| |
|
|
Özal'dan sonrası, Demirel'den sonrası... Ya Tayyip beyden?..
"SAYIN Demirel" diye söze başlayıp bir analizde bulunduk. Dedik ki... Sayın Turgut Özal, Başbakanlığı bırakıp, Çankaya'ya çıktı. Partisinde iç çekişmeler başladı. Önce Yıldırım Akbulut, sonra Mesut Yılmaz genel başkan oldu. Ama ANAP'ta bir türlü sular durulmadı. Parti ayar tutmadı. Sonuç ise ortada. Barajın altında.
Analize devam ettik... Sayın Demirel siz de Başbakanlığı bırakıp, Çankaya'ya çıktınız. Yerinize önce Prof. Çiller geldi, sonra da Mehmet Ağar. Ama daha siz Çankaya'ya çıktığınız gün partinin ayarı bozulmuştu. O günden sonra da hiç dikiş tutmadı. Sonuç ortada. Kırat barajın altında.
Bu analizlerden sonra soru: - Sayın Recep Tayyip Erdoğan Çankaya'ya çıkarsa, AK Parti ne olur?
Demirel "şöyle olur, böyle olur" gibi bir yanıt vermedi. O da bir analiz yaptı. Aynen şöyle:
Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın partisi, gerçekten partileşti mi? O dahi tartışmalı. Partiyi kurabilirsin. Seçimi de kazanıp gelebilirsin. Bu bir rüzgardır. Partileşme olayı ise çok farklı. Örgütlenmenin en zor olduğu kuruluş, partidir. Radikal partilerde bu kolay. Ama kitle partisini meydana getirmek, meydana getirdikten sonra da bir arada tutmak önemli mesele.
- Sayın Demirel... Sayın Recep Tayyip Erdoğan şu ana kadar bu işi (partiyi) nasıl götürdü? - Dur bakalım... Daha 2.5 yıl, 3 yıl geçti... Siyasette o kadar uzun bir zaman değil... Shakespeare diyor ki "sonunda karar ver." Görmek lazım... Onun için de beklemek.
|