"Sahteciliğin faturası 4 milyar $"
Procter & Gamble (P&G) Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Karpat, bu yıl devletin sahte ürünlerden dolayı uğradığı vergi kaybının 4 milyar doları bulacağının tahmin edildiğini belirterek, ''Bu parayla Türkiye IMF'ye bir yıllık borç taksidini ödeyebilirdi'' dedi.
Türkiye'de faaliyet gösteren British American Tobacco, Eczacıbaşı-Beiersdorf, Johnson & Johnson, JT International, Henkel, L'oreal, Mey İçki, Nestle, Pfizer, Philip Morris, Procter & Gamble, Reckitt Benckiser ile Unilever'den oluşan ulusal ve uluslararası 13 firmayı biraraya
getiren Marka Koruma Grubu'nun düzenlediği ve üye firmaların üst düzey yöneticilerinin katıldığı bir toplantıda sahteciliğin Türkiye ve dünyada ulaştığı boyutlar anlatıldı.
Saffet Karpat, konuşmasında, Türkiye'deki kayıt dışı ekonominin boyutunun gelişmiş ülkelerin çok üzerinde olduğuna işaret ederek, bu oranın gelişmiş ülkelerde ortalama yüzde 15, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 30 iken Türkiye'de ise bunların üzerinde bulunduğuna dikkat çekti.
Türkiye ekonomisinde bundan kaynaklanan yıllık vergi kaybının 9-11 milyar dolar arasında olduğunu belirten Karpat, 2002 verilerine göre firmaların yıllık kaybının 90-145 milyon dolar düzeyinde bulunduğu, toplam taklitçiliğin yarattığı kayıt dışı ekonominin gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 1.4'üne ulaştığını, bunun da 2.6 milyar dolara tekabül ettiğini söyledi.
Karpat, tarım dışı sektörlerdeki kayıt dışılığın yüzde 34, tarım sektöründe ise yüzde 90 düzeyinde olduğunu belirtti. Saffet Karpat, sahteciliğin artarak devam ettiği Türkiye'de 2005 yılında devletin sahte ürünlerden dolayı uğradığı vergi kaybının 4 milyar doları bulacağının tahmin edildiğini kaydederek, şöyle devam etti: ''Bu 4 milyar dolar ile ne yapılabilirdi? Bu parayla Türkiye IMF'ye bir yıllık borç taksidini ödeyebilirdi. Tüpraş büyüklüğünde yeni bir rafineri daha kurulurdu. 100 tane hastane, bin öğrenci kapasiteli 4 bin okul yapılabilirdi. İstanbul, olası depreme hazırlanabilirdi. İstanbul'da deniz altına yapılan tüp geçit projesi için başka kaynağa gerek kalmazdı.''
''360 DAVA AÇILDI, SONUÇ ALINAMADI''
Karpat, TBMM'de bekleyen ''Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Taslağı''nda yer alan ve sahte ürün üretiminden dolayı ceza verilebilmesini, sahtesi yapılan ürünün orijinalinin Türkiye'de üretilmesi koşuluna bağlayan hükmün çok sakıncalı olduğunu ve kaldırılması gerektiğini söyledi.
Saffet Karpat, sahtecilikle mücadelede ilerleme kaydedilebilmesi için yasal mevzuatın ve sürecin iyileştirilmesinin şart olduğunu vurgulayarak, şikayet edilmemesi halinde bir kamu davası açılamadığını da kaydetti.
2004-2005 yıllarında Marka Koruma Grubu üyesi firmaların sahte ürün üreticisi ve satıcılarına karşı 360'a yakın dava açtığını, ancak bu davalardan henüz bir sonuç alınamadığını anlattı.
Karpat, sahtecilik konusunun 2005 yılı AB İlerleme Raporu'nda da yer aldığını, burada tescilli marka ve sanayi tasarımların taklidinin halen yüksek olduğunun vurgulandığını hatırlatarak, bunun AB nezdinde de olumsuz bir imaj yarattığını vurguladı. Saffet Karpat, ülkeye gelecek yabancı yatırımcıların ilk baktığı konulardan birinin sahtecilik ve kayıtdışılık olduğuna dikkat çekti.
Büyük zincir marketlerde sahte ürünlere rastlanmadığına işaret eden Karpat, baskınlarda ele geçirilen ürünlerin muhafazasında düzensizlikler yaşandığını da sözlerine ekledi.
(AA)
|