 milyon, bugün ise 171 milyon! Telsim'le 180 milyonu geçecek.
1990'ların başında Vodafone'un genel müdürü Christopher Gent, bankacı dostlarının yardımıyla bir rapor hazırladı. Başlığı: "Hunt or be Hunted." Türkçesi: "Ya avlayacaksın ya da av olacaksın." Raporda, Vodafone rakiplerini satın almazsa, kolay bir av olacağı belirtiliyordu. Şirket işte ondan sonra başdöndürücü hızda ve büyüklükte bir hamle başlattı.
Hepsini uzun uzun anlatmaya gerek yok ama bir çarpıcı örnek verelim: 2000 başında Alman devi Mannesmann'ın kendisine pençe atmaya hazırlandığını sezer sezmez inanılmayacak bir atak yaptı ve rakibine talip oldu. Sonuçta, Almanlar'ın "Stratejik şirketimizi kaptırıyoruz" çığlıklarına rağmen 182 milyar Euro karşılığı Mannesmann'ı yutmayı başardı. Dünya tarihinin en büyük birleşmesi!
Gent 2004 başında koltuğunu Sarin'e devrederken Vodafone 28 ülkede faaliyet gösteren imparatorluk olmuştu. Ve de yüksek teknoloji sektöründe Microsoft'la birlikte en çok nakit üreten şirketti. Banknot matbaası gibi çalışıyordu.

Türkiye'ye güvenin göstergesi
Gent'ten sonra hedef ya da av bulmakta zorlanan Sarin üç ayaklı strateji geliştirdi: Coğrafi büyüme, teknolojik büyüme, ürün yelpazesinde büyüme.
Teknolojik büyümede üçüncü nesil GSM başı çekiyordu. Coğrafi büyümede ise Telsim. Şimdi iki amacına da ulaşmanın rahatlığını yaşıyor.
Vodafone bir pazara girip girmemeye karar verirken tek ölçüye bakıyor: O ülkenin GSMH eğrisi yukarıya doğru gidiyor mu? Yani kişi başına milli gelir artıyor mu? Çünkü teknolojisini sürekli yenilediği, ürün yelpazesini de devamlı genişlettiği için, abonelerinin gelirlerinin artması onun için hayati önem taşıyor.
Telsim'e bu kadar asılması, Türkiye'nin geleceğine ve ekonomisine duyduğu güvenin somut göstergesi.
Zaten üçüncü üç aylık dönemde büyüme hızının en iyimser tahminleri bile aşması (yüzde 7.3), yıl sonunda da yüzde 5 hedefinin epey üstüne ("Morgan Stanley"e göre yüzde 6.2, "Lehman Brother's"e göre ise yüzde 6.5) çıkacağının anlaşılması, Vodafone'un hesaplarının doğruluğunu kanıtlıyor. Dışardan Türkiye'nin çok daha sağlıklı değerlendirildiğini de...
Cari açığa bakıp karamsar senaryolar yazanlar, umarız artık gözlüklerini silerler. Cari açığı azaltmanın reçetesi doğrudan yabancı sermaye yatırımlarıysa, alın size yabancı sermaye. Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink'in dediği gibi, "Türkiye'ye tarihinde ilk kez bu kadar büyük tutarlarda yabancı yatırım geliyor."
Enerjimizi kısır çekişmelerle tüketmezsek, kısa vadeli siyasal çıkarlar için moralleri bozmazsak ve asıl önemlisi siyasi istikrarı bazı niyetlere veya gizli gündemlere kurban etmezsek, yarın bugünden daha iyi olacak.
Hükümet, Vodafone'un stratejisini hep aklında tutmalı: "Ya avcı olacaksın ya da av!"

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İki kritik dava   / 13-12-2005
 Din, devlet, laiklik   / 12-12-2005
 Siyaseti temizlemek   / 11-12-2005
 Yolsuzluk ve siyaset   / 10-12-2005
 Bağımlılığın bedeli   / 09-12-2005
 Rus kapanına kısılmak   / 08-12-2005
 Şemdinli'den Christchurch'a   / 07-12-2005
 Kadınsız demokrasi   / 06-12-2005
 Pistin ucunda çığlık   / 05-12-2005
 Ahlâksız oyun   / 04-12-2005
YILMAZ ÖZDİL
Murtaza...
Hayatın gizemlerini Kurtlar Vadisi'nden...
FATİH ALTAYLI
Borcun yarısı ödendi
TMSF'yi kutlamak lazım. Bir kez...
UMUR TALU
Karıncalar
Dünyada çok karınca var tabii. Karınca...
ERDAL ŞAFAK
Ya av olmak ya da avcı
Başlık, 1985'te bir silah...
Varoşlara sıçradı
Avustralya'da ırkçılar ve Ortadoğulular arasındaki çatışmalar dış...
Kerkük'te yine seçim karmaşası
Irak'ta yarın yapılacak seçim direnişçi saldırıları durdurup...
Türkiye için kazan
Türkiye için kazan
Beşiktaş UEFA Kupası ikinci turunda son grup maçında Guimaraes...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu