kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Poyrazoglu @ SABAH
 

Yağmur Tanrısı'nın bunalımlı oğlu (1)

Bir varmış bir yokmuş... Hem varmış hem yokmuş... Hem yokmuş hem çokmuş... Eski bir Yemen masalı der ki: Günlerden bir gün Yağmur Tanrısı'nın minik oğlu içine kapanmış, dünyaya küsüvermiş. Babası Yağmur Tanrısı çok sevdiği oğlunun haline öyle üzülmüş ki koyuvermiş yağmur, kar, fırtına işlerinin ucunu. Yağmur Tanrısı aile dertleriyle uğraşmak için işi gücü bırakınca dünyada büyük bir kuraklık afeti boy göstermiş... Tarlalarda çiçekler, başaklar, sebzeler, meyveler, mısırlar, arpalar boyunlarını büküvermiş. Hayvanlar canlı iskeletlere dönüşmüş kuraklıktan... Salgın hastalıklar başlamış... Bir afet ki sormayın gitsin...

GÜLDÜREN MASKARALIKLAR
İnsanlar kalkıp Yağmur Tanrısı'na gitmişler. "Ey ulu Yağmur Tanrısı neye varacak bu işin sonu?" diye sual eylemişler.. Yağmur Tanrısı "Çok kolay..." demiş "Çok kolay... Dünyayı kuraklıktan kurtarmak istiyorsanız oğlumu güldürün... Oğlumu güldürür onu eski neşesine kavuşturursanız dünyaya bet bereket geri gelir." Bunun üzerine insanlar dağlara tepelere çıkmışlar. Yüzlerini rengarenk killerle, kök boyalarla boyamışlar; üstlerindeki giysilere, hayvan postlarına dallar, yapraklar, çiçekler takmışlar... Kimileri kendilerini daha komik bir hale getirebilmek için elmalar, armutlar asmış orasına burasına... Kirazlardan küpe takmışlar kulaklarına. Dans edip şarkı söylemeye, davullar ziller çalıp oynamaya, taşları birbirine vurup müzik yapmaya başlamışlar. Kılıktan kılığa girip birbirlerini ve hayvanları taklit etmeye başlamışlar. Sırf Yağmur Tanrısı'nın bunalımlı oğlunu güldürebilmek için... İnsanların yaptıkları maskaralıklar, soytarılıklar o kadar hoşuna gitmiş ki Yağmur Tanrısı'nın bunalımlı oğlunun; kahkahalarla gülmeye başlamış, ona babası da katılmış... Gözlerinden yaş gelmiş gülmekten.. İşte o keyif gözyaşları bulutları aralamış ve dünyaya yağmur yağmaya başlamış... İnsanların yaptığı bu ritüelden, yağmur duasından gösteri sanatları doğmuş...

CANA CAN KATIN
Demek ki bu eski Yemen masalına göre gülme, bet bereket, neşe, sıhhat getiriyor... Kurumuş doğaya ve yaşama can katıyor.. Gülmek cana can katıyor.. Kahkaha o kadar güçlü ki doğayı bile harekete geçirip onu değiştirebiliyor. İnsanın değiştirebilme, al aşağı etme gücü soytarılıkta gizli. Yaşama ve doğaya meydan okuyabilmek için gülünüz, güldürünüz. Belki kahkahalarınız bulutları aralar yaşamınıza bereket yağmurları yağar. Yaşamınız daha bereketli, neşeli ve sıhhatli olur...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yağmur Tanrısı'nın bunalımlı oğlu (1)   / 04-06-2005
 Yaşasın hayal gücü (2)   / 28-05-2005
 Yaşasın hayal gücü (1)   / 21-05-2005
 Ne oldu sana, ne oldu?..   / 14-05-2005
 Dillere destan sokak...   / 07-05-2005
 Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım   / 30-04-2005
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Kötü bir piyango gibi...
Anne oğluna sesleniyor:...
Bir yudum buzlu kahve ferahlatır
Bir zamanlar sadece köpüklü Türk kahvesini bilirdik. Şimdi espresso, capuccino,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.