Gerets ve gençler
G.Saray bu yıl 15 Ocak'ta Schalke ile oynarken soğuğa rağmen tribünlerde 45 bin seyirci vardı. Geretsli dönemin ilk ciddi sınavı olan Dortmund maçında tribünlerdeki G.Saraylı taraftarların sayısı 5 bin kadardı. Sportif A.Ş.'nin genel müdürü Ebru Köksal'la maçın devre arası sohbet ettik. Bayan Köksal, G.Saray markasının büyüklüğünü koruduğunu anlatırken yeni sezon için Ali Sami Yen'deki saha içi reklamlarının pazarlama işlemlerinin bittiğini belirtti. Yeni kuruluşların reklam talebinde bulunduğunu söylerken, geçmiş yıllarda bu işlerin eylüle sarktığını hatırlattı. G.Saray markasını büyütecek en büyük kuvvet futbol takımı. Bunun için yönetimin hem Avrupa'daki hem de Türkiye'deki taraftar gücünü ayağa kaldıracak ve tribünleri dolduracak İliç dışında bir başka yıldız daha alması şart. Gerets'in elindeki malzemenin büyük çoğunluğu genç, yetenekli yıldız adayı. Savunmanın sağında Uğur'un, solunda Sinan'ın oynaması, Gerets'in gençlere verdiği önemi gösteriyor. Ancak gençlerin bu dönemde bilgisiyle becerisiyle kendilerine yardımcı olacak yıldız oyunculara ihtiyaçları var. Yönetim bu jenerasyonun verimini arttırmak için kaliteli yabancı konusunda bütün gücünü harcamalı.
Kenarda maçı yaşıyor Maç sabahı yapılan idmanda da gördüğüm gibi, Gerets takıma oyun felsefesinden önce, oyun disiplinini oturtmaya çalışıyor. Dortmund maçında da bunu gözlemledim. Futbolcular topla fazla oynamıyor. Geriye ve yana lüzumsuz pas yapmıyor. Takım halinde koşuyor, mücadele ediyorlar. Herkes oynadığı bölgeye sadık kalıyor. Ama en önemlisi Gerets'in idmandaki tavizsiz tavırlarından izlediğim kadarıyla hücuma çıkarken kanatların kullanılması. Uzun ve şişirme toplar atılmıyor, topu alan oyuncu kafasını kaldırıp pas vermek için en yakın arkadaşını arıyor. Futbolcular top rakipteyken kendi sahalarından çabuk çıkıp pres yapıyorlar. Bu takım İliç'in, Song'un, Ergün'ün, iyi bir Hasan'ın ve gelecek kaliteli bir yabancının katkılarıyla mükemmel hale dönüşebilir. G.Saray'ın en büyük transferi bence Gerets. Belçikalı hoca kenardan maçı futbolcularıyla birlikte yaşayarak izliyor. Oyuncusuna yapılan en ufak müdahalede kendisi de oyuncuymuş gibi kenara çıkıp hakemleri uyarıyor. En büyük özelliği olan agresifliğini, kazanma ruhunu ve mücadele kimliğini de takıma aşılamış.
|