Nabza göre şiir...
Başbakan geldi. Kimse gelmedi. Muhteşem Diyarbakır seferinin özeti bu.
5 bin polis vardı. 500 vatandaş ya vardı, ya yoktu. Ben saydırdım, hadiseyi takip eden gazeteci sayısı bile, Başbakan'ı dinlemeye gelen vatandaş sayısından fazlaydı...
Başbakan'ın Diyarbakır seferi, tüm televizyonlar tarafından "saniye saniye" ve "canlı" olarak yayınlandı. Eminim bugün tüm gazetelerin de çarşaf çarşaf manşeti olacak...
Ama şu haber, televizyonlarda ve gazetelerde çok "cılız" yer aldı: "İzmir'e 146 ülkenin 6 bin sporcusu geldi, tribünlerde 70 bin vatandaş vardı."
70 bin İzmirli'nin coşkuyla katıldığı dünya çapındaki organizasyon, Türk televizyonlarında ve Türk gazetelerinde "küçücük" yer alıyor. 500 Diyarbakırlı'nın katıldığı yerel organizasyon, "canlı yayınlarla" ve "manşetler" le veriliyor.
Kimse kusura bakmasın, asıl "eşitsizlik" budur...
İzmir'in suçu ne? Haber olmak için illa polise taş atmak mı gerekiyor? Ya da, Yozgat'ın Rize'nin Aksaray'ın Balıkesir'in suçu ne? Orada da iş yok, okul yok, öğretmen yok, doktor yok. Başbakan neden oralara da gidip şiir okumuyor?
Yok mu, evladının dersane parası için bileziğini satan Muğlalı anneye bir şiir? Ya da ne bileyim, yok mu, 300 milyon maaşla geçinmeye çalışan Samsunlu emeklinin, siftah yapmadan kepenk indiren Ankaralı esnafın, tarlasını tırmalayan Afyonlu köylünün hakkını savunacak bir "Aydın?" Yok mu? Suç mudur Güneydoğulu olmamak?
|