kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Cemil Çiçek ve aydınlar ikilemi arasında
Başarı için nasıl giyinmeli?
ŞAKA - Şiir

Cemil Çiçek ve aydınlar ikilemi arasında

Bazen hiç istemediğiniz ve ayrıca olmasını hiç beklemediğiniz durumlar ya da ikilemler arasında kalırsınız.
Bu ikilemin merkezinde kendilerine güvendiğiniz insanlar vardır ve bunlar hiç de müstahak olmadıkları konumlarda bulunmaktadırlar.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek'ten ve Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılacakken baskılar sonucu yapılamayan "Ermeni Sorunu" konulu konferanstan söz etmek istiyorum.
Cemil Çiçek, benim güvendiğim bir politikacı. Avrupa Birliği'ne uyum için yapılan bütün reformlarda, Anayasa ve yasa değişikliklerinde onun alın teri var. Rejimin sivilleşmesi, temel hak ve özgürlüklerin evrensel normlara uyarlı olması için harcadığı çabayı, kimse görmezden gelemez.
Onun TBMM kürsüsünde, Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılması tasarlanan konferansın katılımcılarını inanılmaz sert bir üslupla nasıl suçladığını, onları nasıl adeta hain ilan ettiğini anlamıyorum.
Ermeni Sorunu'nu resmi söylem dışında tartışmayı deneyenler hakkında Cemil Çiçek gibi düşünen sayısız kişi var. Ama Cemil Çiçek Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü. Yani onun "Söz hakkı", kamu görevlisi olmayanların söz söyleme haklarını kullanmalarından daha farklı ağırlık taşıyor.
Merak da ediyorum. Yaptığı bence yanlış ve dozu kaçırılmış bir konuşma yüzünden, Cemil Çiçek'in imzasını taşıyan bunca reform görmezden mi gelinecek?
Benim karşı karşıya bulunduğum ikilemin diğer tarafındaki isimlere, yani Boğaziçi Üniversitesi'ndeki konferansın konuşturulmayan konuşmacılarına gelince. Onlar özgür ve özerk olmayı yeğ tutan aydınlar. Aydın olmalarının dışında bir sorumlulukları yok. Söylediklerini devlet veya çoğunluk onaylamayabilir. Ama böyle bir onayın da gereği yok.
Onlar eğer tarihi ve siyasi gerçeğin dışında bir şeyler söylüyorlarsa, zaten tarih ve siyaset onların söylemlerini etkisiz kılar. Zaten bir ülkede özgür ve özerk aydınların varlığı, o ülkede tüm gerçeklerin yüzde yüz doğru biçimde açıklanacağının kanıtı değildir ki. Ama onların varlığı, farkında olunmayan veya konuşulmayan düşüncelerin de duyulmasına bir şans tanır.
Neticede kendilerinden "Aydın" olarak söz edilenlerin tümü Ermeni Sorunu konusunda, resmi tezin karşısında yer almıyor ki. Ermeni diasporasının Türkiye'ye yönelik yıpratma kampanyası karşısında, onların iddialarını çürütecek kanıtlar sunan, kitaplar yazan aydınlar da var.
Yani bizim asıl meselemiz "Ermeni İddiaları" değil.
Bizim asıl meselemiz, düşünce yelpazesinin farklı yerlerinde yer alanların, bir ortak "Tahammül Zemini" üzerinde bir araya gelememeleri.
Bir kesim sadece "Türban" sorunu olduğu zaman özgürlükleri ve hoşgörülü olmak gereğini hatırlıyor. Bir başka kesim de, türban dışındaki her konuda özgürlükçü şeyler söylüyor.
Bunu askeri darbelere karşı yapılan ayrımcılıkta da görmüyor muyuz? Bazılarına göre 27 Mayıs ve 28 Şubat "Atatürkçü" oldukları için iyi darbeler değil mi mesela? Ya da askeri darbe solcuları hedef aldığı zaman mukaddesatçılar "Peygamberin ordusu" diye övgüler düzmezler mi?
Cemil Çiçek'in reform çalışmalarına bundan sonra da ihtiyacımız olacak.
Dileriz o konuşması, bir kesimle onun arasında "Sende kuyruk, bende evlat acısı var" benzeri kalıcı bir karşılıklı kinlenmeye dönüşmez. Neticede o seçilmiş sivil bir politikacı. Hata yaptıktan sonra aynı hatayı tekrarlamayabilir. Olmazsa onu oylarımızla değiştiririz.
"Gerçek Aydınlar" da inanılır kanıt buldukları zaman söylemlerini değiştirmezler mi?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 "Eli ve Beli Silahlı Kuvvetler" toplumu...   / 27-05-2005
 Google'sız bir yaşamı düşünebilir misiniz?   / 26-05-2005
 "Dön baba dönelim" oyunu bitmeyecek mi?   / 25-05-2005
 Emine Erdoğan başka şeyler de söyleyebilirdi   / 24-05-2005
 Denizin alternatifi kitap okumaktır..   / 23-05-2005
 Ne bahar kaldı, ne de yaz geldi   / 22-05-2005
 Bizim bütün markalarımız aslında Kızıl Bayrak   / 21-05-2005
 Art Buchwald her şeyi önceden görmüştü..   / 20-05-2005
 1927'nin koşulları ile 2005 yılı anlaşılabilir mi?   / 19-05-2005
 Türkiye'de "cam" denince akla Beykoz gelmeli..   / 18-05-2005
REHA MUHTAR
Kumarhanede 1000 dolarlık fiş...
Uçakla bedavaya...
MANSUR FORUTAN
Yaşadığını anlamak için vuranlar!...
Dandik bir ofiste,...
MEHMET BARLAS
Cemil Çiçek ve aydınlar ikilemi arasında
Bazen hiç...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Geleceğin sanatçıları ama...
Bizim gazetenin önceki...
SAVAŞ AY
Kim bilir kaç kere üç sıfırdan maç...
REFİK DURBAŞ
Bilimsellik dille sağlanamaz
Uzman Dr. Mehmet...
HINCAL ULUÇ
Kadınlar (Hep) Böyle Yapar!..
Cosi fan...
Ellerinde kupa akıllarında Avrupa
Ellerinde kupa akıllarında Avrupa
Formalite maçında Konya'ya yenilen F.Bahçe, şampiyonluk kupasını...
Şampiyondan süper şölen
Şampiyondan süper şölen
Sarı-lacivertliler 16.şampiyonluğu Bağdat Caddesi'nde sabaha kadar...
Buyursunlar konferansı yapsınlar
Başbakan Erdoğan, Kazakistan dönüşü Ermeni Konferansı'nın iptal...
Bunlar gibi ihanet eden görmedim
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AK Parti'nin son dakika önergesi ile...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu