kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sunay Akin @ SABAH
 

Şiir İzmir'de "Konak"ladı!..

Paris'te eski hal binasının olduğu alana büyük bir çarşı yapılmıştır. İzmir'in Eşrefpaşa semtindeki eski pazar yerinde ise bir sanat merkezi açıldı!.. Konak Belediyesi, bir zamanlar pazarcı çadırlarının kurulduğu, günümüzde ise Dr. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi'nin yükseldiği bu yerde 19-21 Mart tarihleri arasında "1. İzmir Uluslararası Şiir Buluşması" nı gerçekleştirdi... Fransız şair Arthur Cravan, geçtiğimiz yüzyılın başlarında çıkardığı dergiyi üç tekerlekli el arabasına koyarak satarmış Paris sokaklarında... Şairliğinin yanı sıra boksör de olan Cravan'ın ülkesinde yaşayan ünlü şair Adonis ve Bianu'yla beraber Mısır'dan Zaineldin, Portekiz'den Judice, Yunanistan'dan Tavanis, İtalya'dan Guieseppe'nin de katıldığı şiir günlerinde yurdumuzdan da 38 şair davet edildi. Üç gün süren buluşma için hazırlanan ve davetli şairlerin şiirlerinden seçmelerin yer aldığı kitapta, Konak Belediye Başkanı A. Muzaffer Tunçağ, şu sözünü anımsatıyor Cemal Süreya'nın: "Uygarlık kuzeye çekilirken, Akdeniz'e iki şey bıraktı; güneşi ve şiiri." Kız Kulesi'ni Şiir Cumhuriyeti ilan ettiğim 1992 yılında, yerel yönetimlerin kültür etkinliklerinde çalışan, katkıda bulunan şairler "Belediyeci Şair" diye aşağılanırdı, bir kesim tarafından! Konak Belediyesi'nin etkinliğinde bu çirkin sataşmanın yerinde yeller estiğini görünce sevindim... Ama, buruk bir sevinçti yüreğimde duyduğum; çünkü, belediyelerin sunduğu kültür ve sanat hizmetlerinin öneminin öğrenilmesinde, 2 Temmuz'da Sivas'ta ödenen bedelin payı büyük olmuştur! Konak Belediyesi'nin amblemi İzmir'in ünlü saat kulesi... Kız Kulesi'nin devrik cumhurbaşkanı olarak bu ayrıntıyı gözden kaçıracak değildim elbette. Hem kule hem de saat... Şiire randevu verilecek ikinci kule Konak Meydanı'nda... Birincisi elbette Kız Kulesi! Şiir okuma saatine birlikte katıldığımız Hidayet Karakuş'tan dinlediğim bir öykü çok etkiledi beni. Bu, Sayın Karakuş'un "Kardanadam Kaçtı" adlı çocuklara yönelik öykü kitabını imzalarken başından geçenlerin öyküsüdür: Yazar, kitabını çocuklara imzalarken sürekli olarak takılır: 'Kardanadamı yakalarsan bana haber verir misin?'... Karakuş, bir çocuğun "Veririm ama, bunun için telefon numaranı da yazmalısın' deyişini unutamıyor. Bir başka çocuk ise şu karşılığı vermiş: "Ben polis değilim." Yazarın aklında kalan bir başka yanıt ise şöyle: "Yakalarsam kendime saklarım"... Çocukların bu yanıtları birer şiir gibi sanki. Hele bir de şu karşılığı okuyun: "Kar yağınca yakalarım!.." Hidayet Karakuş, "Kardanadam kaçmaz" diyen çocuğa imzaladığı kitabın kapağını gösterir: "Ama bak, kaçmış"... Çocuk kendinden son derece emin bir şekilde yapıştırır lafını: "O hikaye!.." Şiir buluşmasının mimarlarından, edebiyatımızın yaşayan en değerli şairlerinden, yazarlarından biri olan Dinçer Sezgin'le yaptığımız konuşmadan bir soru: "Sunay, kaveko nedir, bilir misin?" Kaveko!.. Birkaç saniye geçmişti ki sorunun yanıtı yine Sayın Sezgin'den geldi: "Bir dolmakalem markası"... Ve aynı zamanda, Dinçer Sezgin'in son öykü kitabının da adı! Şiirlerini, denemelerini büyük bir ilgiyle okuduğum Sezgin, bu son eserinde ne denli usta bir öykücü olduğunu bir kez daha sunuyor okura. Altı öyküden oluşan kitapta çocukluk ve gençlik yıllarının düşleriyle buluşuyoruz. Her öykü buram buram aşk ve Ege kokuyor. İzmir dönüşünde, Dinçer Sezgin'in öykü kitabını uçakta okurken Cemal Süreya geldi aklıma. Ne demişti, şiirimizin bu son eleştirmeni: "Ağır ol Bay Düzyazı; sen ancak uçağa binebilirsin"... İzmir'deki şiir buluşmasından nefis bir öykü kitabıyla dönüyordum İstanbul'a ve de bu kitabı uçakta okuyordum! İstanbul'da genç bir şairin ilk kitabı karşıladı beni: "Aşılı Kolum"... Şairin adı, Ebru Cündübeyoğlu. Evet, televizyon dizilerinden, tiyatro sahnesinden tanıdığınız Ebru Cündübeyoğlu şiirleriyle çıkıyor karşımıza. Victor Hugo der ki; "Ey şair, bana yağmurdan bahsetme, yağdır." Doğru söze ne denir? Öyleyse, işte Cündübeyoğlu'ndan dizeler: Uzun teneffüste Gri okul bahçesindeki Siyah beyaz koşuşturmanın Tam ortasındayım Ve sen aşılı kolumsun. Cündübeyoğlu'nun şiirleri duru bir dil taşıyor... Ve de samimi, sıcak, duyarlı bir yürekten taşıyor. Süslemeci, bulmaca kitaplarına öykünen bir şiiri yok Ebru'nun. Bu ilk şiir kitabında hem hüzünlendiriyor hem de tebessüm ettiriyor. Lirizm ve ironiyi buluşturduğu şiirlerinden biri de "Son Anda": Kaçan otobüse son anda Koşarak yetişmek gibi bir şey Sana aşık olmak, Nefes nefese... Durduğu için şoföre minnettar Büyük bir zafer kazanmışçasına mağrur Yolcularla göz göze gelince mahcup Ve tam zamanında binmekle Olamayacak kadar mesut. İlk kitabıyla Ebru Cündübeyoğlu şiir ipinde dengede durmayı başarıyor. Bundan sonra yapması gereken dengesini geliştirmek ve ileriye doğru adımlar atmaktır. Kimse telaşlanmasın, şiirde herkes kendi ipinin üstünde yürür. Sabah kahvaltısındaki yumurtalar gibi şairleri birbirine tokuşturmaya meraklı bir milletiz. Oysa önemli olan kırmak değil, kuluçkaya yatmaktır. Diyor ki Cündübeyoğlu: Hayat, kumdan kaleler yapmaksa deniz kenarında, dalga hesabı yapmamaktır yaşamak Unutmadan; İzmir'deki şiir buluşmanın son gününde, elinde dosya tutan bir adam çekingen adımlarla yaklaştı yanıma... "Burası" dedi, "Pazar yeriydi eskiden... Ve ben, tezgah açardım burada... Bu dosyada kışın soğuğunda, yazın sıcağında müşteri beklerken yazdığım şiirler var; onları size okutmak istiyorum!" Semt pazarındaki tezgahının başında şiirleri yazarken, onları yıllar sonra pazar yerine yapılacak kültür merkezinde şairlere okutacağını hiç düşünmüş müydü, acaba!?.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ya o doksan altın olmasaydı?   / 30-04-2005
 Devrilen çocuklar   / 23-04-2005
 Sinemanın meleği: Melies   / 16-04-2005
 Çocuk Bakanlığı   / 09-04-2005
 Yemeğin ilham perileri!..   / 02-04-2005
 Şiir İzmir'de "Konak"ladı!..   / 26-03-2005
 Hıncal Uluç'un uçan halıları   / 19-03-2005
 Romanın çizgili pijaması   / 12-03-2005
 63 yılda kaç bulut geçti?   / 05-03-2005
 Akdeniz kadar güzel bir şair!   / 26-02-2005
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
Tarihin en büyük din savaşları
Tarihin en büyük din savaşları
Bu filmi özellikle tarih meraklıları kaçırmamalı. Hollywood'un aynı...
Onun memleketinden çocuk manzaraları
Onun memleketinden çocuk manzaraları
İranlı Kürt sanatçı Bahman Ghobadi'nin "Sarhoş Atlar Zamanı",...
Tekila yıllar sonra geri döndü
Meksika'nın milli içkisi, agave kökünden damıtılır. 1997'de bir...
Tüp bebek doktorunun mucizesi
Dokuz Eylül Üniversitesi Tüp Bebek Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gülekli ve eşi 9...
Hamburg'da bir çete ve aile gibiyiz
Yönetmen Fatih Akın bir yandan Cannes'da juri üyeliğine hazırlanıyor bir yandan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.