kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Paradigma

Türk Dış politikası genel çizgileri açısından hayli muhafazakârdır. Uluslararası sistemdeki köklü değişim dönemlerinden rahatsızlık duyar. Yeni şartlara uygun manevraları yapabilmekte geciktiği olur. Soğuk Savaş sonrası dünyasının koşul ve kurallarına uyumda da bir gecikme yaşanmıştı.
Ancak sonuçta hayatın gerçekleri ABD dahil tüm ülkeleri bir şekilde disiplin altına sokuyor. Türk dış politikası da 11 Eylül'den sonra ortaya çıkan yeni konjonktür ve bölgesel dinamiklere yavaş da olsa uyum sağlamaya başlıyor. Bu bağlamda Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün geçen hafta çarşamba günü yaptığı konuşmanın bazı bölümlerine de dikkatlice bakmak gerekir.
Orgeneral Özkök'ün çıkış noktası "Soğuk Savaş paradigması(nın), Soğuk Savaş sonrasında her konuda yaşadığımız hızlı değişime paralel olarak ülkelerin güvenlik ve iç istikrarını olumsuz etkileyen risk ve tehditlere artık çözüm üretememeye" başlamış olduğu.

Kırılma
hatları nedir?
Yeni stratejik ortamı tanımlarken en çok dikkat edilen konulardan biri "küresel aktör ve bölgesel aktör gibi kavramların, ülkelerin sahip oldukları ekonomik güçle yakından ilgili" oluşu ve "ekonomik güç(ün) son dönemde milli güç unsurları içinde en fazla öne çıkan unsur haline" gelmesi. Bu durumda bir ülkenin gücü, stratejik öncelikleri, güvenliği
hakkında yapılacak tartışmaların ekonomik boyutu dışarıda bırakarak sürdürülmesinin anlamsızlığı da vurgulanıyor.
Genel Kurmay Başkanı, ABD'nin gücünün büyüklüğünü kabullenmekle birlikte geleceğin dünyasında daha katılımcı karar alma mekanizmalarının da oluşmasını bekliyor. Orgeneral Özkök, dünyanın çeşitli bölgelerini değerlendirirken Uzakdoğu, JaponyaABDÇin üçgeni ve Orta Asya ve Kafkasya'ya doğru uzanan bölgeyi küresel kırılma hatları olarak tanımlıyor. Bu değerlendirmeyi yaparken
Rusya Federasyonu'nun gelecekte dünya siyasetinde oynayacaği rolün önem ve belirleyiciliğini gözünde büyütüyor.

Karadeniz'de
bölgesel güç
Genelkurmay Başkanı, stratejik perspektifinde AB ve ABD'yi Atlantikötesi ilişkilerin iki tarafı olarak ortak çıkarları bağlamında değerlendirmiyor. Dolayısıyla Türkiye'nin Batı ile ilişkilerini de geçmişte olduğu gibi iki temel ve ayrı eksen üzerinden tanımlıyor. ABD ve AB ile ilişkilerin birbirinden ayrı değerlendirilmesinin ne ölçüde doğru olduğu tartışmaya açıktır. Özellikle, Atlantik ittifakının yeniden tanımlandığı bir dönemde Türkiye'nin de Batı ile ilişkilerini bu bütünlük içinde değerlendirmesi ve ittifakın geleceğini tanımlamaya katkıda bulunması daha uygun sayılmalıdır.
Bu tartışma içinde Orgeneral Özkök, ABD ile olan ilişkileri daha imtiyazlı bir konuma yerleştiriyor. Ancak Türkiye'de çokluk yapıldığının aksine bu öne çıkarma, AB ekseninin dışlanması veya Türkiye'yi bu ilişkide kaybeden taraf olarak görüp, reddedilmesi sonucunu getirmiyor. Türkiye'nin AB'ye yapabileceği katkılar vurgulanıyor. "Türkiye'nin menfaati bu birliğin asil üyesi olmakta yatmaktadır. Bu üyeliğin AB'nin bize bir lütfu olarak değerlendirmek yanlıştır. Bunda iki tarafın da menfaatleri vardır" saptamasını yapıyor.
Stratejik değerlendirme bölümünde bu rasyonellikte yapılan değerlendirme, Türkiye'nin iç politikası bağlamında ise AB'ye yönelik sert bir eleştiriye dönüşüyor.
Karadeniz'e yapılan vurgu, TSK'nın yeni dönemin gereklerine uygun şekilde yeniden örgütlenmesi gibi noktalarına bakıldığında da Orgeneral Özkök'ün perspektifinde Türkiye'nin Brezilya, Hindistan gibi bir bölgesel güç olmasının hedeflendiği anlaşılıyor.
İç huzurunu ve toplumsal mutabakatını sağlayamamış toplumların bu konuma gelmeleri ise kolay değildir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Meal   / 24-04-2005
 Üzücü farklılık   / 21-04-2005
 Korkunun faydası   / 17-04-2005
 Ortadoğu'da yaz   / 14-04-2005
 Öfke selini durdurmak   / 10-04-2005
 Sancılı ilerleme   / 07-04-2005
 İkinci şans   / 03-04-2005
 Kimlik yırtılması   / 31-03-2005
 Çap   / 27-03-2005
 Milliyetçilikler   / 24-03-2005
SOLİ ÖZEL
Paradigma
Türk Dış politikası genel çizgileri açısından...
Bir puan yetmez
Bir puan yetmez
Cumartesi günkü F.Bahçe-Trabzon maçında beraberlik iki tarafa da...
Hiç yakışmadı: 72-88
Hiç yakışmadı: 72-88
FIBA Avrupa Ligi final-four'unda Fenerbahçe bu sezon iki kez yendiği...
1 milyar aç insan onun eline bakacak
1 milyar aç insan onun eline bakacak
Derviş'in başkanı seçildiği UNDP'nin hedefi 1.1 milyar insanın en az...
Ve SSK'lı 200 kurban
Beyin ameliyatlarında uzman İstanbul Tıp ile Cerrahpaşa Tıp Fakültesi...
Siyaset yapan Kürtler yeni bir dil kullanmalı
Bejan Matur, Kürt milliyetçiliği üzerine yazdığı gazete yazılarıyla...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu