Coşku ile kuşku
Kimilerine göre kaç gündür "orduyu yıprattıktan" sonra, bugün de "sivil iktidar"ı yıpratalım! OYAK, subay ve astsubaylardan ve elbette yedek subaylardan kesinti, nemalandırma, eşitlik, adalet, hak, insanlık, sosyal güvenlik, ticaret meselesine tekrar tekrar döneceğim. Türkiye'nin dört bir yanından, görevden yahut emekli hayatının içinden arayan, anormal mesaj ileten ve bu "yoğun ve derin kırgınlıkları" ile beni allak bullak eden subaylara, özellikle de astsubaylara, ailelerine, emeklilerine bir söz. Mesela, "Ben genç ve üniversite mezunu bir astsubayım. Yazınız inanın on binlerin hislerinin tercümanı. Bu antidemokratik yapıya son vermenin zamanı. Size baskılar gelecektir. Lütfen her zamanki gibi dik durun. Yöneticilerimiz muz cumhuriyetinde yaşadıklarını düşünmesinler. Artık kral çıplak!" diye mesaj gönderene de söz. Hepsinin sesi en azından bu kuyuda yankılanacak. Dipsiz Kuyu'nun temel kavramları olagelmiş "adalet, demokrasi" ölçütlerinin askeriticari bir dünyada gözden geçirilmesi açısından da dinleme, anlama, aktarma, değerlendirme, yeniden düşünme çabası olacak. "Orduyu yıpratma" meselesine gelince: İtiraf edeyim, şu ana kadar çok çok sayıda subay, astsubay ve emeklilerinden telefon mesajı, elektronik posta ve bizzat kendi sesleri ulaştı; hiçbirinden böyle bir suçlama duymadım; en ufak bir sitem bile gelmedi. Tam tersine, tam tersine! Belki böyle düşünen... Ya da haklı eleştirileri dahi bu genellemeyle savuşturmak isteyen ve bugün değilse yarın söyleyecek başkaları vardır belki, diye edilmiş bir laftı o.
"Sivil iktidar" a ise, Ramazan vesile olsun, şu milletin yoksullukları, duaları vesile olsun... Bir kokuşmuşluk varsa, örtmesinler; üstlerine gitsinler. Bir bakan, üstelik bu iktidarın yolculuğunun başında özelleştirmeden de sorumlu olan, sonra nedense o alan kendisinden alınan, yine de konunun kıyısında bulunan bir bakan... Abdüllatif Şener, Galataport ihalesinden neden rahatsız! Muharrem Sarıkaya, dünkü yazısında Şener'in Danıştay'dan görüş isteyeceğini belirtmişti. Başbakan'ın pek beğendiği, ama özellikle özelleştirme işlerine pek yakın duran Maliye Bakanı'nın coşkuyla sahip çıktığı, TÜPRAŞ'ın yüzde 15 hissesini bir gecede verdiği grubun Kuşadası ve Galata'yı kazanmasına pek memnun olduğu bir durum var... Lakin, önemli bir bakan, Şener, bundan rahatsız. Lakin, önemli bir bakan, Şener, bu ihalenin nihai kararına imza atmakta isteksiz. Lakin, önemli bir bakan, bu hareketin kadim isimlerinden biri, Şener, "Gireceğim yere doğruluk ve dürüstlükle sok, çıkacağım yerden doğruluk ve dürüstlükle çıkart" diye duacı.
Maliye Bakanı da Şener'le birlikte aynı duayı etmeli, benzer temennilerde bulunmalı. Kağıt üstünde 3.5 milyar dolar gözüken 49 yıllık ihalenin ilk 10 yıl içinde 30 milyon dolar ettiğini, toplamının fiilen 200 milyon dolara geldiğini, Kutman-Ofer ortaklığının "ne şanslı kullar" olduklarını düşünerek, aslında hükümet hep birlikte bu duayı paylaşmalı. Bir ihalede bir bakanın coşkusu önemlidir de... Bir diğer bakanın kuşkusu daha da önemlidir. O yüzden, Danıştay o görüşü dikkatli bir bakışla hazırlamalı... Şener de, şahsı adına değil, "doğruluk, dürüstlük" adına, hepimiz namına duyduğu bu kuşkuyu sonuna kadar kovalamalı. Girişteki astsubay mesajının söylediği gibi, gerekirse "Kral çıplak" diyebilmeli. Artık, kral her kimse! Lütfen, kimse ayeti yarım anlamasın: Gireceği yere doğruluk, dürüstlükle girip sonra nasıl çıkarsa çıkmasın!
|