Hepimizin hayatı namlunun ucunda

Bireysel silahlanma, Türkiye'nin en önemli toplumsal sorunu haline geldi. İstatistiklere bakınca ürpermemek mümkün değil: 7 milyonu ruhsatsız 9 milyon silah var! Bu da hepimiz için yaşamımızı doğal ölümle tamamlama olasılığının her geçen gün daha da azaldığı anlamına geliyor..

Buyurun size Anadolu'dan derlediğimiz bir demet haber. Hepsi de o kadar taze ki, dumanı tütüyor:
* Osmaniye'nin Toprakkale ilçesinde silahlı kavga: 1 ölü, 1 ağır yaralı.
* Diyarbakır'ın Çermik ilçesinde minibüse silahlı saldırı: 1 ölü, 5 yaralı.
* Elazığ'ın Alacakaya ilçesinde silahlı saldırı: 1 ölü.
* Afyonkarahisar'ın Sultandağı ilçesinde tüfekle cinayet: 1 ölü.
* Ankara'nın Yenimahalle ilçesinde silahla cinayet: 1 ölü.
* Düzce'de silahlı kavga: 1 ölü.
Silahla yaralamaları, silah tehdidiyle gaspları hiç saymayalım.
Sadece yarım günün dökümü olan bu tablo bile, Türkiye'de bireysel silahlanma terörünün ulaştığı boyutları göstermeye yeterli.
Dehşet verici ama hiç de şaşırtıcı değil. Çünkü -ABD dışında- silah edinmenin bu kadar kolay, mevzuatın bu kadar eski, cezaların bu kadar hafif olduğu bir ülke daha bulamazsınız.
Türkiye'de yürürlükteki 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu 1953'te çıkarıldı. Bu yasaya göre, hiçbir kısıtlama olmaksızın 21 yaşını dolduran herkes silah edinebiliyor. Av silahlarıyla ilgili 6551 sayılı yasa ise 18 yaşını dolduranın tüfek sahibi olmasına imkân sağlıyor. Son yıllarda ülkeyi kan gölüne çeviren saldırılarda yaygın olarak kullanılan pompalı tüfek de av silahı kapsamına alındığı için yaş sınırı fiilen 21'den 18'e inmiş durumda.
Hem sonra ruhsat için uğraşmak da gereksiz: Ruhsatsız silah bulundurmanın cezası sadece 3 ay hapis. Tabii o da tecil ediliyor ya da para cezasına dönüştürülüyor.
Sonuç: Her 4 silahtan 3'ü ruhsatsız! Suçlarda kullanılan silahların yüzde 70'i ruhsatsız! Ve yılda en az 3 bin kişi silahlanma kurbanı!

Önerge raftan indirilmeli
Bu teröre toplum daha fazla dayanamaz. Hükümetin ve Meclis'in yeni yasama yılında el atacakları ilk sorunlardan biri bu olmalı. Üstelik Başbakan Erdoğan'ın sözü var: "Elimizden gelen tüm imkânları seferber ederek, bu konu üzerine daha ciddi gitmekte kararlıyız. Bu çalışmalar sonucunda müşterek bir adım atarak gerekli yasal tedbirleri alacağız." (22 Kasım 2004)
Erdoğan'ın sözünü ettiği "Müşterek adım"ın Meclis'teki zemini de hazır: CHP'li Yakup Kepenek ve 24 arkadaşı "Bireysel silahlanmanın nedenleri ve boyutları ortaya konularak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla" Meclis araştırma önergesi verdiler. Önerge 5 Kasım 2003 tarihinde Genel Kurul'da okundu ama rafa kaldırıldı. Bu öneri canlandırılırsa, araştırmada varılacak sonuçlar yasal düzenlemelere ışık tutabilir.
Zaten önlemler az-çok belli: Ruhsat yaşını yükseltmek, sağlık muayenesini sıkılaştırmak ve belli aralarla yenileme zorunluluğu getirmek, talebi kabul edilebilir gerekçelere bağlamak, başvuruyu ayrıntılı soruşturmadan sonra sonuçlandırmak...
Tabii bunlar gelecekte silahlanmak isteyecekleri ilgilendiren düzenlemeler olacak. Peki mevcut silah stoku nasıl azaltılacak?
Kanımızca Brezilya emsal olabilir.
Latin Amerika'nın bu büyük ülkesinde silahlı kişi sayısı 17 milyona, silahlı saldırılarda yıllık kurban sayısı da 40 bine ulaşınca, hükümet harekete geçti: Silahsızlanma kampanyası başlatıldı. Silahını teslim edene prim ödeniyor. Silah da sahibinin gözü önünde imha ediliyor.
Bitmedi. Brezilya ayrıca 23 Ekim'de referanduma gidiyor. Konusu: Ateşli silahlar ve mühimmat ticaretinin yasaklanması. Kamuoyu araştırmalarına göre, şiddetten bıkan halkın yüzde 81'i "evet" oyu vermeye kararlı.
Türkiye'de de böyle bir girişime var mısınız?