kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Refik Durbas @ SABAH
 

İzmir, gençliğimin "genç" şehri

Geçenlerde Ortaköy Feriye'de, çoğunluğunu İstanbul'da yaşayan İzmirliler ile İzmir sevdalıları bir araya gelerek İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun önümüzdeki otuz yılda İzmir'in vizyonu üzerine düşüncelerini paylaştılar. Başkan Kocaoğlu, şimdiye kadar yapılanlar ve yapılacakların sinerjisini İstanbul'a taşıyarak İzmir'in EXPO 2015'e hazırlandığının müjdesini de verdi. Başkan'ın o gece altını çizdiği gibi "çağdaş yüzü, ekonomik altyapısı, uluslararası başarıları, tarihsel ve kültürel zenginliği, engin hoşgörüsü ile İzmir", EXPO için en güçlü adaylardan biri idi ve EXPO, Türkiye için büyük bir şanstı... O gece, İzmir'in bu şansını, İzmir'de geçen şanslı günlerimin anılarını düşündüm bir de... Ve 2001'de "Literatür Yayınları" arasında çıkan "Anılarımın Kardeşi İzmir" kitabında yazdıklarımı bir kez daha yaşadım. İş bu yazının o heyecanın sözcüklere dökümü olarak okunmasını isterim.

***

Adının "Smyrna"dan geldiğine aldanarak "eski" bir şehir olduğunu düşünebilirsiniz, ama o dünyanın en "genç" şehridir, benim de gençliğimin şehri... "Genç" bir şehir, çünkü tarihinin her döneminde gençleri ve gençliği ünlü... Erzurum'un kara kış karanlığında çocukluğumun geceleri, annemin İzmir üzerine anlattığı masallarla bezenirdi. Çobandede köprüsünden Aras'a bakarken dünyadaki büyük suların aksi düşerdi gözbebeklerime. Annem "İzmir'in körfezi" derdi, "ne ondan büyük bir deniz vardır dünya yüzünde ne de ondan geniş bir su..." Ve bir gün o denizle kucaklaştım. Bir yılbaşı akşamı, tren Karşıyaka'dan geçti, Bayraklı'da el ele tutuştular Körfez ile... Pencereden ellerimi uzattım, annemin İzmir özlemiyle ördüğü düşlerimi bıraktım gece mavisi gözlerine. Körfez de yıllarca eskitemeyeceğim düşlerini sundu o gece bana... Yağmurla işte o yılbaşı akşamı arkadaş oldum. Konak, odağında Saat Kulesi'nin bulunduğu bir büyük alandı o zamanlar. Önceleri tramvaylar, sonraları troleybüsler Saat Kulesi'nin çevresinde dönerlerdi. Konak vapur iskelesi, Saat Kulesi'nin hemen dizi dibindeydi. Öğleden sonra imbat çıkınca Saat Kulesi'nin gölgesi Kemeraltı'nın ince uzun gövdesi üzerine düşerdi. Bu, aynı zamanda Kemeraltı'nda kızlara bakma vaktinin geldiğiydi de... İzmir'i "genç" kılan bir de kızlarının güzelliği değil midir? O kızlar ki, tenlerine meltemin serinliğini sarmışlardır, Körfez'in imbatını sürme niyetine çekmişlerdir gözlerine. Kemeraltı'nda göz göze gelinen, Elhamra sinemasında el ele tutuşulan, Bahribaba parkında diz dize oturulan o kızlar ki hepsinin yüzü biraz da annemin yüzüydü o yıllarda... Şimdi zamanın sayfaları sararmış albümünde hala o yüzü aramanın bir başka nedeni olabilir mi? Çünkü anları ile değil anılarıyla bağlar insanı kendisine İzmir, aşık eder, tutkularına demir atar, alışkanlıklarına alıştırır. İhaneti de bağışlayıcıdır bu yüzden. Çünkü aşk da ihanet de hayatının doğal bir parçasıdır. Bu görünümünün altında yoksul insanları barındırsa da "yoksulluk" ve "yoksunluk" yoktur sözlüğünde. Havra Sokağı'nın sebzesi ve meyvesi bütün İzmir'e yeterdi o zamanlar. İkiçeşmelik meyhanelerinin şarabı bütün sarhoşlarına, Mezarlıkbaşı sinemalarının filmleri bütün yoksul Yahudi kızlarına, İkinci Karantina'nın balıkları bütün çocuklara, Hisarönü'nün kumaşları bütün gelinlik kızlara, Konak Yalı Camisi'nin duaları bütün babalara, Fuar'ın serinliği bütün annelere... Yeterdi... Sokaklarında "eskürbacı"ların dolaştığı yegane şehir... Hıdırellezi, yıldızlardan uçurtmalarıyla kutlayan yalnız o değil midir? Yatağını deniz, yorganını gökyüzü olarak kullanan hangi şehir var, deniz kıyılarının kataloğunda? Bir de özlemlerin şehri... İzmir'de hem İzmir özlenir hem de başka şehirler...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kars'tan, Picasso'dan Blues'dan üç fotoğraf...   / 27-11-2005
 Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde   / 20-11-2005
 Farkında mıydık Sulhi Dölek'in?   / 13-11-2005
 Camaltında devr-i alem   / 30-10-2005
 Borusan Filarmoni sezonu açtı   / 23-10-2005
 "Mücevher" bir konser, bir kitap   / 16-10-2005
 Galataport'ta Assos taşları   / 09-10-2005
 Heykel yakarak dışa açılınmaz   / 02-10-2005
 Çocukluğumu seviyorum, kedileri de   / 25-09-2005
 Bir caz mevsimi daha   / 18-09-2005
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Nerelere gideyim sen yanımda olmayınca
Dalıp gidiyoruz,...
MEHMET ALTAN
Guguk Kuşu İstanbul'da
Sık bitki örtüsü arasına gizlice...
ÖNCEL ÖZİÇER
Doğru formül budur
Erkekler tarafından, bir yazımda...
REFİK DURBAŞ
İzmir, gençliğimin "genç" şehri
Geçenlerde Ortaköy...
KAZIM KANAT
Heyecandan gazeteyi yaktım!
Bab-ı Ali de yaşamı öyle...
Eşi benzeri olmayan bir safkan
Eşi benzeri olmayan bir safkan
Rahşan "Bu hafta Porsche Cayenne Turbo'yu test ediyoruz" dediğinde...
Makul rüyaların otomobili
Makul rüyaların otomobili
Nasıl bir rüya: Bu rüyamızda fazla uçmuyoruz. Öyle iki...
'Seks yapmak her yaşta güzeldir'
Danimarka'da yapılan uluslararası kongrede Mick Jagger'in eski eşi...
İçkiyi severim sarhoşluğu sevmem
Bu yıl ölümünün 40. yıldönümünde andığımız usta kalem Refik Halid Karay içme...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.