kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Hep böyle kal...

Sararmış fotoğrafların yerini cep telefonlarındaki dijital kayıtlar aldı... Anı anında kayda geçmek, zamanın bir süreç olduğu bilincini de yaralıyor. Alelacele yarı ıslak bir şekilde elinize tutuşturulan ve sonra sararacak olan fotoğraflar halinde hayatlara düşülen dipnotlar, patlatılan bir havai fişekten geri kalan izler gibiydi... Şimdilerde dijital anlık kayıtlar, bir sonrakine kadar silinmeyi bekleyen müsvette kağıdı gibi... İkisi arasındaki fark, zamanın akışındaki sürat farkı aslında... Fotoğrafı çekip, önce banyo, ardından tabetme yelpazesindeki zaman ile cep fotoğrafının düğmesine basma arasındaki "zaman farkı kadar farktan" oluşuyor. Böylesine artan bir ivme, eskiyi daha hızlı mı eritiyor yoksa eskiyi daha çok mu hatırlatıyor?

***


Önceki gece, varlığı ile bizim coğrafyadaki müziği zenginleştiren Mehmet Teoman ve ekibinin düzenlediği "Herald yani" partisi, otuz yıl öncelerinin müziklerini hatırlatmayı hedefliyordu... 1970'ler... 1980'ler... 1990'lar... Sahnenin yanındaki ekrana yansıtılan her 45'lik plak kabı, geçmişin hafızasında yer etmiş bir kareydi... Plak kapağı üzerinden geçmişe bir yolculuktu. CNNTÜRK'teki Cosmopolitan adlı programın sunucusu arkadaşımızın, mikrofonu uzatıp, 1970'lerin hem benim için hem de Türkiye için ne anlama geldiğini sorması, itiraf edeyim ki, beni zaman gerçeği ile epeyce sarsıcı biçimde yüz yüze getirdi. 1970-1980 arasında, 17 ila 27 yaşlarımı pirana balığı gibi yeyip bitirdiğimi de, bu kadar bilinçli şekilde belki de bu soru karşısında hissettim... Yaşamın bir sonra menzile uzanan yollarının taşlarını yoğun olarak dizmeye çalıştığımız bireysel serüvenin, toplumsal fonu ise çok ağırdı... 12 Mart 1970 darbesinin haksız ve yıpratıcı zulmü, aydınların yaşamına bir giyotin gibi iniyordu... Onların hepsini gençliğimizin en diri dönemlerinde yaşadık. 2005 yılında da "aydın nefreti" hala resmi nutukların süs çerçevesi halinde...

***


Her söylenen şarkı, her çalınan parça bizi geçen otuz yılın içinde dolaştırıp durdu... Hafızanın ilk duraklarındaki şarkılar hatırlanmanın keyfi ile "buradayım" diye bağırken, daha arkalardakiler üzerindeki tozu toprağı atarak ortalığa çıktı... Kadro tam olarak gözden geçirildi... Üstelik eski resme yeni bilgiler eklendi... Örneğin, Tanju Okan'ın söylediği "Kadınım" adlı şarkının Mehmet Teoman'ın olduğunu bilmiyormuşum...

***


Benim "repertuarımda" Mehmet Teoman en çok Nükhet Duru besteleriyle hatırlanır... Bir daha topluca bulamadığım o şarkıların kasetleri "sürekli ara" listelerimdeki yerini hep korur... Kolaylıkla bulunmasını önleyen hal ise şarkıları her anımsadığımda beni kızdırır...

***


Geçmişe yönelik bu tür nostaljik ortamların en zor yanı ise dışları yaşlanan ama içleri genç kalan bir ruhun dans pistine çıkması galiba... Çarşıda, pazarda, manavda içindeki genç ruhu göremeyeceğiniz kadınların, geçmişlerindeki genci fıkırdatmaları sizi iki uçlu bir büyük çatalın arasına sıkıştırıyor... Geçmekte olana öfkelenirken, kalana heyecan duyuyorsunuz... "Genç ve güzel kadınlar ne olur yaşlanmasın" dileğinizin kabul edileceği hiçbir kabe yok ki bu çaresizlik aşılsın...

***


Kırılmaya başlayan yaz ışıkları, Eylül serinliğine hazırlanan sabahlar, irileşmeye başlayan palamutlar... Önceki gece, bir yazın geçtiğini de hatırlatıyordu... 2005'in ve yaşamın yeni bir sonbaharı... Ve, geçmiş sonbaharlardan şarkılar. Eski fotoğraflar hala taze. Zaman ne kadar hızlı akarsa aksın...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Çünkü bayılıyorum   / 11-09-2005
 Şimdi eylül vaktidir   / 04-09-2005
 Hep böyle kal...   / 28-08-2005
 Sinderella'nın Kenti...   / 21-08-2005
 Kediler insanı delirtir mi?   / 14-08-2005
 Evrende kaç güneş var?   / 07-08-2005
 Çocuğunuza bu kitaptan aldınız mı?   / 31-07-2005
 Keme seks mi kokar?   / 24-07-2005
 Yakamoza Pansiyon   / 17-07-2005
 Pancar motoru   / 10-07-2005
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Bir tarafta keçiler, bir tarafta Birleşmiş...
MEHMET ALTAN
Bugün eylül dolunayı...
O benim için, gizli bir...
ÖNCEL ÖZİÇER
Acı nedir bilmeyen şımarık kadınlar
Adam karşımda olsa...
KAZIM KANAT
Merhaba dostlar merhaba efendiler!
Bodrum'da sarı yaz...
Süper sporun başladığı yer
Süper sporun başladığı yer
Ek çok otomobil firmasının yarattığı küçük veya büyük efsaneler...
Bir tur versen?
Bir tur versen?
Yok... Bir kereliğine bile olsa 350Z'yi vermedi. Ben de inadına aynı...
Doktorlar tükendi
Türk Tabipler Birliği yaptığı araştırma ile Türk hekiminin...
Oburluk ile gurmelik arasındaki ince çizgi
Gurme olmak 'yakışıklı olmak' gibi öyle kolay bir şey değil. Önce Allah vergisi...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.