kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Diyarbakır-Söğüt hattında Erdoğan

Terörü kınamayan, hatta terör eylemlerine sahip çıkan, şiddeti ve ayrılığı körükleyen bir siyasi parti muhatap alınmamalı... Demokrasinin kendini koruma hakkı adına buna inanıyorum.

Başbakan Erdoğan'ın dün Söğüt'te yaptığı konuşmanın metnini önümüze koyduk. Sonra arşivimizden ünlü Diyarbakır konuşmasının çözümünü çıkardık. Mesajları karşılaştırdık.
Sonuç? Birinde Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerine, üç anayasasının (1924, 1961, 1982) ruhuna uygun açılım var. Diğerinde ise çözümü Osmanlı modelinde aramanın ipuçları.
Erdoğan üç hafta önce Diyarbakır'da "Kürt sorunu bu ülkenin başbakanı olarak herkesten önce benim sorunumdur" dediği konuşmasında, "çözüm"ü şöyle anlatmıştı: "Biz büyük bir devletiz ve millet olarak bu ülkeyi (yani Türkiye Cumhuriyeti'ni) kuranların bize miras bıraktığı ilke (olan) anayasal düzen dahilinde her sorunu daha çok demokrasi, daha çok vatandaşlık hukuku, daha çok refahla çözeceğiz."
Peki, Osmanlı İmparatorluğu'nun mayası Kayı boyunun Söğüt'e yerleşmesinin yıldönümü dolayısıyla dün yapılan törenlerde ne mesaj verdi Erdoğan? Konuşmasından birkaç cümle aktaralım:
"Aramızdaki kardeşlik bağı başı ve sonu ebediyete uzanan sarsılmaz bir inanç tan kaynaklanmaktadır. Biz, yeryüzünde fesat çıkaranlara, nifak tohumları ekenlere karşı yüzyıllar boyu aynı kalp atışlarıyla, aynı ulvi nidalar etrafında, aynı ufka göz dikerek bir araya geldik. Devletimizin kudreti insanı yüceltmek oldu. Medeniyetimizin felsefesi insana hizmet oldu. Yüzümüz sonsuzluğa bakarken, el ele, gönül gönüle olduk. Hiçbir zaman kavmiyet davası, kabile davası gibi cahiliye gelenekleri ayağımıza zincir olmadı, olamadı. Biz, o davaları bin yıl önce aştık.
Çatışma alanlarını değil, uzlaşma alanlarını, kardeşlik zeminini yükselteceğiz. Milletin maneviyatını kırmak isteyenlerin hevesleri kursaklarında kalır.
Her zaman hatırlatmaya çalıştığımız bir gerçek var, ecdadın manevi şahsı bu millette, bu milletin tek tek evlatlarında yaşamaktadır. Biz bu inançtayız. Biz asırlardan beri kardeşiz ve ebediyen kardeş kalacağız.''

Din mi, demokratikleşme mi?
Diyarbakır'da modern Türkiye Cumhuriyeti'nin ulus devlet ilkelerine dayalı "Anayasal vatandaşlık" vurgusu, Söğüt'te ise Osmanlı'nın din birliği temelinde yükselen -tebaa demeye dilimiz varmıyor- günümüz koşullarına yabancı (imparatorluklar çoktan tarihe karıştı) kriterlerine gönderme.
Aynı dinin mensupları olmak insanları barış içinde ve bir arada tutmaya yeterli olsaydı, bugün Irak federatif yapı arayışlarına girmezdi. Araplar onlarca devlet kurmazdı.
Haydi biraz daha uzağa gidelim; Endonezya'da aynı dini paylaştıkları halde Aceh halkı isyan etmezdi.
Uzun sözün kısası, Erdoğan, Diyarbakır konuşmasındaki açılımı Söğüt'te geri aldı. Bunda son Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ne ölçüde etkili olduğunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
Ve bir noktayı vurgulamakta yarar görüyoruz: Bizim Diyarbakır açılımına asla itirazımız olmadı. Anayasal vatandaşlık şemsiyesi altında kültürel çoğulculuğu hep Türkiye'nin zenginliği olarak gördük.
Biz yalnızca Erdoğan'ın "Kürt sorunu benim sorunumdur" dedikten sonra sanki içinin doldurulması gereken bir boş kovanı masaya koymuş izlenimi yaratmasını ya da en azından kamuoyunda böyle bir beklentinin doğmasına kayıtsız kalmasını eleştirdik..
Erdoğan dün Söğüt'te Osmanlı modeli barış yerine AB kriterlerini, o kriterlere ulaşmak için açılan demokratikleşme paketlerini ve de o paketlerin Türkiye'yi ne denli değiştirdiğini anlatsaydı, çok daha anlamlı ve yararlı mesaj vermiş olurdu. Yanılıyor muyuz?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Milli Eğitim'i alkışlıyoruz   / 11-09-2005
 82'nci yıldönümünde CHP'nin vizyonu   / 10-09-2005
 Rüşvet devrimleri satın alınca...   / 09-09-2005
 Yarım bardak suda termometre   / 08-09-2005
 Yüksek yargıda "başvuru" krizi   / 07-09-2005
 Türk halkının sınav günleri   / 06-09-2005
 6-7 Eylül ve Brandt cesareti   / 05-09-2005
 Ruhsat vermemek yeterli çözüm mü?   / 04-09-2005
 Kıbrıs'ta kozlar bizim elimizde   / 03-09-2005
 İstanbul'dan Newport'a mesaj   / 02-09-2005
ÖMER LÜTFİ METE
Ertuğrul Gazi huzurunda töreye ihanet
Başbakan Erdoğan...
UMUR TALU
Elimde bant var!
Medya yöneticilerinin hakikaten samimi...
FATİH ALTAYLI
Tüzmen'in sahtecilikten sabıkalı danışmanı
Her hükümet...
MEHMET ALTAN
Küreselleşmenin yeni ideolojisi: Pan-hümanizm'e...
ERDAL ŞAFAK
Diyarbakır-Söğüt hattında Erdoğan
Terörü kınamayan,...
ERGUN BABAHAN
Demokrasinin kendini koruma hakkına saygı
Türk-Kürt...
Suudi Kral 'fetva' verdi: El öpmeyin
Suudi Kral Abdullah, tartışma olabilecek bir açıklama yaptı:...
'Türkiye hakkında hata ediyor'
Schröder, Merkel'e karşı yine Türkiye'yi savundu:"Irak Savaşı'na...
Eski açık gol dedi
Eski açık gol dedi
Galatasaray, yeni tribünün açılış maçında Sivas önünde gol için 80...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu