Bu sene de olmadı...

Fenerbahçe'nin son bir hayali vardı o da Eindhoven'in çimlerine gömüldü. Aslında maçı iki tarafta kazanmak zorundaydı... Muhtemelen beraberlik iki takımı da mutlu etmeyecekti. Ama maça iyi başlayan, golü bulmak isteyen taraf Fenerbahçe oldu. Kurt hoca Guus Hiddink'in taktiği çok basitti. -İyi kapanayım, geride alan bırakmayayım.- Çünkü Anelka-Tuncay gibi çabuk oyuncuların geniş alan bulduklarında PSV Eindhoven için tehlikeli olacaklarını biliyordu. Fenerbahçe rakip kapandığı zaman sadece top çevirebildi. Ne bir pozisyon, ne de oynayabileceği rahat alan bulabildi.

İNANILMAZ BİR HATA
Anelka ne tarafa dönse ensesinde bir PSV'li vardı. Aynı şeyler Tuncay ve Nobre içinde geçerli. İlk yarıda biraz Serkan'la bir şeyler yapmaya çalıştılarsa da Fenerbahçe için sonuç nafile oldu. Tabii bunlara erken yenen golü ilave etmek lazım. Öyle basit öyle komik bir gol yedi ki Fenerbahçe inanılır gibi değil. Duran top rakibin önemli oyuncularından biri Cocu, Tuncay'ın markajında. Bu Cocu'yu Tuncay mı marke eder? Tuncay duran topta şimdiye kadar hangi golcüyü marke etmiş de dün gece Cocu'yu edecek. Adam göstere göstere yükseldi kafayı vurdu kaleci Volkan'da her zamanki soğukkanlılığıyla topu fileden çıkarttı. Şu çok açıkki Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nde yediği gollerden hiçbirini sıradan lig takımları bile yemiyor. Gelelim yedikleri ikinci gole. Birincisinden beter. Markaj yok, rakibin nereye gidebileceğini hissedebilmek yok, ama pardon deyip topu ağlardan almak var.

HAKEME KIZMAYIN!
Ya kaleci Volkan'a ne diyelim, Sözüm ona milli takımımızın istikbali onda. Ama genç Volkan kalitesini her geçen gün artıracağına o da düzene uyuyor, basit goller yiyiyor, yan toplarda ve çizgi üzerinde fazla güven veremiyor.
Sonuçta Fenerbahçe için bu sene bir şeyler olmalıydı ama yine olamadı. Ne diyelim sağlık olsun. Şunu da ilave edelim kimse hakeme kızmasın. Fenerbahçeliler'in penaltı beklediği pozisyonda top PSV'li futbolcunun eline çarpıyor. Yani kasıt yok. Dolayısıyla hakemin devam kararı da doğru.