| |
|
|
Teşekkürler Adnan Hoca!..
Aslında bu adı duymak bile tüylerimi ürpertir. İnsanlardan nefret etmek gibi bir adetim yok. İstesem de edemem pek.. Ama birkaç isim var listemde.. Adnan Hoca bunlardan biri.. Etrafına topladığı "Mürid" adlı gençlere ise acırım.. Öfke dolu bir acıma.. O zaman nasıl oluyor da Adnan Hoca'ya teşekkür eden bir yazıyı kaleme alıyor ve sayfamın tepesine koyuyorum.. Söyleyeyim.. Adnan Hoca, Türk Hukuk sisteminin nasıl laçka olduğunu kanıtlayan adamdır.. Yıllardır bunu anlatmaya çalışıyor, son haftalarda yoğun bir şekilde bunu başta Adalet Bakanımız, sorumluluk duyusu olan, olması gereken herkesin kafasına sokmaya uğraşıyordum.. Hacet kalmadı. Adnan Hoca, Türkiye Cumhuriyeti'nde hukukun ne kadar boşluklarla dolu, işini bilen usta ve kurnaz ellerde nasıl bir oyuncak, gereğinde nasıl bir silah gibi kullanılacağını şaşmaz bir şekilde ispat etti. Benim bin yazı ile yapamayacağımı yaptı. Teşekkürüm ondan.. Şimdi hukuka bakın.. Beş yıl önce zamanın İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın bizzat yönettiği bir operasyonla Adnan Hoca ve takımına yapılan baskınları, bu baskınlar sonunda ortaya çıkanları, televizyonlara yansıyanları hatırlayın.. Ne oldu?. Adnan Hoca mahkemeye verildi.. Ama tek, bir tek duruşması yapılmadan kurtuldu. Adnan Hoca'nın Türk Hukuk sisteminin boşluklarını çok iyi bilen avukatları, davayı mahkemeden mahkemeye taşıdılar. Her mahkemede yargıçları reddettiler.. Bunların hepsinin kazandırdığı zamanla beş yıl geçti. Adnan Hoca'nın tüm yaptıkları zaman aşımına girdi ve dava bir dakika görüşülmeden sona erdi. Bütün dosyalar mahkemenin elinde iken zaman aşımı?.. Olacak şey mi?. Türkiye'de oldu. Ama Adnan Hocayı dava edenler, böyle rahat kurtulamadılar.. Baskın sonrası Hoca aleyhine dava açan yığınla insandan pek çoğu zaman içinde nedense (!) davalarını geri aldılar.. Aslan yürekli bir genç kız, Ebru Şimşek ve Fatih Altaylı dışında.. Niye geri çektikler ötekiler, hesabını vicdanlarına versinler. Ne var ki davasını geri almayanların başına gelmedik kalmadı. Ebru Şimşek aleyhine açılan davaların sayısı dünya rekorlarına ulaştı. Altaylı mahkemeden mahkemeye koşturuldu. Operasyona karar veren ve yöneten Sadettin Tantan, hala Adnan Hoca ve müridleri tarafından açılan yığınla davanın sanığı, sürünüyor. Operasyonu yürüten zamanın İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir'i, AKP iktidarı kızağa çekti. Onun da yığınla davası var, hocacılar tarafından açılmış.. İşte Türk Hukuk Sistemi bu.. Adnan Hoca ve müridleri serbest.. Onları izleyenler, adalete teslim edenler, sürünüyor. Dava açanlar, Türk hukuk sistemi kullanılarak açtıklarına pişman ediliyor, başlarına gelmedik kalmıyor. Türk Ceza, Türk Ceza Muhakemeleri Usulü, Türk İnfaz yasaları Adnan Hoca ve avukatlarının elinde oyuncak edilmiş, gereğinde de silah gibi kullanılmış. Olayın üzerine giden gazeteler ve gazeteciler, açılan yığınla dava, gönderilen yığınla tekziple bezdirilmiş, bıktırılmış, caydırılmış. Türk Hukuku Adnan Hoca ve adamlarını aklamak, onların üzerine gidenleri yok etmek için hem de nasıl kullanılmış.. Sayın Adalet Bakanı Cemil Çiçek!.. Ben yazdım siz hep sustunuz.. Tek satır, tek kelime yanıt vermediniz. Veremediniz.. Peki bu tablo da mı yüzünüzü bir zerre kızartmıyor?. Bu tablo önünde de mi susma hakkınızı kullanacaksınız. Siz nasıl bir Adalet Bakanısınız?. Suçluları koruyan, masum ve mazlumları ezen bu hukuk sistemine "Adalet" demeye daha ne kadar devam edeceksiniz?.
|