kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Nü çekerken profesyonel hayvan oluyoruz
Boyner'in 'çıplak'ları

Ünlü işadamı Cem Boyner'in, 2. kişisel fotoğraf sergisi "Yakındaki Uzak" / "Uzaktaki Yakın" adıyla dün Topkapı Sarayı Darphane-i Amire binasında açıldı. Afrika'dan portreler ve çıplak insan fotoğraflarının yer aldığı bu sergideki nü fotoğraflarını anlatan Boyner; "Nü çekmek çok zor. Çünkü gölgelerle, grafikle uğraşıyorsunuz. Bazen müthiş asabi oluyorsunuz. Ama iyi bir sonuç çıktığı zaman o kadar tatmin ediyor ki hepimiz birer profesyonel hayvan oluyoruz" diyor. Boyner'le serginin öyküsünü konuştuk.


Nü çekerken profesyonel hayvan oluyoruz

Ünlü işadamı Cem Boyner, Afrika'dan portreler ve çıplak insan fotoğraflarının yer aldığı bir sergi açtı. Fotoğraflarını anlatan Boyner "Nü çok ciddi bir iş. Bu benim sanatımı ifade ediş şeklim" diyor.

Cem Boyner'in 2. kişisel fotoğraf sergisi "Yakındaki Uzak" / "Uzaktaki Yakın" adıyla dün Topkapı Sarayı Darphane-i Amire binasında açıldı. Boyner'in Afrika ülkelerinde çektiği insan fotoğrafları ve stüdyoda çektiği nü fotoğraflardan oluşan sergi 12 Ekim'e kadar açık kalacak. Sergilenen toplam 126 fotoğraf isteyenler tarafından satın alınabilecek. Boyner, fotoğrafların çekim sürecini, bu süreçte yaşadıklarını ve her fotoğrafçının gönlünde yatan nü fotoğraf çekmenin zorluklarını anlattı.
- Fotoğrafçılık maceranızın nasıl başladığını biraz anlatır mısınız? - Lisede (Robert Kolej) okurken fotoğraf çekmeye başladım. Dayım Leica bir fotoğraf makinası verdi. Evde karanlık oda kurdum, siyah beyaz baskı yapıyordum. Uzun zaman siyah beyaz çektim, bastım. Fotoğraf hobiden öteydi, çok önemliydi benim için. Sonra iş hayatının curcunası içinde maalesef hobiye indi. İş hayatı, siyaset derken çabuk geçti zaman. Siyasetten sonra dalmaya başladım. Deniz altındaki alemi görünce fotoğraf, dalma için sebep olmaya başladı. Yani dalıp da fotoğraf çekmek değil, fotoğraf için dalmak şekline dönüştü. Sualtında çektiğim fotoğraflarımı 1999'da bir sergide topladım. Sonra ekonomik kriz çıktı, krizde işin başında olmak gerekiyordu. Sualtı çok zaman istiyordu, zaman ayıramadım. Sonra makine yine elimde, devam ettim çekmeye. Şu anda benim için hobiden epey bir ileri noktada fotoğrafçılık.
- Bu sergi için ne kadar süre çalıştınız? - Bu sergide 6-7 yıllık çalışmanın fotoğrafları var. Ama çok yoğun olarak son iki senenin çalışmaları.
- Farklı kültürden insanlarla iletişim kurmak zor olsa gerek. Bunu nasıl sağladınız? - Birazcık kişisel. Bir şekilde yıldızlarımız barışıyor, bu ifadeleri verecek insanlarla, bu ifadenin peşinde olan fotoğrafçı bir şekilde birbirini buluyor. Ayrıca hiçbir fotoğrafı izin almadan çekmedim. O yüzden rahat çalıştım.
- Kaç ülkede çekim yaptınız? - 7-8 ülke, yarıdan çoğu Afrika ülkesi. Zanzibar'da üç gün, Mali'de bir hafta, Kenya ve Tanzanya'da 15 gün geçirdim. Ordadoğu'da de epey dolaştım.
- Fotoğraflarınıza baktığınızda ne hissediyorsunuz? - Bayılıyorum... Bir kere bu ifadelerin hepsini yakaladığımı, sonsuzlaştırdığımı düşünüyorum. Bunları paylaşabiliyor olduğumdan dolayı çok mutluyum. İnsan malzemesi çok önemli bir malzeme. Buradaki ifadelerin karşısına oturup rakı bardağınızı koyup 15 dakika konuşursunuz. Bunu paylaşabiliyor olmak beni çok mutlu ediyor.

EROTİK DEĞİL
- Serginizin bir bölümü de nü fotoğraflardan oluşuyor. Nü çalışmak nereden aklınıza geldi.
- Nü fotoğraflara çok merakım vardı ama son yıllara gelene kadar vakit ayıramamıştım. Son 3-4 yılda nü çekimlere vakit ayırdım. Hepsini stüdyoda çektim. İyi bir ekibim vardı. Nülerde göz ifadesini tamamen kaldırdım, dolayısıyla erotik etkiyi tamamen ortadan kaldırmış oldum. Daha çok insan vücudu, gölgeler, ışık, kıvrımlarla ilgili fotoğraflar çıktı ortaya.
- İnsan vücudunda sizi çeken ne? - Dünyada fotoğraf çekip de insan vücudunu çekmek istemeyen yok gibidir diye düşünüyorum. Türkiye'de son yıllarda çıplak fotoğrafçılığı öyle bir hal aldı ki, estetikten uzak, et teşhir edilen fotoğraflar çekilip yayınlandı. Bu birçok kişiyi nü çekmekten caydırdı. "Çekersem bunlar gibi algılanacağım" diye... Belki beni bu kadar erotizmden uzak nü fotoğraflar çekmeye zorlayan faktörlerden biri de buydu.
- Modelleri nasıl seçtiniz? - Reklam ajansından yardım aldım. Türkiye'ye gelip giden çok model var, onların içinden uygun olabilecek kişileri bana önerdiler.
- Nü çekim için profesyonel destek aldınız mı? - Tabii, ışık, makyaj, saç, derken birçok kişiyle birlikte çalıştım. Ayrıca eşim Ümit, çekimlere çok katıldı, çok destek verdi. Nü çekmek zor bir iş. Model sıkılmayacak, daralmayacak, onu aktif, canlı tutabilmek, moralini yüksek tutmak lazım, çünkü kolay bir poz verme şekli değil. Ona o güveni verebilmek çok önemli. İlk birbuçuk saat kağıtlar veya benzer fotoğraflar üzerinde tartışmakla geçiyor, ondan sonra yavaş yavaş güven oluşuyor ve ve çekime başlıyoruz. Unutmadan şunu da söyleyeyim; hepsini dijital çektim, çektiklerimi anında ekranda görebiliyordum. Bu da poz veren kişiyi, "Neye benziyorum, yanlış bir poz veriyor muyum, çirkin mi gösteriyor fotoğrafçı beni, çok mu açık saçık oluyor" gibi kaygılardan uzaklaştırıyor.
- Nü çekerken ne hissediyorsunuz? - Nü çekmek çok zor. Çünkü gölgelerle, grafikle uğraşıyorsunuz. Bazen müthiş asabi oluyorsunuz. Çalışmak çok zor ama iyi bir sonuç çıktığı zaman da o kadar tatmin ediyor ki... Hepimiz birer profesyonel hayvan oluyoruz nü çekerken. Yani bir anda herkes her detayı düşünmek zorunda. Kurgulanmış bir şey kusur kaldırmıyor. Bazen bir poz için 300 poz çektiğimiz oluyor. Son derece yorucu ve yıpratıcı.

DOKTOR GİBİYİZ
- Karşınızda çırılçıplak bir kadın veya erkek oluyor, bu durumda hangi duygular içinde oluyorsunuz?
- Bunu doktorlara sorun. Güzelliğini görüyorsunuz, görmek zorundasınız. Güzelliğini görmüyor ve beğenmiyorsanız zaten o güzelliği aktarmanız mümkün değil. Estetik bir alışverişiniz olması lazım. Beğeniyor olmanız lazım. Beğendiğinizi ifade edebiliyor olmanız lazım ki, karşınızdakinin mutluluğu artsın. Beğenmediğniz takdirde sonucu almanız mümkün değil. Bu bir ruh hali diye düşünüyorum. Nü üzerinde çalıştığınız zaman tabii ki, nü olduğunun farkındasınız, tabi ki güzel bir insan olduğunun farkındasınız ama orada nasıl oluyorsa bilmiyorum her şey çok profesyonelleşiyor. Stüdyo içinde bulunan herkes iyi bir sonuç alma üzerine konsantre oluyor ve o noktada karşınızdakine başka türlü bakmıyorsunuz. Onun için doktor örneğini verdim. Onlar nasıl bakıyorsa biz de öyle bakıyoruz.
- Eşinizin nü çalışmalarınızda çok yardımı olduğunu söylediniz, çekimlerin hangi aşamalarında yardımcı oldu? - Ümit'in çok iyi bir gözü vardır, çok çok iyi gözü vardır, çok dikkatlidir. Bir dirseğin, bir parmağın durduğu yerle ilgili minicik bir detayı görür. Fazla ve eksikleri ortadan kaldırmakta, gölgelerde çok iyi bir gözü vardır.
-Türkiye'nin tanıdığı, saygın bir işadamı olarak nü çekip sergilemekten çekinmediniz mi, tepki alma kaygınız yok mu? - Nü çok ciddi bir iştir. Bu benim sanatımı ifade ediş şeklim. Üstelik bu erotizmden çok uzak nü fotoğrafları. İnsan formunu merkez almış, onun çizgileri peşinde olan bir çalışma, bu çalışmanın bağnaz cahilce tepki alacağını sanmıyorum.
- Sanatınızı anlamadan yargıda bulunanlar olabilir... - Sen halktan korma, bu işi bilenlerden kork. Halktan kimseye zarar gelmez. Ayrıca güzellik görenin gözündedir derler. Bana göre art, birisine göre erotik, birisine göre pornografik. Yani bakanın gözüne göre. Böyle görüyorsa ona yapacak birşeyim yok. Çekerken öne aldığım dürtüleri ifade ettim, ben onu yapmaya çalıştım, başardığımı da sanıyorum. Bundan sonrası görenin gözüne.
- Sergilediğiniz fotoğraflar satılacak mı? - Satılacak, fiyatları 350 ile bin 400 YTL. arasında değişecek. Fiyatları, alınabilecek kadar ucuz ama bir fotoğraf sanatının, değerini aşağı indiremeyecek kadar da yüksek olmasına özen gösterdik. Yani yaptığımın kıymetlenmesini istiyorum, onun için çok ucuza satmak istemiyorum ama herkesin almasını istiyorum, dolayısıyla böyle bir kriterden yola çıkarak fiyatları belirledim. Fotoğrafları iki farklı kitapta topladım, onları da satışa sunuyorum. Kitapların geliri bazı üniversitelerin fotoğraf bölümlerine katkıda bulunmak amacıyla bağışlanacak.
DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Kendileri kurtuldu sıra diğerlerinde
 Bu kız ahtapot gibi bi şey valla
 Ünlülerin köpekleri lüks içinde yaşıyor
 Hızır acil servis
 Dişlere elma saçlara soğan
 İki albümde 'dub' hadisesi
 Efsane devam ediyor
 Benzeriz birbirimize
 Kalsiyum gribe karşı koruyor
 Bu tasarımları aşk yarattı
 Stil
 Büyücü Harry yeniden aramızda
 Baban da mı cool'du?
 'Din değiştirme'sine güreş tutmak
 Ellere var da bize yok mu?
 Elma dersem çık Metin
 Babasının izinde bir yardım meleği
 Şiirin çıkmaz noktası
 Konferanstan sonra kitaplar da mahkemede
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
PROF. DR. ERDEM YEŞİLADA
Her tip kanser ve hastalık tedavi...
ETA tarihinden kanlı sayfalar
ETA tarihinden kanlı sayfalar
Aslında biraz fazla uzun ve karışık bir film. Ama yine de baştan sona...
Bu randevuya hayır demek mümkün mü?
Bu randevuya hayır demek mümkün mü?
Toplum içinde, hatta büyük bir aile içindeki büyük yalnızlığımız, bir...
Kebap deyince akan sular duruyor
Gazeteci-yazar Hıncal Uluç tam bir kebap tutkunu. Kebaba düşkünlüğü,...
Kırmızı siyah bir sergi hikayesi
"Resim Heykel müzesini bir tarafa bırakırsak, gerçek anlamda ilk sanat müzemize...
Hollywood yıldızları bu modacının tasarımlarını yere göğe koyamıyor
İsmini 'çok şık, çok tarz' anlamına gelen 'bon chic, bon genre' deyiminden alan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.