kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kazim Kanat @ SABAH
 

Yüzbaşı Şeref'in hikayesi

Kurşun kalemle sarı sayfalara yazılmış notu okurken inanılmaz duygulandım!.. "İngiliz hücumbotları Bandırma'yı batırmak için peşimizdeydi. Mustafa Kemal'in ilk emri 'Sahile yakın gidelim' oldu. Sonra bir gün bile kamaraya gitmeyip kaputuna sarıldı ve Samsun'a kadar güvertede uyudu." Yıllar sonra... Genç adam, askerligini muhafız alayında yaparkan Atatürk'e kendini tanıtır: "Bandırma vapurunun kaptanı Hacı Tevfik'in oğlu Nurettin Ulusu'yum..." Atatürk'ün emri ile bu genç adam Çankaya Kütüphanesi'nin müdürü olur. O adamın oğlu da eski Federasyon Başkanı Mustafa Kemal Ulusu'dur!.. Öğrendim ki: Sevgili Kemal kardeşim, "Atatürk ve dedim..." diye bu yaşanmış öyküleri kitap haline getiriyor. En güzel öyküyü genç bir kardeşim Göksel Duyum kaleme almış. Özetleyerek yayınlıyorum... "İstanbul kansız, savaşsız İngilizlere teslim edilmişti bir mayıs sabahı. Dolmabahçe önünde Yüzbaşı Şeref ve birliği tüfeklerini, tabancalarını hatta süngülerini İngiliz subaya teslim ediyordu. İngiliz çavuş Şeref Yüzbaşıya bağırdı "Sir, tabancanız!" Şeref elinin tersiyle çavuşa vuracak oldu. İngiliz Binbaşı girdi araya ve "Tabancanız kalabilir ama mermileri boşaltınız yüzbaşı" dedi. Şeref altı patlarını gökyüzüne çevirdi, tambur pimini çekti, pirinç kovanlı ve uçları çentikli altı mermi iki metre yükseklikten yere boşaldı. Baba yadigarı tabancasını kılıfına soktu, birliğinin karşısına geçti.

***


Şeref Bey sabahın yağmurlu hüznünde Beşiktaş'a vardı. Sırtına dokunan elle irkildi. Biraz önce teknesini onarırken seyrettiği denizci bir şeyler söylüyordu. "Asker ağa, asker ağa. Teknenin adını yazsan olur mu?" "Tamam, nedir teknenin adı?" "Kardelen." "Sevgilinin adı mı?" "Hee, nerden bildin?" Osmanlıca bir kardelen şekline benzer, resmi andıran figürle yazdı Şeref. "Ya çok güzel oldu, sana borçlandım be ağa." "Bir gün ödersin, nerelisin sen?" "İneboluluyum. Rum meyhanelerine tuza basılmış torik getiririz. Teknenin altını vurdum feneri dönerken, onarıyorum. Kısmetse öğlen namazı yelken basacağım."

***


Yüzbaşı Şeref, Akaretler yokuşundan Osmanoğlu Konağı'na doğru yürüdü. Konağın kapısını müstahdem açtı. "Şeref beyim, hoşgelmişsin." BJK Divan Kurulu üyesiydi. Eskrim takımında kılıç hocasıydı ve futbol takımında kalecilik yapıyordu Şeref. Konağın ahşap merdivenlerini hışımla çıkıp çatıdaki malzeme deposuna girdi. Tabancasını çıkardı. Cepkenindeki enfiye kutusunu aldı eline. Kutuyu açtı, pamuğa sarılmış gümüş bir kurşun çıktı. Kurşunu tabancanın tamburuna sürdü, tamburu hızla çevirip kapattı. Kırlaşmış şakaklarına götürdü. "Affet" dedi. Tık... Boş. Tık... Boş. Tık, tık, tık... Boş.

***


Kapı hiddetle açıldı. Ahmet Fetgeri içeri girip tetiğe basmakta olan Şeref'in elindeki silahı kaptı. Şeref ağlamaya başladı. "Ne yapıyorsun sen, delirdin mi Şeref?" "....." "Her şey bitti" dedi Şeref. "Daha değil" dedi Fergeri. "Dün akşam Mustafa Kemal ve arkadaşları İstanbul'u terk edip Anadolu'da mücadeleyi başlatmak için gemiyle Samsun'a doğru yola çıktı." "Nasıl giderim ben de" dedi. Birden Kardelen geldi aklına. Kardelen vardı ya İnebolu'ya giden. Ayağa kalktı, sırtındaki battaniyeyi attı bir kenara. "Gidiyorum" dedi. Kapıdan çıkarken Fetgeri yetişti. "Dur be adam, bir helalleşelim." İki dost sarıldı. "Ha, unutmadan bu torbayı da al. Lazım olur" dedi Fetgeri.

***


Kardelen yelken açmaya hazırlanırken bir sesle irkildi genç denizci. "Tayfa lazım mı?" Gözleri ışıldadı gencin. Yüzbaşı, Fetgeri'nin verdiği çantanın düğümünü açtı. İçinde beyaz bir beze sarılı yuvarlak bir şey vardı. Gözlerine inanamadı. Bu top mahalli ligde gol yemeden şampiyon oldukları ve 'hatıra'dır diyerek sakladıkları Ertolhd marka, içten lastikli, pahalı futbol topuydu. Bir büyük dalga geçti üzerlerinden. Sonra bir daha, bir daha. Tekne, denizin altında kaldı. Şeref, asker üniformasının ağırlığı ve çizmesine dolanan yelken ipiyle tekneye bağlı karanlık dibe doğru hızla batıyordu. Yarım dakika dibe hızlı gidiş, ayağından çözülen iple durdu. Bulanık denizde gözleri açık çırpınırken, yanından geçen beyaz bir şey gördü. BJK'nın gol yemez kalecisi Panter Şeref topa doğru uzandı, uzandı. Kerempe Burnu'nda baygın yatan genç denizci ve yanında Ertolhd marka futbol topu dalgalarla birlikte salınıyordu. Yüzbaşı Şeref hayatının golünü Karadeniz'in soğuk sularında yemişti. Topa yetişememiş ve karanlık sular onu dibe doğru sürüklemişti. 17 yıl sonra, 19 Mayıs 1936'da Şeref'in takımı Beşiktaş Jimnastik Kulübü, 19 Mayıs'ın Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanması önerisini Atatürk'e sundu ve kabul edildi. Öneriyi veren Ahmet Fetgeri Bey'dir. Ahmet Fetgeri'ye 1924 yılında bir hanım gelir ve torba bırakır. Ahmet Bey torbadan çıkan topa bakar ve sorar. "Nedir bu bacım?" Kadın: "İstiklal Savaşı'nda şehit düşen kocamın vasiyetiydi. Size vermemi istedi." Ahmet Bey sorar: "Adın ne bacım?" Kadın yanıt verir: "Kardelen."

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bütün düşeşlerin gücü adına!   / 15-05-2005
 Liseli deli kızın hikayesi   / 08-05-2005
 Çayeli'nden öteye!   / 01-05-2005
 Turgut Özal'ı kimler zehirledi?   / 24-04-2005
 Kutsal Anadolu toprakları   / 17-04-2005
 Para Köpeğin Olsun!!!!   / 10-04-2005
 Bir komünistten itiraflar!   / 03-04-2005
 Golü hangi ayağınla kaçırdın?   / 27-03-2005
 Kulüp rakısının fotoğrafını Atatürk ve İnönü sanırdım!   / 20-03-2005
 Şu tütün meselesini bir de benden dinleyin   / 13-03-2005
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
  » Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
KAZIM KANAT
Yüzbaşı Şeref'in hikayesi
Kurşun kalemle sarı sayfalara...
GÜRCAN BİLGİÇ
Yolcu çok, inecek liman yok
Durum şu; Atatürk ve Antalya...
TURGAY NOYAN
Günler çabuk geçiyor
Bu bir yaş günü yazısı olacak.
Gevşeyin, başağrınız geçsin
Gevşeyin, başağrınız geçsin
Tedavi edilemeyen başağrıları artık kabus olmaktan çıkıyor. Prof. Dr.
O kadar çok çalıştım ki gençliğimi yaşayamadım
Türk sinemasının gelmiş geçmiş en büyük yıldızlarından biri o... Hep...
Kızımın zorlamasıyla ilk kez bir evim oldu
* Bu kadar büyük şöhret sahibi, bu kadar çok film çevirmiş bir...
Stranger(s) in the night
Gezegenimizin en güzel yılları olan 1960'ları şarkılarıyla daha da keyifli...
Bir roman kahramanı gibi yaşadı
Necip Fazıl zıt kutuplar arasında macera filmi gibi bir hayat yaşadı. Hem...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.