|
|
Demokrat yöneticiler dönemi!
"Doğrudur, Türkiye'nin geldiği nokta çok iyi. Hakikaten istikrar çok önemli. 10-15 yıllık planlar, projeler yapıyoruz. Hiç unutmuyorum yıllar önce- biliyorsun bizim Japonlar ve onların uzun vadeli plan yapmaları meşhurdur- Japon ortaklarımız bize geldi ve 10-15 yıllık planlardan konuşmaya başladılar. Rahmetli Sakıp Sabancı bize dönüp baktı. Düşünsenize biz de işte ancak bir yıllık bütçelerle uğraşırdık ... Hakikaten uzun vadeli bakabilmek çok farklı bir şey. Bu bütün yönetim şeklini değiştiriyor. Yani uzun vadeli bakabilen şirketler, strateji odaklı olabiliyorlar. Dünyaya 360 derece bakabiliyorlar. Böyle bakabildiğin zaman yönetici profilin değişiyor. Daha katılımcı yöneticiler arıyorsun. Daha demokratik yöneticiler arıyorsun. O organizasyonda yaratıcılığa fırsat verebilen, inovasyonu (yenikçiliği) öne çıkarabilen yöneticiler. Bu tamamen insan kaynakları profilini etkiliyor. Dolayısıyla bambaşka bir döneme girdik. Biz eskiden kriz yönetirdik. Kriz yönetimi kısa vadeli bir yönetim şeklidir. Kriz yönetiminde öyle komitelere, katılımcı fikir almalara, tartışmalara vakit yoktur. O nasıl bir yönetici yapar seni? Baskıcı bir yönetici yapar. Hiç demokratik olamazsın. Hadi yapın, edin! Kısa dönemli talimatlar öne çıkar. Oysa biz şimdi beraber oluşturmayı, ikna edip yapabilmeyi konuşuyoruz. Başka bir yönetim anlayışı ve bakış açısı ve döneme girdik. Onun için de artık seninle oturup Picasso konuşabiliyoruz."
|