kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Fırtına yaklaşırken

Türkiye'nin coğrafi konumu nedeniyle, CIA'nın gizli cezaevleri operasyonuna adının karış(tırıl)maması imkânsızdı... İşte kokusu çıktı: Bakü'den İzlanda'ya uçan CIA uçağının İstanbul'a uğradığı anlaşıldı... Gerisi gelecek... Hem de sadece mürettebatın değil, "yolcular"ın da bulunduğu uçaklarla...

Türkiye'ye uğrayan "hayalet uçaklar" işi çok büyüyecek. O nedenle biraz gerilere giderek anlatalım.
Herşey 11 Eylül 2001 saldırılarıyla başladı. Bush yönetimi, El Kaide militanlarının kolayca ABD'ye girip İkiz Kuleler'i ve Pentagon'u vurmalarını, insan haklarına saygılı istihbaratın bedeli gördü. Çözüm? Clinton döneminde gıyaben yargılanıp mahkum edilmiş teröristleri ele geçirmek için tasarlanmış "Extraordinary Renditions", yani "Sıradışı teslimat" operasyonu kapsamını genişletmek.
Önce 20 kadar ülkenin istihbarat servisleriyle işbirliği anlaşması imzalandı. Kaçında hükümetlerin haberi vardı, belli değil.
Sonra gizli cezaevlerinin yerleri belirlendi: Tayland, Afganistan, Diego Garcia, Irak, Romanya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Ürdün, Kosova, Küba, Özbekistan, Azerbaycan.
Ve düğmeye basıldı. Terörist, işbirlikçi ya da sempatizan olduğundan kuşkulanılanlar her yerde "avlanıyor" ve CIA uçaklarıyla gizli cezaevlerine, yani işkence merkezlerine götürülüyordu. Bir bölümü de "ilgili" adrese teslim ediliyordu. Ürdün, Suriye, Mısır, Cezayir gibi işkencenin normal kabul edildiği, sorguya alınanın sağ çıkma olasılığının az olduğu ülkeler....

Adrese teslim 200 "paket"
4 yılda 200'ü aşkın kişi toplandı. 70'i eski Stasi, yani Doğu Alman istihbarat örgütü elemanlarının da sorgucu olarak görevlendirildiği işkence merkezlerine kapatıldı. Gerisi saydığımız ülkelere dağıtıldı.
Adı El-Kaide kurmaylarından Halid El-Masri ile karıştırılıp avlanan Lübnan kökenli Alman yurttaşı Halid Masri'nin trajedisi uzun listeden sadece bir örnek. Ama en ünlüleri Milano'da kaçırılan imam Ebu Ömer oldu. CIA suçüstü yakalandığı ve İtalya Başbakanı Berlusconi ört-bas etmeye çalıştığı için.
Operasyonun kıyamet koparmasının epey haklı nedeni var:
Haklarında suçlama ve delil olmadan, sadece işkence altında alınmış ifadelerde adları geçtiği ya da Arap oldukları için birçok insanın hayatı karardı.
Bu kişiler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, işkencenin önlenmesiyle ilgili Cenevre Sözleşmesi ve daha nice yasa ve anlaşma yok sayılıp insanlık dışı sorgulardan geçirildi, özgürlükleri ve hakları gasp edildi. Avrupa'da devletlerin egemenlik hakları ve yasaları çiğnenerek, topraklarında gizli cezaevleri oluşturuldu.
CIA uçaklarının gelip geçtiği, inip ikmal yaptığı ülkeler de yine bu nedenlerle okkanın altına girecek. Ya da zor günler yaşayacak.
Bakü'den havalanan bir CIA uçağının 15 Kasım'da İstanbul'da ikmal yaptığı kesinleşti. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, "İzin vermeme şansımız yoktu. Zaten içinde yolcu da bulunmuyordu" dedi. Rahatlatmak için.
Ancak Kanada gazetesi "Ottawa Citizen", geçen Mart'ta da bir CIA uçağının İstanbul'dan havalanıp Stephenville'e (Kanada) indiğini açıkladı. O kadar yolu boş uçacak değil ya. Etti iki.
Uluslararası Af Örgütü iki yıl gizli cezaevleri arasında dolaştırılan 3 Yemenli'yi buldu. Biri Ürdün'den 3-4 saatlik uçuşla bir ülkeye götürülüp 6 ay sorgulandıklarını anlattı, "Sudan veya Türkiye olabilir" dedi. Etti galiba üç.
Hele bu sonuncu iddia doğruysa, iş daha da vahimleşiyor.
Avrupa Konseyi tüm üye ülkelere en geç 21 Şubat 2006 tarihine kadar yanıtlamaları isteğiyle bir yazı gönderdi: "Herhangi bir kişinin yasadışı olarak özgürlüklerinden yoksun bırakılmasında veya nakledilmesinde ülkenizin sorumluluğu var mı? Varsa bu tür olaylardan bilgi sahibi miydiniz?"
Ankara'nın cevabını çok merak ediyoruz...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İşte geldiğimiz noktanın resmi   / 26-11-2005
 Askeri konuşturmak   / 25-11-2005
 Bir dünya olayı   / 24-11-2005
 Kasımın üç günü   / 23-11-2005
 Dört ay arayla iki G.Doğu gezisi   / 22-11-2005
 Ya atı alan Fırat'ı geçerse?   / 21-11-2005
 Salon coşkulu meydan suskun   / 20-11-2005
 Sinirler bozulunca   / 19-11-2005
 Cennet ve cehennem   / 18-11-2005
 Kaş yaparken   / 17-11-2005
YILMAZ ÖZDİL
Kadirizm out Cerrahizm in
İstanbul Emniyet Müdürü...
UMUR TALU
Soyut sanat somut hayat
Tabii ki haddim değil,...
FATİH ALTAYLI
Böyle Emniyet Müdürü'ne böyle İstanbul
Türkiye Vahşi...
ERDAL ŞAFAK
Fırtına yaklaşırken
Türkiye'nin coğrafi konumu...
İstanbul-Kanada hattı
Kanada'nın önde gelen gazetesine göre CIA'nın yasa dışı yakaladığı...
Azeri muhalefeti polisle çatıştı, yüzlerce yaralı
Azerbaycan'da geçen ay yapılan genel seçime hile karıştığını savunan...
Bu maçı alacağız
Bu maçı alacağız
G.Saray'ın evinde F.Bahçe'ye üstünlüğü, futbolcular için ateşleme...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu