kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ergun Babahan @ SABAH
 

Öcalan'ın bugünkü konumu

Öcalan'ın yeniden yargılanması Türk devleti ve Türk ulusu için tehdit oluşturmaz.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi iki gün sonra Abdullah Öcalan ile ilgili kararını verecek. Türkiye, şu anda aleyhte çıkması beklenen bu kararın gerilimini yaşıyor.
Kararı tartışmadan önce PKK ve Öcalan'ın durumunu ele almak gerekir düşüncesindeyim.
PKK, Öcalan'ın yakalandığı 1999 tarihinden bu yana politik hedefleri olan terörist bir örgütten ziyade silahlı organize bir suç örgütü niteliğine bürünmüştür. Öcalan da bu suç örgütünün lideri konumundadır.
Çünkü; PKK, Öcalan'ın yakalanması ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri karşısında askeri anlamda kesin bir yenilgi almıştır.
Öcalan'ın yakalandıktan sonraki süreçte bizzat ve -Devletin de mutabakatı ile- cezaevinden yönettiği örgütüne yaptırdığı açıklamaları ile Türkiye Cumhuriyeti karşısında ideolojik olarak da teslim olmuştur.
Bu teslimiyet; PKK ve Öcalan'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin Misak-ı Milli sınırlarına, Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter devlet yapısına ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve önderi Mustafa Kemal Atatürk'e bağlılık ifade eden açıklamalarından açıkça görülebilir.
Bu açıklamaları ile Öcalan ve PKK ayrı bir devlet ve ayrı bir ulus kurma taleplerinden kayıtsız ve şartsız olarak vazgeçtiklerini ifade etmektedirler.
Öcalan yaptığı açıklamalar ile kendisinin ve örgütünün 30 yıla yakın bir süredir ileri sürdükleri ve onların varlık nedeni olan her ne varsa hepsini ilkel milliyetçi, çeteci, gerici ve feodal yaklaşımlar olarak nitelemektedir.
Öcalan ve PKK'nın açıklamalarında neredeyse eksik olan tek ifade; kendilerinin aslında Atatürk milliyetçisi (!) bir hareket olduklarına ilişkin beyandır.
Aslında bu açıklamaların samimi mi, yoksa bir oyun mu oldukları tartışılabilir. Ama her ne sebeple olursa olsun; bu açıklamaların, temel tezlerini "sömürge Kürdistan ve ezilen Kürt ulusu" olarak ifade eden ve kendilerini "Marksist-Leninist ulusal kurtuluş hareketi" olarak tanıtan bir örgüt için, siyasi ve ideolojik anlamda bir hezimet olduğu tartışılamaz.
PKK'nın kamu barışı ve güvenliği açısından bir tehdit oluşturduğu bir gerçek olmakla birlikte, Öcalan'ın bu tezleri Türkiye Cumhuriyeti için ideolojik bir tehdit oluşturamaz.
Tekrar edelim ki, samimi ya da oyun olsun, Öcalan ve PKK bu noktaya ancak 30 bin kişinin canına ve yüz binlerce insanın huzuruna ve geleceğine mal olan bölücü bir savaşta askeri olarak yenildikten sonra gelebilmişlerdir.
Öcalan'ın siyasi ve ideolojik teslimiyeti ile devam edecek bir yeniden yargılamanın da Türk devleti ve Türk ulusu için bir tehdit oluşturmayacağı düşüncesindeyiz.
Bize düşen görev, Öcalan gibi ne olduğu anlaşılmayan garip tezlerle artık ciddiye alınamayacak hale gelmiş bir kişinin sonucu belli yeniden yargılanmasını tehdit olarak görme yerine, hangi etnik kökenden gelirse gelsin, hangi inançta olursa olsun, tüm yurttaşların temel insan hak ve özgürlüklerini tam olarak kullanabilecekleri, çağdaş uygarlık ve AB'nin tüm standartlarına sahip demokratik bir hukuk devletinin etkin işleyişini sağlamaktır.
Kürdü'yle Türkü'yle Türkiye'nin geleceği parlak, yolu açıktır. Buna inanalım, yolumuza devam edelim.
Bu noktada Öcalan'ın liderliğini kabul eden ve onun tezlerini tekrarlayan PKK'nın neden hala binlerce silahlı adam ile dağlarda dolaştığını ve neden hala bağlı olduklarını beyan ettikleri Türkiye Cumhuriyeti'nin silahlı kuvvetlerine silah sıktıklarını açıklamaları zor. Herhalde bu konuda sosyal psikiyatrinin devreye girmesi gerekir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 SABAH, SABAH'tır   / 09-05-2005
 Biraz da iyimserlik gerek   / 02-05-2005
 Yasa ve yargı   / 25-04-2005
 Gelibolu   / 18-04-2005
 Basın Konseyi'ne veda   / 09-04-2005
 Gazetecilik ve iş takipçiliği   / 04-04-2005
 'Kürtler'in devleti Türkiye Cumhuriyeti'dir'   / 30-03-2005
 Milli kimlik tartışmaları   / 28-03-2005
 Sorumluluğa çağrı   / 23-03-2005
 Yasa tamam... Ya adalet   / 21-03-2005
ERDAL ŞAFAK
Moskova sürprizi
Başbakan Erdoğan dün...
ALİ KIRCA
Üçüncü dünya savaşı!
İkinci Dünya Savaşı, dünyanın son...
ÖMER LÜTFİ METE
Gün yiyen ejder
Geçtiğimiz haftanın sonu ve bu haftanın...
UMUR TALU
Kutlama listesi
"Müttefikler", Avrupa'nın Nazilerden...
ERGUN BABAHAN
Öcalan'ın bugünkü konumu
Öcalan'ın yeniden yargılanması...
Moskova'da 60'ıncı 'özgürlük yılı' töreni
İkinci Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği'nin Naziler'e karşı...
Erdoğan'ın 'Ermeni soykırımı' sitemi
Törende karşılaştığı Ermenistan Başbakanı Koçaryan'la tokalaşan...
90 dakikada biter
90 dakikada biter
Yazarlarımız Levent Tüzemen ve Gürcan Bilgiç yarınki müthiş derbiyi...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu