kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
İlker Sarier @ SABAH
Fax:
0212 354 34 69
 

Hükümet komiserleri

27 yıl hapis cezasına çarptırılan Hayyam Garipoğlu davasında, mahkeme heyetinin gerekçeli kararında "ilginç" bir hukuk yaklaşımı vardı.
Deniyordu ki kararda, "sanık" TMSF ile borç ödeme anlaşması yaptığına göre, suçunu kabul etmiş demektir."
Garipoğlu, TMSF ile masaya oturmuş, TMSF'nin önüne koyduğu 380 milyon dolar borcu kabul etmiş ve ödeyeceğini taahhüt etmiş.
Mahkeme heyeti, bunu, "suçun kabulü" olarak değerlendiriyor.
Suç ne?
Zimmet!
TMSF
kim? Devlet!
O vakit, devlet bir zimmetçi ile anlaşma yapmış duruma düşmüyor mu?
Bu davalarda, sanıkların çoğu zimmet veya dolandırıcılıktan yargılanıyorlar.
TMSF ise bu sanıklarla anlaşma yaparak, paraların önemli bir kısmını tahsil etmeye çalışıyor.
Peki, devlet sanıklarla anlaşma yapmış olunca, suça göz yummuş mu oluyor, suça iştirak etmiş mi oluyor, yoksa sadece tahsilat mı yapmaya çalışıyor?
Hangi kavramlara göre hareket ediyor devlet?


Gelelim sanığın ikrarına!
Bir sanığın suçunu kabul etmesi, tek başına, suçun o sanık tarafından işlendiğine delil teşkil eder mi?
Etmez. Sanığın suçunu kabul etmesi ancak kanaat oluşmasına yardımcı olur.
Farzedelim, Ahmet bir kuyumcu soydu. Mehmet yakalandı ve soygunu kabul etti. Bu kabul ediş, delil olur mu? Eğer delil olursa, Ahmet'in yerine Mehmet cezalandırılmış olur. Kaldı ki, Ahmet ile Mehmet anlaşıp, mahkemeyi yanıltmaya da kalkışmış olabilirler.
Birçok töre cinayetini, o cinayeti işlememiş olanların üstlendiği herkesçe bilinir.
Adalet, sanık ikrarı ile yetinemez. Gerçek suçluyu bulmaya çalışır.
O sebeple, suçun kabulü, delil olmaz.


Şimdi gelelim, medyadaki çarpık bir anlayışa...
Birçok gazeteci, banka hortumlamalarında yürütülen paralanın geri alınmasında devletin "çaresiz kaldığını" öne sürüyor. Ve devlete arka çıkıyorlar. Kimi okuyucu da bu gazetecileri "kahraman" falan sanıyor.
Oysa, gazetecinin prensip olarak, devlete arka çıkması gerekmez.
Çünkü, devlet bir şekilde kandırılmış veya haksızlığa uğramış olsa bile, bu haksızlığı giderecek güce ve organlara sahiptir.
Devlet, istediği takdirde bir gecede, ortalığı kasıp kavuracak tedbirler alabilir. Yani, devletin savunulmaya ihtiyacı yoktur.
Savunulmaya ihtiyacı olan bireydir.
Bütün rejimlerde, devletin karşısında birey güçsüzdür. Ve çeşitli haksızlıklara uğraması olasıdır.
O yüzden gazeteci, bireyin yanında saf tutmalı, bireyin hak ve hukukuna sahip çıkmalıdır.


Aksi halde yanlış duruş, gazeteciyi devletin uzantısı haline getirir, daha hevesli olanlar ise "hükümet komiseri" havasına bürünebilirler.
Bireyin, halkın ve milletin hak ve hukukunu gözetmekle mükellef gazetecinin, devlet resmi görevlileriyle veya hükümet yetkilileriyle kolkola girmesi, bu meslek için gerçek bir felakettir.
Bir haksızlığa uğradığınızda, gideceğiniz yer neresidir?
Adalettir!
Orada da haksızlığa uğrarsanız, nereye koşarsınız?
Basına...
Ama basın da "devlet kapısı" haline gelmişse ne olacak?
Kahraman zannedilen gazeteci devletin yanındaysa, yandınız demektir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Gülerken düşünmek   / 29-06-2005
 İzinsiz yazı yazılamaz   / 27-06-2005
 Kim kimi kurtaracak?   / 26-06-2005
 Asfalt mevsimi   / 24-06-2005
 50 milyon dolar bahşiş   / 22-06-2005
 Hayırlı tartışmalar   / 20-06-2005
 Anne-Baba   / 19-06-2005
 Ben karışmam   / 17-06-2005
 Atmasyon saplantısı   / 15-06-2005
 Doğan görünümlü "Şahin"lerimiz   / 13-06-2005
EMRE AKÖZ
İneğe değil turizme yatırım
Bazı olaylar nasıl da...
MEHMET BARLAS
Petrol fiyatı Kral Fahd'ın sağlığına da endeksli
Körfez...
İLKER SARIER
Hükümet komiserleri
27 yıl hapis cezasına...
MAHMUT ÖVÜR
Çarpık yapıya mimarlık testi
Yarattığımız kentlerin...
SAVAŞ AY
Vekil Beye bu kez teşekkür ediyorum
Yalova Milletvekili...
HINCAL ULUÇ
Hem suçlu, hem güçlü, işte tam da bu..
Başbakan fena...
Beşiktaşlı oldum
Beşiktaşlı oldum
Siyah-beyazlıların Carew'in yerine düşündüğü Kovaçeviç, "Yıllardır...
Maradona çalımı
Maradona çalımı
G.Saray'ın her konuda anlaştığı İnsua'ya, menajerliğini Maradona'nın...
AKP içtüzüğü değiştirdi
AK Parti, IMF'ye söz verdiği yasaları tatilden önce blok halinde...
Baykal halkı göreve çağırdı
Milletvekillerine Ankara'dan ayrılmamaları talimatı veren Baykal,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu