kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
"Sonsuz geçiş dönemleri" bölgenin kaderi mi?
ŞAKA - Gerçekler
Bir gün tek başına yemek yiyebilirsiniz

"Sonsuz geçiş dönemleri" bölgenin kaderi mi?

Pazar günü İstanbul'da Irak'ın geleceği açısından hayati önem taşıyan bir toplantı gerçekleşti. Bu toplantının anlamını Cengiz Çandar Bugün'de çok açık biçimde vurgulamıştı:
-Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bir yanında ABD'nin Bağdat Büyükelçisi Zalmay Halilzad, diğer yanında Irak İslam Partisi (Sünni) lideri Tarık el-Haşimi, Conrad otelinde ortak bir basın toplantısında boy gösterdiler. Ortak basın toplantısına dek bir "Gizli diplomasi" örneği olan "Üçlü temas"ın sonunda, Irak'ta Sünnilerin 15 Aralık'ta, yaklaşık 10 gün sonra yapılacak seçimlere katılmasının sağlandığı açıklandı. Yani, Türkiye, Amerika ile Irak'ta direnişin toplumsal tabanını oluşturan Sünniler arasında müthiş bir "Uzlaşma"ya damgasını vurmuş; parlak bir "Diplomatik başarı" elde etmişti.
Abdullah Gül bu basın toplantısında Türkiye'nin amacını da şöyle açıkladı:
-Bu Meclis Irak'ı yeniden kuracak. Daha önceki seçimlerde, referandumda bazı gruplar, özellikle Sünni gruplar seçimlere katılmamışlardır. Bu Meclis, Irak'ın geleceğini tayin edecek bir Meclis olacağı için, Irak'taki bütün unsurları, Irak halkını en iyi şekilde yansıtması gerekmektedir. Biz Türkiye olarak bütün gruplarla yakın görüşme içindeyiz. Hiçbir ayrım yapmadan Irak'ın bütün unsurlarıyla Araplar, Şiiler, Sünniler, Türkler, Kürtler hiçbir ayrım yapmadan hepsiyle bu yakın temas içinde, hepsine bu vizyonumuzu anlatıyoruz.
Sayın Gül'ün 15 Aralık'ta yapılacak Irak seçimlerine tam katılımı sağlamayı amaçlayan çabalarını ben de beğenerek izlemekteyim. Gerçi dün Irak'ın en güçlü Sünni dini otoritesi kabul edilen "İslam Uleması Birliği" başkanı Şeyh El Kubaysi, Birlik üyesi Sünnilerin seçime katılmayacaklarını açıkladı. Ama El Kubaysi'nin "Seçimi boykot ediyoruz" dememesi ve seçim sonuçlarını saygı ile karşılayacaklarını söylemesi de bir şey neticede...
Irak'ta kalıcı bir siyasi çözüm için "Bütün Iraklılar"ın veya "Irak'taki bütün unsurlar"ın katlımı gerçekten gerekli. Bu hem Irak'ın geleceğinde "Ülke bütünlüğü"nün güvencesi olacak, hem de Amerika Irak'tan çekildiğinde doğacak boşluğu "Seçilmiş Iraklılar" dolduracak.
Irak'ın durumu tabii ki olağanüstü. İşgal altındaki bir ülke Irak. Iraklılar şu anda kendi kaderlerini belirlemek gücüne sahip değiller. Geçmişte bir despotun ellerine teslim etmişlerdi kaderlerini. Haksız savaşlara, kırımlara, baskılara sürüklendiler Saddam döneminde. Şimdi de işgal altındalar ve bir yandan da iç savaşı andıran bir terör dalgasına hedef olmuş durumdalar.
Şimdi bütün çabalar bu yaşananların bir "Geçiş Dönemi" olarak geçmişte bırakılmasını hedefliyor.
Demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü yaşamlarına sokmayı başaramayan komşularımızın ve genel olarak Arap dünyasının sosyo-politik yakın tarihlerinin "Sonsuz Geçiş Dönemi" halinde geçtiğine üzülerek tanık olmaktayız.
Bu ülkelerden bazılarının devlet şekli cumhuriyet. Bazıları da dini devlet işlerinden ayırmışlar yani laikler. Bu açıdan Saddam rejimi de kendince laik değil miydi?
Yani kalıcı istikrar için sadece cumhuriyet ve sadece laiklik yetmiyor. Demokratik katılım, hukukun üstünlüğü, çok seslilik, temel hak ve özgürlükler, cumhuriyeti ve laikliği, kitlelerin benimsemesini sağlıyor. Bu olmazsa, siyasi muhalefet siyasal İslam içinde örgütleniyor. İktidar kavgası bir "Din kavgası" biçimine dönüşüyor.
Türkiye'nin bölgedeki farkı bundan kaynaklanıyor. Demokrasi, Türkiye'de laik rejimin de teminatıdır. Tarihten ve bugünden alınan derslerle demokratik katılımı güçlendirmeli ve laikliği asla demokrasinin antitezi olarak sunmamalıyız.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Berin Nadi'nin "Salon"u ve "Sofrası" keşke yine olabilse...   / 07-12-2005
 Jeopolitik içindeki değişken "Politika"dır   / 06-12-2005
 İndim seyran ettim Frengistan'ı, illeri var bizim ile benzemez..   / 05-12-2005
 Ehemmi mühimme tercih etmeyi bilmeliyiz   / 04-12-2005
 AK Parti'nin üst kimliği "Yasakçılık" mı olacak?   / 03-12-2005
 Siyasetçinin zorlukları ve sorumlulukları artıyor   / 02-12-2005
 İçki yasağı bir alkolizm sorunu değildir ki   / 01-12-2005
 Biraz soyut, biraz somut bir toplumsal özeleştiri...   / 30-11-2005
 Sofraya oturmadan Çankaya'ya mı çıkacak?   / 29-11-2005
 AK Parti marjinalleşmeyi göze alabilir mi?   / 28-11-2005
REHA MUHTAR
Kadın zekâsı karşısında rezil olanlar...
"Bana attığı...
EMRE AKÖZ
Bir... Sadece 'bir' kelimenin önemi
Dün gazeteler...
MEHMET BARLAS
"Sonsuz geçiş dönemleri" bölgenin kaderi mi?
Pazar günü...
MAHMUT ÖVÜR
Ünlülerin 'korsan' isyanı
Önümüzdeki hafta Ankara'ya...
SAVAŞ AY
Çocuklarımızı uyuşturucudan uzak tutabilmek
Dünkü...
HINCAL ULUÇ
İşte Kutsal İttifak medyası!..
Özcan elinde bir CD Rom...
Mazeret üretmeyin
Mazeret üretmeyin
1- Tecrübe eksikliği:
F.Bahçe Teknik Direktörü Daum, sürekli...
Sath-ı müdafaa
Sath-ı müdafaa
Jean Tigana, Galatasaray'a karşı uygulayacağı imha planını hazırladı:...
Din ve demokrasi araçtır
Yeni Zelanda'dan Avustralya'ya geçen Başbakan Erdoğan, burada...
AK Parti'de Çömez'den sonra Koçak da isyan etti
Afyon Milletvekili Koçak, Genel Kurul'da gündem dışı konuşarak...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu