kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Yargıda asıl sorun içsel tarafgirlik

İstanbul 4'üncü İdare Mahkemesi'nin Ermeni Konferansı'yla ilgili kararı, çağdaş hukukun yükseldiği temellerin reddi anlamına geliyor: Düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşleri özgürlüğü, akademik özgürlük... Üniversitelerin bilimsel özerkliğine indirdiği darbe de cabası...

Yargının siyasallaşması kavramı, genelde siyasetin adalet sistemine müdahalesi ve adalette kadrolaşma çabaları olarak algılanıyor.
Oysa sorunun çok daha önemli bir boyutu var: Hâkimlerin sadece bağımsız değil, aynı zamanda tarafsız olmaları ilkesinin aşınması. Daha açık ifadeyle, yargıçların siyasal tarafsızlığının tartışmalı duruma gelmesi.
Hukuk fakültelerinin ilk sınıfında anlatılır: Yargıçlar dış etkenlerden ötürü tarafgir olabilecekleri gibi, içsel nedenlerle de böyle bir konuma sürüklenebilirler. Onların önyargıları, sempatileriantipatileri, ya da kanaatlerinin özellikle karar verme sürecinde ortaya çıkması, hukuk ve özgürlükler için en büyük tehlikedir.
Hele bir de kendilerine devletin muhafızları rolünü biçerlerse, "bekçi yargıç" olurlarsa, "Berlin'de yargıçlar var" kutsal güvencesini rafa kaldırabilirsiniz. Çünkü o rolü üstlenmiş yargıçların kararları hukuka değil siyasete dayanır. O kararlar hukuk belgesinden çok siyasi parti bildirilerini andırır.
İstanbul 4'üncü İdare Mahkemesi'nin Ermeni Konferansı'yla ilgili olarak verdiği yürütmeyi durdurma kararı bu saydığımız tarafgirliklerden hangisine giriyor? Bizce ikisine de.
Adalet Bakanı'nın "Bu, Türk milletini arkadan hançerlemektir. Türkiye'de 'Özgürlük yok' diyorlar ya; bu milleti arkadan hançerleme özgürlüğü var. Keşke Adalet Bakanı olarak dava açma yetkimi devretmeseydim" dediği ülkede, mahkemelerin farklı karar vermesi kolay mı? Alın size bal gibi "Dış etkenlerden ötürü tarafgirlik" örneği.
"İçsel tarafgirliğin" ipuçlarını ise siyasilerin ve "sivil toplum" sözcülerinin demecinde bulabilirsiniz: "Bu kararla milletin hislerine tercüman oldular!"
Ancak bir noktayı çok merak ediyoruz: Tartışmayı engellemek için çırpınanlar, "İnançlarının sağlamlığına güvenemedikleri", dahası "Birşeylerin ortaya çıkmasından korktukları" konumuna düştüklerini acaba fark ediyorlar mı?

Bu konferans yapılmalı
Oysa konferans belki de bu korkuların asılsız ya da en azından abartılı olduğunu ortaya çıkaracaktı. Bakın girişimin öncülerinden Baskın Oran ne diyor:
"Bugüne kadar Türkiyeliler ciddi şeyler yazamadıkları için fiilen dünya tekeli kuran Ermeni tezi de (bu konferanstan) kaçınılmaz biçimde etkilenecek . Çünkü bu tez de neredeyse resmi denecek kadar katı ve çok az istisna dışında ciddi bir 'birlik ve beraberlik' içinde oldu. Şimdi artık kaçınılmaz olarak, bazı şeyleri yeniden düşünmek zorunda kalacaklar. Bir kere, Ermeni tarih tezinin başlıca temelini oluşturan bir hukuk terimi ilk defa sorgulanmaya başlanacak: Soykırım."
Bu konferans bugün mutlaka yapılmalı. AB'nin "9 Kasım'da yayınlanacak Türkiye İlerleme Raporu'nda bu konudan da söz edeceğiz" uyarısından ürktüğümüz için değil.
"Bu olay Türkiye'nin, özellikle de yargı sisteminin reformların etkin uygulanmasında güvence sağlayamayacağını gösteriyor" eleştirilerinin ezikliğiyle de değil.
Sadece ve sadece Türkiye'nin tezlerinin de haklı birçok yönü bulunduğunu dünyaya anlatabilmek için.
Ve de hukuka aykırı yürütmeyi durdurma kararını veren mahkemenin başkanı Sadettin Yaman'ı içine düştüğü yaman çelişkiden kurtarmak, hatta iç huzuruna kavuşturmak için. Şöyle diyordu iki yıl önce kaleme aldığı bir yorumda:
"Mahkemeler 'Hukuk fikrinin gelişmesinin demokrasi için bir olgunlaşma ifadesi olacağı' yaklaşımını benimsediklerinde, toplumsal hoşgörü ortamını ve hukuk devletini hayata geçirme yönünde, önemli bir adım atmış olacaklar..."

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 1915'in üstünden tam 90 yıl geçti!   / 23-09-2005
 İki kulağınız birden Brüksel'de olsun   / 22-09-2005
 3 Ekim'de bebek sağlıklı doğacak mı?   / 21-09-2005
 Merkel çöktü sıra Sarkozy'de   / 20-09-2005
 OECD sınıfının en tembeli kim?   / 19-09-2005
 Egeport'tan Galataport'a   / 18-09-2005
 Baykal'la yararlı bir ufuk turu   / 17-09-2005
 Hükümet içinde zıt dinamikler   / 16-09-2005
 Tüpraş'ta bityeniği   / 15-09-2005
 Papa'nın ziyareti ve Pandora'nın kutusu   / 14-09-2005
YILMAZ ÖZDİL
Gavur... Turko...
Ermeni meselesi, üzerine basılmış diş...
ALİ KIRCA
Bir acı tebessüm
Vakit, akşamdır. Takvimlerin 24 Eylül'ü...
FATİH ALTAYLI
Başbakan da düzeysiz magazinden şikâyetçi
Başbakan...
ERDAL ŞAFAK
Yargıda asıl sorun içsel tarafgirlik
İstanbul 4'üncü...
MEHMET ALTAN
O iki üye kim?
Bizim gazete "Yargı tarihinde...
İmtiyazlı ortaklık öneremeyiz
Müzakerelerin başlayacağı 3 Ekim'e kısa bir süre kala Paris'te...
Rita değilama panik öldürdü
2 milyon kişi Rita kasırgasından kaçarken büyük bir panik oluştu.
Yönetim uyuyor
Yönetim uyuyor
Türk gençliğini peşlerinden koşturan kahramanlarımız birer birer...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu