Çözüm, iki gözüm!
Bugüne kadarki en iyi formülü, en gerçekçi biçimde Başbakan buldu. Yani, birçok başbakandan sonra, bugünkü başbakan. Aslında fiili durum yeni değildi, ama adını çok güzel koydu: "ABD ve Avrupa çözememiş, ben nasıl çözeyim."
Başbakan'ın işsizlik üstüne bu son derece münasip vecizesi, aslında her mesele ve mevzuda da geçerlidir. Çıtanız, "ABD ve Avrupa'nın halledemediği hiçbir mesele"de fazla hevesli olmamak tarafından belirlenir. Bu işsizliktir, dediği gibi. Dış açık, mesela, bütçe açığı, niye olmasın. Soygun, cinayet, kapkaç... elbette. Uyuşturucu... maalesef. Evsizler, barksızlar... tabii. Açlar, ne yazık ki. Yoksulluk, normal olaraktan. Hastalıktı, şuydu buydu, zaten doğal ki. Yahu ölüme çare olur mu ki!
Hemen liste yaparsınız, ABD ve Avrupa'nın çözemediklerini gündeminizden çıkarırsınız. Misal, yurtta ve cihanda terör. Mesela, kara para, kayıt dışı işler vesai re. Mafya... olmaz mı? Dalkavukluk, yalakalık filan. Beslemelik, yanaşmalık falan. Rüşvet, avanta, kıyak... ne ayak! Medya maymunları, piyasa maymuncukları, belki. Küresel ısınma, çevre kirliliği hakeza. Hangi birini çözebildiler ki. Yahu bu adam sihirbaz mı ki!
Listeyi uzatır, umudunuzu ABD ve Avrupa'nın çözebildikleriyle kısıtlar, çözemediklerini bir bir yazarsınız. Bir miktar ırkçı mı ne milliyetçilik, şüphesiz. Dışlamacı, siyahı, koyuyu ayırmacı bir durum, bittabi. Aşırı zenginlik, aşırı yoksunluk, uçurum... yok mu? İktidar dediğin zengini sevmez mi? Yağmurdu, seldi, taşkındı... doğal yani. Yağmaydı, ranttı, spekülasyondu... olabilir tabii. Tam demokrasi, hadi canım. Özgürlük, sınırsız mı ki. Yahu onlar çözdü mü ki!
Bu hakikaten, yerinde, adil, meşru bir kriterdir. Onların çözemediklerine hiç bulaşmaz, çözebildiklerine ise kolay ulaşmazsınız. Başbakanlar umut vermek, iyimserlik yaymak için olduğu kadar, işsizliği ve yoksulluğu çözemeyeceklerini itiraf etmek için de vardır. Çözülemeyecek, çözümü imkansız şeyler üstüne konuşmak ise abestir. Yeni Ceza Kanunu ile zaten doğru dürüst konuşmak, yazmak ya da haykırmak kodestir.
|