kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Evrende kaç güneş var?

Bilim dallarının da kendi tarihleri var... En eskilerden başlayıp en yeniye doğru sıralanıyor... Hiç şüphe yok ki bilimlerin en eskisi astronomi... Herhalde yaşamın yavaş aktığı ilk dönemlerde insanların en çok ilgisini çeken gizemli gökyüzü olmuş... Düşünün ılık iklimli eski Mısır'da yaşıyorsunuz... Deniz kıyılarına geceleri sırt üstü uzanıp yıldızlarla oynaşmaktasınız... O cilveleşme yavaş yavaş bir tanışıklığa ardından da taze keşiflere dönüşmekte... Bilimlerin en eskisi olması nedeniyle modern çağın kapılarını da yine astronomi açtı. Keppler bulunduğumuz galaksinin dünya etrafında döndüğüne olan inancı değiştirdi. Güneş sistemi anlayışını doğurdu. Böylece Kilisenin Aristo'dan devraldığı ve değişmez kabul edilen evren anlayışı da çöktü... Yeni bir ufuk açıldı...

***

Tabii bir de çok yeni doğan bilimler var... Örneğin yerbilim... Dünyamızın yaşı Tanrı uzun ömürler versin ama epey eskilere dayanmakta... Yerbilim ise daha çok bebek... Öyle ki jeoloji ciddi öngörülerini kırk-elli yıldır yapmakta... Bunca yaşlı bir yerküreye bunca genç bir bilim dalı... Bir de gelişimi kazaya uğrayan bilimler var... Örneğin biyolojinin genlerle ilgili kısmı gibi... Şimdilerde hem biyoloji, hem de genbilim inanılmaz atakta... Halbuki Hitler'in üstün insan yaklaşımı ve o anlayışın doğurduğu felaket, gen üzerine çalışmaları, genelde de biyoloji bilimini uzun süreli bir suskunluğa itmiş... Herkes bu minvaldeki çalışmaları yeni bir Neo- Nazi anlayışla irtibatlanacak korkusuyla durdurmuş... Bu bilim dalı çok yenilerde, biraz da kaybettiği zamanı yakalama gayretiyle hızlı koşmaya ve şaşırtıcı başarılar elde etmeye başladı...

***

Bilim, insan ile doğa arasındaki bilek güreşinin durumunu en iyi gösteren pusula... Bir kısmı eski, bir kısmı yeni ama topyekün bakıldığında insanın doğa üzerinde hangi noktada egemen olduğunu gösteriveriyor... Düşünün ki, henüz beyin çözülemedi... Güneş sisteminin de düne kadar dokuz sandığımız gezegenlerini de bütün ayrıntılarıyla bilmiyoruz. Onlara henüz gidemedik... Şimdilerde kulak kesilip sağ salim dünyaya dönmesini temenni ettiğimiz Discovery gibi girişimler devam ediyor ama dipli köşeli bir keşif söz konusu değil... Halbuki bilimadamları evrende güneş sistemi gibi en azından iki milyar sistem olduğunu söylemekte... Kimileri ise bunun sonsuz olduğu iddiasında... Pazartesi günkü gazetelerde güneş sisteminin onuncu gezegeninin bulunduğu haberleri vardı... Kendi gezegen sistemimizi yeterince bilmediğimizi bir kez daha görünce evrendeki sistemlerin sayısını tartışmanın da anlamı kalmıyor... Komşumuz Mars, sistemimizin iri kıyım gezegeni Venüs. İşleri bu düzeylerde biliyoruz... Tabii ki öğrenmeye yönelik çok ciddi bir atılım var ama beyni ve evreni çözme eşiğinden epeyce uzağız...

***

Güneş sisteminin onuncu gezegeni bana Lenin'in çok sevdiğim bir sözünü yeniden anımsattı. Lenin, "Evren çözülmedikçe insanın vizyonlu düşünemeyeceğini" söylemekte... Evreni çözmek... Biz daha kendi sistemimizin bilinmeyen gezegenleri peşindeyiz... Ancak, Lenin'in sözünü hatırladıkça küçük dünyaların incir çekirdeğini doldurmayan kulvarlarında kaybolmaktan kurtulabiliriz... Öyle ki, bu söz bir yandan onuncu gezegenin bulunmasından dolayı bizi mutlu kılıyor çünkü evrende bir adım daha; öte yandan da ürkütüyor çünkü bu kadar az bilgi ve tanıma ile yolun çok başındayız... Eski Mısır... Eski Yunan... O zamandan beri aşinası olduğumuz gökyüzü... Ama hala o kadar çok şeyi bilmiyoruz ki... Onuncu gezegen bir nişan madalyası olmaktan ziyade bir teselli armağanı gibi...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bugün eylül dolunayı...   / 18-09-2005
 Çünkü bayılıyorum   / 11-09-2005
 Şimdi eylül vaktidir   / 04-09-2005
 Hep böyle kal...   / 28-08-2005
 Sinderella'nın Kenti...   / 21-08-2005
 Kediler insanı delirtir mi?   / 14-08-2005
 Evrende kaç güneş var?   / 07-08-2005
 Çocuğunuza bu kitaptan aldınız mı?   / 31-07-2005
 Keme seks mi kokar?   / 24-07-2005
 Yakamoza Pansiyon   / 17-07-2005
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Zorla mı seyredelim yani?
Hiçbir kadın jinekolojik...
MEHMET ALTAN
Hiçbiryeristan ve Pan-hümanizm
Fikirlerin...
REFİK DURBAŞ
Çocukluğumu seviyorum, kedileri...
ÖNCEL ÖZİÇER
Hadi köyümüze geri dönelim
Büyükşehirlere göç edenler...
KAZIM KANAT
First Lady Semra Hanım'ın canı kiraz yemek...
TURGAY NOYAN
Gazeteciler yarıştı yelken dünyası...
'Türkiye'nin ilk sinema platosunu kuracağız'
'Türkiye'nin ilk sinema platosunu kuracağız'
Yeni filmi 'Organize İşler'i 150 kişilik bir ekiple 52 günde çeken...
TAV İzmir'e de temel attı
TAV İzmir'e de temel attı
Tepe-Akfen ortaklığı Atatürk ve Esenboğa'dan sonra üçüncü...
Avrupa Birliği'ni bölen peynir
İsviçre ve Fransa'nın gururu peynirler ortaçağdan beri keçi ve koyun sütünden...
Palamut podyumu lüfere bırakıyor
Havalar soğumaya başlarken geleneksel Marmara Denizi defilesinde palamutlar...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.