Çiçek: AB'ye 'baş üstüne' mi diyeceğiz...
Atatürk'ü Anma Günü'nde Ankara'da siyaset üç konuyla uğraşıyordu: Şemdinli'de yaşanan olaylar, AB'nin Türkiye'ye yol haritasını çizdiği üç belge ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin üniversitede türban yasağının kalkmasıyla ilgili Leyla Şahin'in başvurusunu reddi... Şemdinli'de iki gündür yaşanan olaylardan başlarsak.. Olayların gerisinde; "yaptığı eylemi devletin sırtına yıkma" taktiği izleyen terör örgütünün provokasyonu kadar, bu tuzağa düşen güvenlik güçlerinin zafiyeti de var. Zafiyetin nedeni de belli: Güvenlik güçlerinin, hiçbir yetkisi olmayan üçüncü şahıslara iş vermesi. 1990'lı yıllarda yaşanan "taşeron kullanma" yönteminin yarattığı sıkıntıdan, lokal bazda da olsa bazılarının hala ders almamış olması.
Baş üstüne... AB'nin yayınladığı İlerleme Raporu (İR), Katılım Ortaklığı (KOB) ve Strateji (SB) belgelerine gelince.. Belgeler üzerinde, hükümet dahil, siyasi partiler harıl harıl çalışıyordu. Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek de dünkü sohbetimizde bunu şu sözlerle kayda geçirdi: "AB Genel Müdürlüğümüzün hazırlığı ve Dışişleri'nin çalışması tamamlansın ondan sonra konuşurum..." Çiçek'e bu aşamada, üç belgede de yer alan bazı talepleri sıraladık. "Mesela?" dediğinde; "TCK'nın 301'inci maddesi ve limanların Rum bandır alı gemilere açılmasını" örnek verdik. Çiçek'in yanıtı kısa ve netti: "Şimdi onlar 'açacaksınız, yapacaksınız' deyince, biz 'baş üstüne, açıyoruz, yapıyoruz' mu diyeceğiz!.." Çiçek de Başbakan Erdoğan gibi, AİHM kararı konusunda, "Görmeden bir şey söylemem" demekle yetindi. Şemdinli olayı ile ilgili olarak da "Hoş değil. İnceleyip, takip ediyoruz" yanıtını verdi.
Muhalefetin itirazları Muhalefetin üç belge ile ilgili çalışmalarına gelirsek.. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ve DYP Genel Başkan Yardımcıları Nüzhet Kandemir ile Çağrı Erhan'ın eleştiri noktaları şu maddelereydi: * Köy korucularının kaldırılması : Bölgeye PKK hakimiyetini ve terörle mücadele edenlerin bölgeden göçünü getirecek sonuç doğurur. Suriye sınırı dışındakilerin kaldırılması da Irak sınırını yol geçen hanı yapar. * Lozan ile tanınan azınlıklara, diğer azınlıkların da eklenmesi : Lozan Antlaşması'nı geçersiz belge haline getirmeyi hedefliyor. n Kıbrıs'ın tanınması ve limanların açılması : Gümrük Birliği Ek Protokolü'ne ilişkin Türkiye'nin deklarasyonunu yok sayıyor. Ayrıca Kıbrıs sorununun çözümünde öteden beri adres olarak BM gösterilirken, bu kez AB de taraf haline getiriliyor. * Yeniden yargılama yolunun açılması : Abdullah Öcalan'ı işaret ediyor. * Komşularla sınır sorununun BM'de çözülmesi : Daha önce AB ülkeleriyle sınır sorununa atıfta bulunulurken, ilk kez "komşularıyla" ibaresi kullanılıyor. Sorunun çözüm adresi olarak BM gösteriliyor. Bu Ermenistan'ın Kars Antlaşması'nı tanımayan tutumuna destektir. Ege konusunda da Yunanistan'ın istediği gibi Adalet Divanı'nı gösteriyor.
İtiraz ne getirir? Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bazı maddelerini kabul edilemez bulduklarını belirterek, üç belgeye itiraz edebileceklerini ima eden açıklamada bulunmuştu. Türkiye'nin AB Komisyonu'nun hazırladığı bu belgelere itirazı ancak Bakanlar Konseyi'nde söz konusu olabilecek. Muhalefetin kaygısı; Bakanlar Konseyi'nin Türkiye'nin itirazları bir yana, ilk kez Almanya'nın da dile getirdiği "imtiyazlı ortaklık" ifadesinin de belgeye sokulacağı noktasında. Daha da ilerisi, hükümetin bir noktadan sonra, geçmişte de yaşandığı gibi AB sürecini askıya almasına kadar gidecek...
|