Stratejik sektör yabancı düşmanlığı gerektirmez
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, bir yılda üçüncü kere İstanbul Sanayi Odası'nı ziyaret ediyor. Bugün yine İSO'da. Hem Maliye'nin hem özelleştirmenin patronu Unakıtan'ın derdi belli; para, para, para... Zaten kendisine vergi reformu ya da özelleştirme konusunda görüş bildirenlere de; " bana akıl değil, para lazım" diyormuş. Türkiye'de herkesin derdi para. Sanayicinin derdi de para. Türk sanayisi yatırım, iş ve aş için kaynak yaratmada güçlük çekiyor. Niye mi? Çünkü kâr yaratılamıyor. Yaratılan katma değerin büyük çoğunluğu dolaylı vergilerle devlete gidiyor. Bunun nedeni çok basit. Türkiye vergi reformunu yapamıyor. Kayıtdışına teslim olmuş. Kayıt içinde olanlar kayıtdışının yarattığı haksız rekabeti önleyemiyor. Türk sanayicisi hala OECD ülkeleri arasında istihdam üzerinde en büyük vergi ve prim yükünü taşıyor. Türk sanayicisi hâlâ enerjiye çok para ödüyor. Türkiye'nin en büyük 500 şirketi çalışmasından da farklı bir sonuç çıkmıyor. İSO 500'den yansıyan hava; "2004 iyi bir yıldı. Büyümede rekor kırdık. 2005 zor bir yıl olacak. Yüzde 5 büyüme hedefini tutturabiliriz. Ama dış ticaret açığı ve cari açık sinyal veriyor. Dış ticaret açığı program hedefi olan 21.1 milyar dolar yerine 40 milyar dolara, dış ticaret açığındaki artışa bağlı olarak programda 10.6 milyar dolar olarak öngörülen cari işlemler açığı da 20 milyar dolara ulaşabilir. Ama 2006 gerçekten çok daha zor..." Dolayısıyla ekonomi yönetimi bir an önce yapısal reformları gerçekleştirmek, girdi maliyetlerini aşağıya çekmeli. İSO Başkanı Tanıl Küçük diyor ki: "Eğer enerji dağıtımı özelleşirse, sanayici enerjisini en az yüzde 10 daha ucuza alır." Vergi reformu, düşük maliyetli enerji, istihdam üzerinden kalkan yük .... Yatırım ve üretim için başka yol yok... Görünen o ki; Türk sanayisinin yarattığı katma değerin yüzde 42'sini temsil eden İstanbul Sanayi Odası, "fırtına estirmeden" yani bağırmadan sanayinin sorunlarını aynen yinelemek zorunda kalıyor. Çünkü; AK Parti hükümeti AB dışında şu ana kadar sanayiciye verdiği sözün hiçbirini yerine getirememiş. İSO 500'de ortaya çıkan sonuç; Türkiye'nin en kârlı şirketleri özelleştirmenin de gözde iki şirketi ; Tüpraş ve Ereğli. Üstelik; İSO 500'de yer alan şirketlerin 149'u yabancı sermayeli şirketler. O yüzden İSO'nun en önemli markası olan "İSO 500" yabancı sermaye tartışmalarının alevlendiği bir ortamda önemli bir mesaj veriyor, "Ulusalcılık adına amigoculuğu, serbest piyasacılık adına hormonlu liboşluğu bir yana bırakın. Gelin, stratejik sektörlerinizi belirleyin. Stratejik sektörlerin varlığı yabancı sermaye düşmanlığı gerektirmez."
|